Altay, geçen hafta Ümraniyespor karşısında 37. dakikada eksik kalmıştı ama buna rağmen iyi futbol sergilemişti. 'O iyi oyunu İstanbulspor deplasmanında bu sefer 11 kişi ile sergileyebilecek miydi?' sorusu merak konusuydu.
Sergilediler. Başlama düdüğü çaldı, çalar çalmaz pozisyona girdi. Deplasmanda olmasına rağmen, kendi sahasındaymış gibi oynadı, bol bol pozisyonlar buldu, bol bol goller kaçırdı ama...
***
Her şey olumlu giderken Calic pas aldı. Çevresinde hiç bir Altaylı yoktu. Rahatça önünü döndü yine kimse gelmedi. Topu önüne açıp şut çekmek istedi. Baktı kendisine hala basan yok, şut çekmekten vazgeçti ve bir kez daha topu önüne sürüp kaleye daha çok yaklaştı. Hiç bir baskı görmeden şutunu çekti, 19. dakikada golünü attı. Siyah beyazlı futbolcular adeta uyudu.
Hemen 1 dakika sonrası. Kappel sol tarafta pas aldı, defans arkasına sarktı, dibine vurup, kalecinin üzerinden topu ağlara gönderdi, skora dengeyi getirdi. Her zaman ceza alanına topla çok iyi girer, pas vermeyi dener, bir türlü başarılı olamazdı. En büyük eksiklerinden biri bu idi. Bu sefer kaleyi denedi, başarılı oldu.
Altay üstünlüğünü sürdürdü ve 39'da Putsila ile öne geçti. Bu golden sonra her şey değişti. İstanbulspor üstünlüğü ele geçirdi, yüklenmeye başladı.
***
İkinci yarı da ilk yarının sonraları gibi ev sahibi takımın üstünlüğü ile geçti. Bol bol pozisyon yakaladı, değerlendiremedi. Altay'ın bu oyunla gol yememesi mucize olurdu, o mucize olmadı. 76. dakikada Eslem'in uzaktan şutu ile beraberlik geldi. 2-2.
Oyun şekli yine değişti, Altay hücum etmeyi hatırladı. Skora göre bir oyun vardı bu karşılaşmada. Defanslar çok kolay aşıldı, gol pozisyonları yakalandı, değerlendirilemedi.
86, maçın en önemli dakikası idi. Eslem Berkay'ın önüne topu bıraktı. Ceza alanı içerisinde kaleciyle karşı karşıya kalmıştı. Vurdu, kaleci Aydın'ın üzerine gitti. Bu gol olsa, maçın galibi büyük ihtimalle ev sahibi takım olacaktı. Karşılıklı ataklar son düdüğe kadar devam etti, gol atılamayınca maç 2-2 beraberlikle sona erdi.

Notlar

* İstanbulspor her nedense devamlı sağdan atak yaptı. Sol tarafını neredeyse hiç kullanmadı.
* 54. dakikada, ileriye çıkan Gençer, topu Ali Dere'ye kaptırdı, hızla giden rakibinin bacağının arka tarafına basarak, hızlı hücumu faulle kesti. Sarı kartı gördü ama ucuz atlattı diyebilirim. Kırmızı kart bile verilebilirdi ki, örnekleri çok.
* Sol taraftan ceza alanının içine, sağ tarafına yüksekten pas atıldı. Oraya doğru Mustafa topa baka baka, arkası dönük bir şekilde koştu. Rakibini görmedi ve temas yaşandı. Ama ofsayt bayrağı kalkmıştı. Ofsayt olmasa ve pası alacak isim kurnaz biri olsa, çok ama çok kolay bir penaltı alabilirdi. Mustafa koştuğu yeri de süzmeli, ona göre topa hamle yapmalı. Körü körüne gitmek olmaz.
* Kappel bir pozisyonda defansa geldi, savunma oyuncusu gibi bir müdahale yaptı ve takımını olası bir golden kurtarmış oldu. Bunu her maç bir kaç kere yapıyor.
* Leandrinho'yo ofsaytta çok geziyor. Buna biraz dikkat etmeli.
* Yanlış hatırlamıyorsam, bu maça kadar Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı'nda Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanyana büyükçe resimleri vardı kale arkasında, Türk bayrakları arasında. Ama bu sefer bayrakların arasında sadece Atatürk resmi kalmış, Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi kaldırılmıştı.

Fenerbahçe soru işareti

Fenerbahçe lige çok iyi bir giriş yaptı ve liderlik koltuğunu hemen devraldı. Sarı lacivertliler için 2 farklı durum söz konusu. Teknik Direktör Ersun Yanal'ın takımları sürekli lige çok iyi başlar, sonradan stop eder. Acaba bir kez daha aynı durum yaşanabilir mi? Fakat başka bir açıdan bakacak olursak, Fenerbahçe'ye ilk geldiği zaman böyle bir şey olmamış,  takımı şampiyon yapmıştı. Neler olacağını göreceğiz.