Sevgili dostlar kıymetli hemşehrilerim;

31 Mart seçimleri bitti sonuçlar hemen hemen belirlendi ve CHP siyasi hayatımızda tek partili dönemden bu yana yerel seçimlerde "birinci parti" olmayı başardı. Aslında bu CHP’nin tek parti döneminden kalan toplumsal hafızasındaki konumunun değişmesi ile ilgili bir durum. Toplum hafızasında nesiller değiştikçe aktarılan bilgilerin tercihleri daha az etkilediği, önceliklerin değişmesinin de yeni arayışlara insanları ittiği gerçeğini derinlemesine düşünmemiz gerekiyor.

Önümüzdeki ilk seçimde bu öncelikler değişmeyecek olursa, yaşlanan seçmenin yerine her yıl bir milyon iki yüz bin yeni seçmen ile toplumda 5 yılda %7 ye karşılık gelecek. Yeni seçmen kitlesinin tercihlerinin CHP'de konumlanması iktidarın el değiştireceğini garanti altına alıyor aslında.

Bir sonraki seçimde aday kim olursa olsun CHP'nin adayı cumhurbaşkanı olacak bunu şimdiden kestirmek zor değil. Zira DEM Parti seçmeni bile tercihini CHP'den yana rahatlıkla değiştirebiliyor. Bunu İstanbul seçimlerinde net olarak gördük. Siyaset bazen basit matematiksel hesaplarla öngörülebilir bir alan. AK Parti'nin bu durumda nasıl bir pozisyon alacağına gelince orada işler biraz zor. Zira bu seçim de gördük ki Recep Tayyip Erdoğan üzerinden AK Parti'ye yakıştırılan muhalefetin diktatörlük söylemleri ve yurtdışında buna benzer yapılan taraflı eleştiriler tamamen çöktü.

Bu saatten sonra Recep Tayyip Erdoğan'a diktatörlük yaftası hem tutmaz hemde gerçeklikten uzak bir iftira olur. Bu Türk demokrasisini tüm dünyada gerçek ve bağımsız seçim yapabilen başarılı demokratik ülkeler listesi seviyesinde üst sıralara çıkaracak bir sonuç bence. Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde ki faşist eğilim ve yönetimlerin sergilendiği son dönemlerde bu tür demokrasi dersi veren ülke profilinde olmak çok önemli. Ancak AK Parti'nin darbe aldığı asıl noktayı tedavi etmekten çok uzak bir başarı kriteri.

AK Parti yönetiminden de bu seçime dair beklentiler aslında ikiye ayrılıyor.

1-) AK Partili olarak aidiyet duygusu ile yönetimsel faaliyetlerin ve seçim çalışmalarında üye veya üst kademelerde görev alan partili seçmenin beklentileri.

2-) AK Parti'de aidiyet duygusunun dışında seçmen olarak tarafını memleket meseleleri üzerinden konumlandırarak oyunu aldığı seçmen.

Birinci sıradaki seçmenin beklentisi Recep Tayyip Erdoğan’nın MKYK dan başlayarak il, ilçe ve taşra teşkilatlarının liyakatli, sözüne güvenilir, tecrübeli, saygın ve adaletli idarecilerden oluşan bir ekibin, parti politikalarının yürütülmesinde görevlendirilmesi. Gençleştirme politikasının partinin büyümesine değil, var olduğu, hayat bulduğu sosyolojik tabandan kopmasına sebep olduğu gerçeğini görmesi. Bunu nasıl yapar? Belki kongreyi beklemek gerek. Belki kongrede beklenin aksine başka bir olağanüstü durum ile ters yönde bir tasfiyede gerçekleşebilir. Bu ihtimali de hiç zayıf görmediğimi söyleyebilirim.

İkinci sıradaki seçmen kitlesinin beklentisi ekonomik dengelerin ve gelir durumundaki uçurumun kapatılması üzerinden düzelebilecek gibi görünüyor. Enflasyon ve ücret dağılımındaki adaletsizlik bu seçmenin ilk önceliği. Toplumda yaşanan derin dalgalanmalar hem ahengi hem de toplumun hassas uçlarındaki stresi arttırıyor. AK Parti ekonomik politikalar konusunda başarılı olmak zorunda. Çünkü verilen SÖZ yeterli değil toplum nezdinde. Emekliler üzerinden koparılan fırtınanın toplumda bu kadar rağbet görmesinin tek sebebi de EYT’den 40-50 yaş arası emekli olan 2,5 milyon yeni emeklinin oluşturduğu sosyal medya algısı olduğunu belirtmeden geçmeyeceğim.

EYT cumhurbaşkanlığı seçimini kurtardı ama yerel seçimi kaybettiren en önemli seçmen kitlesi oldu.

Bunu da 31 Mart'ta gösterdi vatandaş.

Kalın sağlıcakla...