Tayyip Erdoğan sabredemedi. 4 Nisan akşamı ağzı kulaklarında, kameralar karşısında zaferinin tadını çıkarıyordu. Kılıçdaroğlu ve Bahçeli ile dalga geçtiği konuşmasında "zaferinden" emin, tabloyu şöyle açıkladı: "Referandumda 'Hayır' dediniz ama 12 Eylül hakkında açılan davaya müdahil olmak için kuyruğa girdiniz."

Evet, "12 Eylül Tiyatrosu", 4 Nisan günü Ankara'da perdeyi açtı. Senaryoyu yazan Amerika. Tam 40 yıldır, güncelleşerek oynanan böyle bir senaryonun sahibi olarak ne kadar övünse azdır! Senaryonun 2012 versiyonunda başrollerde BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan ile F Tipi Gladyo bulunuyor. Zaman gazetesinin 3, 4 ve 5 Nisan tarihli manşetlerine bakmak bile başrol oyuncusunu görmek için yeter.  CHP ve MHP'ye bu oyunda "özel" bir rol düştüğü anlaşılıyor. Onlar kesinlikle figüran değiller. Eğitimin Birliği Yasası'nı tarihe havale eden 4+4+4 yasasındaki unutulmaz katkısı ile Devlet Bahçeli, 12 Eylül tiyatrosunda da üzerine düşeni yapıyor. Kılıçdaroğlu ise "Tiyatro"nun meşrulaşmasına verdiği destek ile gerçekten, içinde bulunduğumuz karşıdevrim sürecinde özel bir görev üstlendiğini bir kez daha kanıtlıyor.

Her filmde ve tiyatroda figüranlar vardır. 12 Eylül tiyatrosunda fazlasıyla vardır. Onlar, küçük çıkarlar karşılığı karınlarını doyurma peşindedirler. Bir de, ".... var diyene tuzu alıp koşan takımı" var. Türkiye'de bu takımın da epey kalabalık olduğu görülmüştür.

GERÇEK AMAÇ

Yargılama adı altında sahnelenen "Tiyatro"nun amacını bir kez daha yazalım. Amerika, 2007 yılında düğmesine bastığı, dört yıldır doludizgin uyguladığı "son darbe"yi gözlerden gizlemek için sis bombası atmaktadır. 1980 yılında "bizim oğlanları"na yaptırdığı darbeyi, 2012 yılında BOP görevlileri eliyle gerçekleştirdiği "Yeni Darbe"nin örtüsü olarak kullanmaktadır. Bu çıplak gerçeği görmemek için ya görevli, ya kör ya da işte o "tuzu alıp koşmaya hazır" avanak takımından olmak gerekir.

AYNI PROGRAM

12 Eylül programı bugün bütün yönleriyle uygulanıyor. Madde madde bakalım:

1-Türkiye ekonomisinin emperyalist merkezlere her bakımdan eklenmesi. Sonuna kadar serbest piyasa, özelleştirmeler, sıcak para operasyonlarıyla ülke kaynaklarının yağmalanması.

2-İşçi sınıfı başta olmak üzere halkın örgütsüz bırakılması. Esnek çalışma, taşeronlaştırma, işsizlik sopası ile terbiye edilen emekçiler.

3-Kemalist Devrimin kazanımlarını tasfiye ederek Türkiye'nin bir "Ilımlı İslam" ülkesi haline getirilmesi. Sadakaya şükreden insanlardan oluşan bir toplum. Öte yanda parmaklarında 60 milyonluk yüzükler, altlarında gemicikleri, İsviçre bankalarında gizli hesapları olan bir harami takımı.

4-Komşularımıza ve mazlumlar dünyasına karşı ABD'nin ve NATO'nun koçbaşı rolünü üstlenmek.

5- Emperyalizme karşı çıkan yurtseverleri hapislere atmak, tasfiye etmek, öldürmek.

Bu programı uzatabiliriz. Ama sadece sıraladığımız bu maddeler bile 12 Eylül'de ve bugün, aynı programın uygulandığını göstermeye yetiyor.

BOYNUZ VE KULAK

Ama bir konuda Tayyip Erdoğanların hakkını yemeyelim. Boynuz kulağı geçmiştir.

- 12 Eylül döneminde, devletin içine yuvalanmış çetelerin ürettiği sahte belgelerle

hiç kimse yargılanmadı. Bugün "Sahte Belge Üretme Merkezi" harıl harıl çalışıyor. Suçüstü yakalanmasına rağmen AKP iktidarının koruma kalkanı sayesinde faaliyetine devam ediyor.

- 12 Eylülcüler "gizli tanık" gibi müthiş bir "yargılama dayanağı" bulmamışlardı.

Günümüzde kim olduğu belli olmayan ve iddialarının doğruluğunu gösterecek bir kanıta ihtiyaç duyulmadan olduğu gibi kabul edilen "gizli tanık"lar, beyanlarıyla yüzlerce yurtseverin içerde tutulmasını sağlıyorlar.

- 12 Eylül'de kimin ne ile suçlandığı (doğru ya da yanlış), suçlama kanıtlarının ne olduğu ve o suçlama için öngörülen cezanın ne olduğu üç aşağı beş yukarı belliydi.

Bugün ise Amerika, AKP ve Fethullah karşıtı olmak, içeri atılmak için yeterli. Ne kadar içerde kalacakları ise tertip merkezinin keyfine bağlı.
 
Bu listeyi de uzatabiliriz.


"TİYATRO"NUN HEDEFİ

Tiyatro'nun yakın vadedeki amacını ise Abdullah Gül açıkladı: "AKP, CHP, MHP ve BDP bir araya gelerek güzel bir davranış ortaya koydular. Aynı birliğin yeni anayasa yapımında da olmasını bekliyoruz."

"Haydi Arkadaşlar, hedefe bir adım kaldı, ha gayret" diyor Abdullah Gül!
CHP ve MHP yönetimlerine değil ama CHP ve MHP'lilere duyurulur!