Kıymetli dostlarım, değerli hemşehrilerim;

Türk sinemasının unutulmaz filmlerini ve filmlerdeki repliklerin hayatımızda kullanıldığını hepimiz hatırlarız. Edebiyatımızın güzel eserleri film sektörüne ilham olmuş ve toplumun tüm hassasiyetlerini,çözülememiş problemlerini kah dramatik, kah mizah diliyle anlatan o güzel eserleri unutamayız. Edebiyat dünyamızın unutulmaz eserlerinden filmlere de konu olan bir kitaptan alıntı ile başlamak sanırım tam yerinde olacak.” Sabah ezanı okunurken, Aliye’nin yanında dalmış olanların üçü de uyandılar. Aliye hâlâ dalgın, hâlâ geçen korkunç saatlerin damarlarında tutuşturduğu humma; sarı, hasta yüzünde kızıl dalgalarla dolaşıyordu. Üçü de gözlerini açınca Aliye’nin yanına gittiler, sevgili yüzüne baktılar. Kurumuş dudakları mütemadiyen kımıldanıyor, mütemadiyen siyah kirpiklerinin ipekten birer saçak gibi tamamladığı çürümüş göz kapakları titriyordu...”toplumların yükselişinde ve sancısında “eğitim”in önemini vurgulaması açısından döneminde çok etkili bir eserdi. Eğitime kavuşamamış kişilerin git gide  vatan hainliğine, nihayet insan düşmanlığına doğru yol alabileceklerini, toplumun ve bireylerin eğitilmemesi karşısında çıkacak bu tehlikeyi anlatıyor ve uyarmaya çalışıyordu. Kaleme aldığı her metinle yeniden tartışılan Halide Edib’in unutulmaz romanını hatırlayanınız vardır umarım. Vurun Kahpeye romanı.

Siyasetin ve siyasetçinin günümüzde tüketen bir toplumun, üretmesini, ülkesi için özverili davranmasını ve bu olanakların sağlanmasını, toplumun değer ve hassasiyetlerinin de göz önünde tutulması gibi bir misyonu olmalı. Çünkü siyaset ve siyasetçinin de var olma sebebi milletin kendisidir. Milletin değerlerini ve beklentilerini karşılamak üzere kurulan siyasi partiler, bu değerleri kanunlar üzerinden hayatlarımıza yön veren,sözler verip,yeminler eden en önemli kişilerde siyasetçiler değil mi? AK Parti son yerel seçimlerin mağlubiyetinin sarsıntılarını, bu duruma sebep olan nedenleri araştıra dursun, iç hesaplaşmalarını da tamamlayamadığı gerçeği ortada dururken, parti içi linç kampanyalarının da en hararetlisini yaşıyor. Ekonomik sebeplerin,yanlış aday tercihlerinin, sandığa gitmeyen kırgın seçmenin, aidiyet duyan partilinin sesini duyuramadığının hiç bir önceliği yokmuş gibi konuşulması gerekilen en asli konudan bahsetmeyenler,paylaşılan bir yemek tabağının etrafında fırtına koparıyor. Evet toplumun önünde bulunan her siyasetçinin partisinin temel ilkeleri ve değerlerine saygı göstermesi zaruridir. Bu konuda yapılan eleştiriler haksız değil, tam tersine en sert bir dille de partinin yetkili kurullarının ağzından bu konudaki düşünceler deklare edilip tabana gereken mesaj verilmelidir. Gerekirse de savunması alınıp konu parti içi disiplin kurullarına sevk edilmelidir. Tamam da insan kendine sormadan da edemiyor, sayın milletvekili bu partiden aday yapılırken tanınmıyor muydu? Yaşam şekli ve seküler dünya görüşü bilinmiyor muydu, en azından izmir de Ankara’da medya camiasından bir kaç güvenilir partiliye sorsanız söylerdi bu detayları.

Tüm bu seçim süreçlerinde milletvekili yapılıp medyada ve sahada çalışırken herkes arkasında koşup desteklerken,tebrik edip boy,boy resimler verirlerken,geçmişi ve yaşantısı duruşu gizli ve karanlık mıydı? Hayır her şeyi ile hayatı ortada yaşayan bir hanımefendi idi sayın milletvekili. O gün İzmir milletvekili adayı olarak bu konularda dünya görüşü ve yaşantısı parti yöneticileri tarafından konu edildi mi? Kaldı ki AK Parti her kesimden oy alan bir siyasi hareket olduğu söylenilip tabanın eleştirilerine kulak tıkayıp aday olmasını yerinde bulanlar bugün neyi konuşacaklar. Eleştiriler elbette olacaktır ama her şeyden önce ADALET ve SAMİMİYET testinden geçen partililerin bu eleştiriyi yapması daha doğru olurdu.

Sayın vekilin gittiği mekana veya benzeri mekanlara giden ve yediği yemeği hatta yemeğin daha afillisini götüren hiç mi AK Parti'nin milletvekili ve üst düzey yöneticisi yok. Olduğunu ben dahil bir çoklarınız biliyor. Bence konuşulması gereken partinin milletvekili nin bu paylaşımı değil, toplumun vicdanına derin yaralar açan yolsuzluk, hırsızlık,ahlaksızlık ve dahi din üzerinden insanların kandırılmasına dur demeyenler olmalı değil mi? AK Parti'nin içerisinde yer alıp bu partinin üzerinden ekonomik beklentilerini tamamlayan bir sürü belediye başkan adayı, milletvekili ve yöneticiler için söylenen tek kelime var mı? AK Partili olup da bunları söyleyecek cesareti olmayanların,bu paylaşımı tasvip etmememe rağmen sadece görgü kurallarının dışındaki bu tavıra gösterdikleri orantısız linç girişimini kesinlikle samimi bulmuyorum. Bu partinin içerisinde fetö ile fotoğrafı olan kaç bakan,bakan yardımcısı ve milletvekili,il ve ilçe yöneticisi sayarız samimi olalım. Belediye başkan adayı olarak açıkladıklarımız arasında kaç tanesinde bu örgütle iltisak ortaya koyarız. Samimi cevap vermek gerekirse herkes başını öne eğer.

Arkadaşlar partimizin içerisinde gayri ahlaki durumları ayyuka çıkan kimler oldu geçmişte ve hala günümüzde, hemde bu konular çok mahrem olduğundan konumları gereği herkes kafasını çevirmedi mi, neden bu durumlarda konuşmayan arkadaşlar konu bir kadın üzerinden geliştiğinde bütün öfkelerini kusmaktan geri durmuyorlar. Erkek yaparsa susarak meşrulaştır, kadın yaparsa yaftayı yapıştır. Adalet ve samimiyet bir arada ve beraber ilerleyen ve kabul gören değerlerdir. Saygı görmek istiyorsanız önce haketmelisiniz. Her haksızlıkda doğruyu söyleyen saygıyı hakeder. Milletvekili listelerini yapanlara, belediye başkan adaylarını belirleyen iradeye, il ve ilçe başkanlarını atayan yöneticilere tek kelime edemeyenler, başarısızlığın hesabını ödemekten geri duranlar, sanki ortaya çıkarılan çok büyük bir olayı yakalamış gibi saldırıyorlar. Bu partinin genel merkezinde toz çekenlere ne ceza verdirdiniz,kime hesap sordunuz, toplumsal bir hastalık olan uyuşturucunun kullanılmasına tek kelime yazamayanlar o gün kaleminiz mi yoktu yoksa cesaretiniz mi? Her şeyi Recep Tayyip Erdoğan biliyor değil mi? Topu atın cumhurbaşkanımıza sonra da arkasına saklanın.

Bu milletvekili kendisini size Rahibe olarak mı tanıttı, bir cemaatin mensubu olarak mı muhafazakar bir kimlik taşıyarak mı tanıttı ki,yediği yemeği, gittiği mekanı paylaşmasına bu güne kadar göstermediğiniz, söyleyemediğiniz bütün öfkenizle tükürükler saçarak saldırıyorsunuz. Yaşantısı da kendide göz önünde değil miydi. Her kötü sonuçta insiyatif alamayan yöneticilerin halının altına süpürdüğünü pislikleri kimse görmüyor sanıyorsunuz değil mi? Millet 31 Martta ne dedi anlayamayanlar,bu partide bu kötü sonucu sadece sayın cumhurbaşkanımız mı anladı acaba. Yok öyle boş laflar her konuda samimi iseniz eğer, Erkek olun ve bir KADIN üzerinden korkaklığınızı cesurmuşsunuz gibi bize yutturmaya çalışmayın. Herkesin ederi de kalitesi de belli bizde.

Bundan sonra olacakları görelim bakalım daha kimler kimler bu olaya girecek. Ez cümle bir tane daha Halide Edip çıkmaz, bir tanede daha “Vurun Kahpeye” yazılmaz. Eğitilemeyen toplumların en büyük sorunu, cahil ve özgüvensiz bireylerin toplumu yönetmesidir.

Kalın sağlıcakla.