Ligde hiç galibiyet alamamak Yukatel Denizlispor'u oldukça olumsuz etkilemiş. Gençlerbirliği deplasmanında topu rakibine bıraktı, gol yememek için uğraştı. Hızlı adamlarını kullanarak, rakip kaleye gitmeye çalıştı. İlk yarıda neredeyse hiç pozisyon yoktu ama 2 gol vardı.
Gençlerbirliği devamlı top çevirdi, boşluk aradı. Yavaş oynadıkları, ağır hareket ettikleri için pozisyon bulmaları çok zordu.
Köşe vuruşundan gelen topa Subotic rahatça vurdu kafayı, golü atıverdi. İlk yarıda, uzatmaların da sonu geliyorken, Rodallega'nın füzesine kaleci dokunsa da ağlarla buluşmasına engel olamadı.
***
Bu yarı tatsız tuzsuz bir mücadele izledik ama 2. yarı oyun farklılaştı. Tempo hızlandı. Bu da pozisyonları getirdi. Paslar ne kadar hızlanırsa, oyuncular ne kadar çok koşar ne kadar yer değiştirirse o kadar da pozisyonlar artar. Gençlerbirliği hızlı oynayınca, rakibi de buna ayak uydurdu. Kaptığı toplarla Denizlispor'un hızlı oyuncuları doğrudan kaleye gitmeye başladı. Seyir zevki çok yükseldi. 
Her iki takım da pres yapıyor, tamamen geri çekilen olmuyordu. Boş alan çoktu ancak bunu en çok yakalayan konuk takım oldu. Geride olan takım defansif riske girmeliydi elbet.
***
Özgür, 62. dakikada rakibine karate hareketi yaptı, hakem de 'burada karate yapılmıyor, futbol oynanıyor' dedi, penaltı noktasını gösterdi. Pozisyonun sonlanmasını, topun sahayı terk etmesini beklemedi. Böyle bir pozisyonda, böyle bir hareket nasıl yapılır anlayamadım. Rakip göğsüne topu almış ama top hala havada. Kaleye vurabilmesi için topun yere inmesi gerekir. O zaman hemen oyuncunun yanına gelecek, geçebiliyorsa biraz önüne geçip, kaleyi kapatacak, yetişemiyorsa omuzunu dayayıp, hafif şarj yapıp, vuruş anında topun önüne ayağını koyacak ya da temas etmeyecek şekilde önüne yatacak.
Penaltıyı kullanan Stancu, kaleciyi yatırdı, Panelka tarzı vuruşunu yaptı, topa fazla yükseklik verdi. Direkten dönen topu tamamlayıp, golü attı ama kurallara göre golün iptal olması gerekiyordu. Direkten dönen topa penaltıyı atanlar dokunamaz, dokunursa top rakibe geçer. Dokunulabilmesi için kalecinin de önceden temas etmesi gerekir.
***
Gençlerbirliği yüklendi, az pozisyona girmeye başladı, Denizlispor hızla çıktı, net pozisyonlar yakaladı, bir türlü gol atılamadı. Direkten dönen bir şut vardı yeşil siyahlı takım adına Rodallega'dan.
Son dakikalarda fark 1'e düştü, heyecan yaşandı, başka gol gelmedi ve Horozlar bu sezon ilk galibiyetlerini aldılar 2-1'lik skorla.
***
Rodallega çok çalıştı, çok istedi, bana göre maçın en iyisi oldu.
***
Maçlar seyircisiz olunca, saha içindeki bağırışlar daha iyi duyuluyor. Öyle bağırıyorlar ki, futbol hayatı bitecek bir sakatlık yaşamış gibi. Normal hayatta canımızın çok yandığı sakarlıklarımız oluyor, ayağımızı evde sandalyeye vurmak gibi. Karşılaşmalardaki darbelerden çok çok daha fazla acı çekiliyor. Bağır bakalım aynı şekilde evin için. Komşular hemen koşar bir şey olmuş gibi. Ya da bir boksör düşünelim. Darbe yediğinde futbolcular gibi bağırıyor. İlk bağırışında uyarırlar, ikincisinde tekrar uyarırlar, üçüncüsünde güle güle. 'Sen git annenin yanında ve asla ayrılma' derler.
***
Rodallega oyundan alınırken, kollarındaki bantları çıkarıp yere attı. Bu konuya değinmiştim önceki bir yazımda, yine değinmek zorunda kaldım. Saha çöplük değil. TFF bu konuya eğilmeli, bir şeyler yapmalı. Temizlik imandan gelir.

Akhisar’da gol sesi çıkmadı

Pazartesi akşamı 2 maç izledim. İki maç da birbirinin kopyası gibiydi. İlk yarı durgun, ikinci yarı hızlı. 
Egeliler puan için kapıştı Akhisar'da. Gençlerbirliği ile Yukatel Denizlispor maçı gibi bu müsabaka da farklı 2 yarı izledik. 
Aslında ilk başlayan müsabaka bu idi ama köşe yazımda diğerinin altına yazacağım için, bu konuya burada değinmeyi uygun gördüm. 
***
Birbirinin oyununu bozmaya uğraşan iki takım, kaleye gitmekte zorlandı. Ceza alanına nadiren girdi top. Kaleyi bulan ilk şut 20. dakikada geldi ancak.
Akhisarspor yan pas yaptı, Menemenspor topun arkasında durdu. Ortada geçen maç, ilk yarının sonlarına doğru konuk ekip lehine döndü. Sarı lacivertliler üst üste pozisyonlara girdi. 38. dakikada Akanbi defans arkasına sarktı, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Açıyı kapatmaya çalışan Lukac'ın yere yattığını görünce, topun dibine girdi, aşırtmak istedi ama deneyimli kaleci gole izin vermedi.
2. yarı hızlı başladı ve hız karşılaşma bitene kadar hiç kesilmedi. Karşılıklı pozisyonlar vardı, gol yoktu.
***
Her iki takım için Süper Lig şansı yok denecek kadar az. Çok koşan, çok çabalayan oyuncular var ama tecrübe eksiklikleri çok. İyi oynasalar da aynı düzeyde takım bu ligde fazlaca var. İlk hedefleri kümede kalmak olmalı.
***
Bu maçta öne çıkaracağım isim Vrsajevic. Her maçta yaptığını, bu maçta da yaptı, sağ kulvarı olduğu gibi kullandı. Defans yaptı, ileriye çıktı sürekli ama sürekli defans arkasına sızdı. Bu kadar çok pozisyon yakaladığını izlediğim maçlarda görmedim. Kaleciyle defalarca karşı karşıya kaldı, son vuruşlardaki eksikliği gol atmasına engel oldu.
Bir tane de asist yaptı. Selmani kalesini terk etmişti. Ali Kaan sakin kalabilse, kalesine koşan iki oyuncunun arasından çok rahat gol atabilirdi ama dönüp hemen vurmak istedi, top ayağına dolaştı.