Kimileri köyde hayvanlarla içiçe büyür, kimileri ise benim gibi apartman çocuğu olarak. Malum apartmanda hayvan beslemekle ilgili sınırlamalar ve annemin titizliğinden evcil hayvanımız da olmadı hiç. Kene nedir bir fikrim yoktu o zamanlar; sadece çizgi filmlerde köpeğin dayanılmaz kaşınması ve "pire torbası, kene yuvası" laflarını hatırlıyorum.  Derken tıp fakültesi yıllarında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi diye bir hastalık olduğunu öğrendiğimde "Dünyada ne hastalıklar var iyi ki biz de yok" demiştim.

Biz insanlar doğanın dengesiyle oynadıkça tabiat ana da intikamını alıyor bir şekilde. İşte kuş gribi furyasında bilinçsizce telef edilen tavuklar ve kuşlar kenelerin artmasına neden oldu. Doğada her şeyin bir varoluş nedeni ve bir besin zinciri var. Bir türü öldürürseniz başka tür bununla orantılı olarak artar. Bir de bu kene artışında küresel ısınmanın rol oynadığı düşünülüyor.

Gelelim şu kene meselesine. Dedim ya köyde büyüyenler ya da evcil hayvan besleyenler çok iyi bilir. Kene asalak bir hayvandır. Isırdığı hayvanın ya da insanın derisine tutunur ve kanını emer bu arada kendi taşıdığı ne gibi mikrop varsa onu da bulaştırır. Dünyada yaklaşık 850 türü var kenenin ve ülkemiz çeşit konusunda çok zengin! Lyme Hastalığı, Tick-Borne ensefaliti, Akdeniz Kanamalı Ateşi, Salmonellosis, Tularemi, Brusellozis, Listeriosis, Clostridium septicum, Borreliozis gibi enteresan isimli hastalıklar yapar insanda. Ama son yıllarda ülkemizde de canlar alan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) oldukça korkulan bir hastalık. 2002'den beri Yozgat, Sivas, Tokat derken bu sene İzmir'de de kene ısırma vakalarında artış ve ne yazik ki ölüm oldu. Geçen hafta Kınık ilçesinde kenenin ısırdığı bir bayan KKKA hastalığı nedeniyle ısırıktan 8 gün sonra vefat etti.

Kene ısırınca bunu farketmezsiniz. Çünkü kene felci denen bir klinik oluşur.  KKKA hastalığının kuluçkası 1-9 gün ve vakaların üçte biri (1/3) ölüyor. Bu yüzden en kısa sürede ve doğru şekilde kenenin çıkartılması gerekir. Başlangıçta ani gelişen yüksek ateş (40 derece), baş ağrısı, aşırı halsizlik, yorgunluk, eklem-kas ve karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal, boğaz ağrısı, konjunktivit, sarılık, fotofobi (ışıktan korkmak), duygu-durum değişikliği görülür. İkinci haftada ise deri altında kanama, burun ve diş eti kanaması, iç organlarda kanamalar, karaciğer-böbrek-solunum yetmezliği gelişir ve çok hızlı ilerleyen tablo sonucunda hasta kaybedilir..   

Çalı çırpının bol olduğu yere gidecekseniz vücudunuzu örten kıyafetler seçin. Kene-sinek-böcek kovucu krem sürün. Vücudunuzda aniden et beni çıkmaz bunun kene olabileceğini düşünün. Sakın kenenin üzerinde sigara söndürmek, iğneyle delmek, alkolle boğmak gibi zihni sinir girişimlerde bulunmayın. En yakın hastaneye en kısa sürede başvurun ve kendinizi doktorlara emanet edin. Gerisi takdiri İlahi!

Sağlıkla kalın.