Göztepe için tarihi bir gün yaşandı. Çok övülen stadının açılışını yaptı. Bunun yanında ilk maçında da Beşiktaş'ı konuk etti ve sahadan 2-1'lik galibiyetle ayrıldı.
Müsabakaya Göztepe çok hızlı başladı. Son derece iştahlıydı. Rakibi buna ayak uyduramayınca, oyunun hakimiyetini eline aldı. Sağlı sollu ataklarla pozisyonlara girdi, goller kaçırdı. Buna karşın kalesinde neredeyse hiç tehlike yaşamadı. 25. dakikada bu güzel oyununun meyvesini aldı ve Serdar - Halil ortaklığından bir gol buldu.
*** 
Öne geçmesiyle birlikte oyun farklı bir boyuta taşındı. Üst üste paslar yapamayan, topu hemen kaptıran Beşiktaş, bunu değiştirdi. Rakibi fırtına gibi esmeyi bırakınca, oyunun üstünlüğünü ele almaya başladı. Yavaş yavaş kaleye yaklaştı, ceza alanına girmeyi başardı. Bu da penaltıyı getirdi. Golü atan Halil'in topa müdahale etmek için uzattığı ayağı, beraberlik golüne sebebiyet verdi.
İştahlı oyun güzeldir ama kendi ceza alanı içerisinde aşırı iştah küpüne zarar. Burada sakin kalmalı, topu kapmaktan çok rakibin önünde durup, geçilmemeli ve şut çekmesini veya pas vermesini engellemeliydi.
Beraberlik oyunun seyrini değiştirmedi. Siyah beyazlılar yüklendi, sarı kırmızılılar hızlı hücumları tercih etti. Duran bir toptan yapılan orta ile Göz Göz tekrar öne geçti, Borges ile. İlk yarı da tam bitmek üzereydi ve bu son ataktı.
*** 
İkinci yarı sarı kırmızılılar daha da geriye çekildi. Serdar ve özellikle de Halil'i kullanarak ataklara çıkmaya başladı. Bundan sonra sahneye Beto çıktı. Burak'ın 2 tane golünü engelledi, 3 puan kazanılmasında büyük bir pay sahibi oldu. Titi'nin kaptırdığı topta, karşı karşıya pozisyonda, açıyı kapattı, büyüdü ve açtığı kolu sayesinde topun filelere gitmesini engelledi. Diğerinde ise son saniyelerde Burak'ın güzel şutunda uçtu ve topu çeldi. 
*** 
Göztepe'nin 3 puan almasında başka bir neden, rakibinin çok pas hatası yapmasıydı. Kale önüne kadar geldiler, sonrasında ne pasları isabetliydi ne de ortaları. 
Halil ve Serdar, sık sık geriye kadar geldi, defansa da yardımcı oldu. Canlarını dişlerine taktılar, karşılaşmanın öne çıkan isimlerinden oldular.
Halil ile daha 19 yaşına girmemiş ve ilk kez ilk 11'de oynayan Rıdvan, özellikle ikinci yarı adeta düelloya girdiler. Halil hücum etti, Rıdvan savundu. Böylesine hızlı bir futbolcuyu, geniş alanda yakalanmasına rağmen genç oyuncu çoğu defa durdurmayı başardı. Hiç heyecan yapmadı, uzun süredir oynuyormuşçasına görevini yerine getirdi.
*** 
Ayağa basmalar çok abartılıyor. N'Koudou Castro'ya çalım atarken ayağına bastı. Rakibi ayak uzattı, o da yere basarken üzerine denk geldi. Hakem Hüseyin Göçek, N'koudou aleyhine faul verdi ve sarı kart gösterdi. Kartı geçtik, burada faul bile olmamalı, oyun devam etmeli. Eğer bu, kural ise değişmeli, yanlış yorum ise hakemler özel olarak bilgilendirilmeli. Başka hakemler de bu tür pozisyonlarda aynı kararları verebiliyorlar.
Burak defans arkasına sarktı, kaleciyle karşı karşıya iken üstten auta vurdu. Beto yardımcı hakeme tepki gösterdi, ofsayt bayrağını kaldırmadı diye. Oysa atak bitince kaldırdı. Yeni kurallara hala ayak uyduramadı bazı futbolcular. Gerçi ayak uyduramayan bazı hakemler de var, atağın bitmesini beklemeden bayrağını kaldıran. Alt liglerde bu kural olmadığından, orada da hakemlik yapanlar varsa, onları anlayabilirim; karıştırmaları normal.

Menemenspor eriyor

Ekol Göz Menemenspor yavaş yavaş zirveden uzaklaşıyor. Lider Hatayspor deplasmanından da eli boş döndü ve son 3 maçından da puan çıkaramamış oldu.
Rakibi her ne kadar lider de olsa, başa baş bir oyun sergiledi. Topla daha çok oynayan ev sahibi takım olsa da, kaleye daha çok giden, gole daha çok yakın olan kendileriydi. 
*** 
Sarı lacivertli takım teknik direktörü Cenk Laleci, rakibin daha atak oynayacağını düşünmüş olsa gerek, defansa önem vermişti. Buradan yola çıkarak da, forvete Ali'nin yerine, güçlü fiziği ile ileri uzun oynanan topları toplayacak Hüseyin'i koymuştu. Rakibi karşıla, kapılan topları Hüseyin'e uzun oyna, o da alsın, hızla ileriye çıkan arkadaşlarına aktarsın ve kaleye hücum edilsin.
*** 
Puan alınabilecek bir maç diye düşünürken, 48. dakikadaki haksız penaltı, Menemenspor'u tuş etti. Öyle bir temasa böyle düşülmez. Pozisyon yokken, gol yenmiş oldu. Penaltıya sebebiyet veren Alberk için de umarım ders olur. Elinin rakibine temas etmesine bile bazen hakemler faul verebiliyor. Bu sebepten ceza alanında elini rakibine götürmemeli.
Penaltı atılırken kaleci Selmani sağa sola hareket edip, rakibini şaşırtmaya çalıştı. Ama atılırken durdu ve öne çıkıp, bir tarafa atladı. Ters köşe oldu.  Kurtarsa da ileriye çıktığı için penaltı iptal edilebilir ve tekrardan kullanılabilirdi. Oysa çizgide bir köşeye iyice uzanmalıydı. Böylelikle kurtarma olasılığı daha da çok artardı. Penaltılara çalışması gerekiyor.
*** 
Menemenspor beraberlik için yüklenmeye başladı. Pozisyonlar buldu ama değerlendiremedi. Zaman geçtikçe daha da açıldı. Sağ bek Ali Keten orta sahaya geçti, defans 3'lüye döndü. Bu da açıklar vermesine neden oldu. İlk defa oyuna giren yeni transfer Diop, dahil olduğu 5. dakikasında golle tanıştı ve farkı 2'ye çıkardı. Türkiye'de şaşalı bir başlangıç yapmış oldu. Karşılaşma da 2-0 ev sahibi takım üstünlüğü ile sona erdi.
*** 
Hüseyin ile eski Altınordulu Yusuf adeta düelloya giriştiler. Birbirlerine faul yapıp durdular, sık sık yerde kaldılar, hakeme itirazda bulundular. Ama birbirlerine hiçbir şekilde sportmenlik dışı bir davranışta bulunmadılar. 
Hüseyin'e faul yapıldı ve yerde kaldı. Sağlık ekibi girdi. Genellikle saha dışına çıkıp, sonra oyuna giriliyor. Bu sefer böyle olmadı. Acaba burada farklı bir kural mı var, bilemeyeceğim.
Hatalı taçlara pek rastlamıyordum. Bugün 1 kere oldu, bir gün önceki Altay maçında da 2 kere...
Faul kullanılacakken Murat Erdemir topun önünde durdu ve çorabını düzeltmeye başladı. Hakem sarı kart uyarısı yaptı. Eğer faul atışını üzerine yapıp, topu ona çarptırsalardı, uyarı gelmez, doğrudan sarı kartı yiyebilirdi. Murat dikkat etmeli.
Önde olan takımın oyuncusu Selim, değiştirilecekken, çizgiye yakın yerden çıkmalıydı. Menemenli oyuncuların itirazına rağmen, bunu yapmadı. Hakem de sesini çıkarmadı ve göz yumdu. Yani yeni kuralı uygulamadı, oyuncunun zaman geçirmesine sessiz kaldı.