Değişime hala alışabildiğimizi söylemek zor. Sibel Bilgiç’ in bir şarkısı var, ‘Alışamadım bu son gidişine’ diye. Alışamadım bu son gelişine canım CHP. Alıştığımız olmadı ve kafamız çok daha fazla konuyla meşgul. Herkes bundan sonra Erdoğan’ın atacağı adımları da CHP’ nin belediyecilik konusunda göstereceği performansı merakla bekliyor. Halk gerçekten Erdoğan’a ‘’Kral Çıplak’’ mı dedi? CHP özellikle  İzmir’de altyapı, körfez ve trafik sorunuyla oy oranındaki düşük farkla CHP’ye ‘’Kral soyunuyor’’ mu dedi,  göreceğiz. Bu seçim bir dip dalga yaratılışı mı? Yok, yorumlamak uzun zamandır hiç bu kadar zor ve karmaşık olmamıştı.

En büyük dileğim  Parlamenter sisteme biran önce dönüş. En büyük sorum da Dolar, Euro, altın ve faiz ne olacak? Ekonomi insanı en çok sarsan gerçeklik. Markete, pazara gitmeye korkar olduk. Bundan sonra izlenecek ekonomi politikaları, belediyecilik becerileri dört sene sonra kaderimizi belirleyecek. İşte oldu bitti diyemediğimiz dört yıllık, kısa gibi görünen ama artık umuda bu kadar yaklaşmışken kaybetmeyi kaldıramayacak yüreklerimiz için çoook uzun bir sürece girdik.

Türkiye haritasını kırmızıya boyayan CHP’li belediye başkanlarımız ülkenin geleceğini belirleyecekler. Bu nedenle denetlenecek olmalarına çok memnunum. CHP’nin yaptığı yerel yönetimler planına göre uzun yıllar Eskişehir’i yöneten Yılmaz Büyükerşen parti bünyesinde bir yerel yönetim üniversitesi kuracak ve seçilen belediye başkanları bu birimde eğitimler alacak. Sayıştay denetçileri tarafından oluşturulan teftiş kurulu ile CHP adına partili belediyeler 3 ayda bir denetlenecek. Öğrenci yurtları, kreşler, lokantalar gibi sosyal projeler ortaklaştırılacak ve ihtiyaca göre belli bir standartta olması sağlanacak. Mutluluk ve umutla olacakları bekliyoruz.

Tutuklanan gazeteciler

Türkiye’de gazeteciler yazdıkları ve söyledikleriyle cezaevlerinde tutuluyor.  Tutuklu ve hükümlü tüm meslektaşlarımız serbest bırakılmalı. Çünkü gazetecilik suç değildir. Sevgili Süleyman Gençel’i ve diğer meslektaşlarımızı unutmuyoruz. Şuan rüzgar tersine dönmüşken bu konuda belediye başkanlarımızı da desteğe davet ediyorum. Eski başkanımız Tunç Soyer’e Süleyman Gençel ile ilgili destek için her gazetede aynı köşe yazısını yayınlayalım, sizin de adınızla olsun diye bir teklifte bulunmuştum. Soyer de bana ‘’Benim için o kadar çok kötü şey yazan birine ben nasıl yardım edeyim şimdi?’’ demişti. Gençel ile çalışmayan bilmez, onu tanımayan onun entelektüel kişiliğinden keyif alamaz aslında. O hiç kimsenin onun hakkındaki düşüncelerine önem vermez. Çalışma arkadaşlarına her zaman çok destektir ve sohbeti en güzel insanlardan biridir. Pek çok anlamda ilk mesleğe başladığımız yıllarda ilham kaynağı olmuştur, özellikle başkalarının düşüncelerine fazla zaman ayırmamak konusunda. Şimdi Başkanımız Cemil Tugay’ a da aynı çağrıyı yapıyorum. Bizimle birlik olun ve Süleyman Gençel için lütfen bizimle birlikte savaşın. Yaramaz, başına buyruk,  entelektüel  abimizi düşüncelerini yazdığı için cezalandırmayın, o buna da hiç takılmaz, yine çıktığında düşüncesi neyse onu yazar, Gençel’i harika yapan da budur.