4 haftadır galibiyete hasret Altınordu'nun rakibi, lig 2'ncisi Akın Çorap Giresunspor'du.
Daha 3. dakikada, kanayan yara defans arkasına adam kaçırma yüzünden mağlup duruma düşecekti. Mehmet kaleciyle karşı karşıya kaldı, iyi vuramadı, topu Berke'nin kucağını nişanladı.

Altınordu bol bol pas yaptı ama ne zaman ileriye çıktı, ceza alanına yaklaştı, orada başarılı olamadı. Ya ara paslar hızlı atıldı ya da ceza alanına yapılan ortalar çok kötüydü.
Giresunspor sadece defansı tercih etti, yarı alanına çekildi, rakibinin pas yapmasına izin verdi. İleriye uzun paslarla gitmeyi tercih etti, bunda da 3. dakikadaki pozisyon dışında pek başarılı olamadı.

31. dakikada Altınordu hızlı atağa çıkmak istedi. Murat'ın önüne uzun bir top atıldı. Rakibi Hüsamettin'den daha hızlıydı ve geçmeyi başardı. Arkada kalan Hüsamettin, Murat'ı durdurmak için, omuzunun üstünden elini geçirdi ve çekmeye başladı. Baktı ki Murat'ın duracağı yok, ayağını da yerden kesti, tüm gücüyle üzerine asıldı. Yani sırtına bohça gibi asıldı ve sonunda düşürmeyi başardı. Hakem faulü verip, Hüsamettin'e sarı kartı gösterdi. Bütün bunlar teknik direktör Metin Diyadin'in önünde oldu ve hakeme bağırmaya başladı:
'Hocam hangisi yaptı faulü?'
Yani Metin Diyadin'e göre faulü yapan Murat'tı anladığım kadarıyla. Sanırım futbolu, Amerikan futboluyla karıştırdı. Ancak Amerikan futbolunda da bu faul sayılmaz. Acaba rakibini sırtında taşımayı başaramadığı, yere düşürdüğü için mi Murat'a kızdı da, böyle bir tepki verdi. Yere düşürünce sakatlayabilirdi Hüsamettin'i. Bak şimdi hak verdim Metin Diyadin'e!
Faul yapılan o Murat, 3 dakika sonra biraz çaprazdan, kaleciyle karşı karşıya kalmışken, topu üstten auta gönderdi. Altınordu'nun en büyük zaaflarından 2.'si de ceza alanındaki vuruşları.

Ancak bu zaafı 35. dakikada yapmadılar. Savunma arkasına harika pas, ceza alanı içerisindeki Barış'a da yine kaliteli bir çıkarış, güzel bir şut ve gol. Altınordu öne geçti.
44. dakikada Anıl, geri pasta vuracakmış gibi yapıp sol tarafa hareketlenmiş olan kendi oyuncusuna pas vermek istedi. Bunu yapamayınca top Kerim'in önünde kaldı ve kendisine sunulan bu ikramı geri çevirmeyip, farkı 2'ye çıkardı.

Giresunspor ikinci yarıya golle başladı. Çekilen şut direkten döndü ve tamamlayan Dimitriadis oldu.
Giresunspor bambaşka bir takım oluvermişti. Oyuna hükmediyor, bastırdıkça bastırıyordu.
51. dakikada Caner ayağını uzattı, hiç bir temas olmamasına rağmen Hüsamettin kendini yere attı, hakem penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını Berke az kalsın kurtaracaktı ama elinin altından geçip gitti top. Bu sefer ikramcı hakem oldu.

58'de yüzde yüzlük bir pozisyon daha yakaladı Giresunspor. Kaleci diğer direk dibinde kalmışken, kale çizgisinde de sadece Caner varken Dialiba altıpas üzerinde topu düzeltip de vurdu. Koskoca kale varken, Caner'in üzerine vurması inanılacak gibi değildi.
68'de yine atağa kalkan konuk takım oldu ve yine Berke gole izin vermedi. Altınordu tamamen frene basmış, Giresunspor da tersine vites arttırmıştı.
Güzel kurtarışlar yapan Berke, Anıl'dan arta kalmak istememiş olsa gerek, çok tehlikeli bir noktadaki oyuncusuna pas vermek istedi ama rakip oyuncu araya girince, gol yemek kaçınılmaz oldu, Altınordu geriye düştü.

Bu golden 2 dakika sonra oyuna gireli 6 dakika olmuşken Erdoğan defans arkasına sarkıp şutunu çekti, beraberliği getirdi.
Orta sahalar iyice düştü, bir o kalede bir bu kalede sürekli tehlikeler yaşandı, yaşatıldı. Altınordu o son pası yapmayı beceremedi hep, Giresunspor'a ise Berke engel oldu, yaptığı kurtarışlarla. Ve hasret çıktı 5 maça...

Kaçır kaçır, sonra yenil

Geçen sene Süper Ligi kıl payı kaçıran Eskişehirspor, kadrosunda çok fazla değişiklik olmamasına rağmen bu sezon düşme hattında geziniyor. Balıkesirspor Baltok ise ilk 6 için mücadele ediyor.
Geçen sezon hücumda çok başarılı bir performans sergileyen Eskişehirspor, defansta tamamen dökülüyordu. Bu sezon için de değişen bir şey yoktu. Üzerine yüklenildiğinde çok açıklar veriyordu.
Karşılaşma başladığında ev sahibi Balıkesir, rakibinin bu açığını çok iyi kullandı. Gerek uzun toplarla gerekse ayağa paslarla ceza alanına girdi, pozisyon üretti, gol atamadı. Kaleci Kayacan'ın da etkisi oldu bunda. Birçok kurtarışının içinde doksandan çıkardığı bir topta vardı.
20. dakikada kaçan gol ise tam saç baş yoldurtacak türdendi. Kornerden gelen topta Glumac bomboş bir durumda, kafa vuruşu yaptı, yere vurdurdu, üstten auta gitti.
24'te de organize bir atak gerçekleşti. Güzel paslaşmalar, arkaya kaçmalar... Uğur'un ortasına Nizamettin kafayla vurdu, kaleciden dönen topu kafayla Abdulkadir tamamladı, sonunda gol atılabildi.

Hemen ardından Otoo kaleciyle karşı karşıya kaldı, topu auta attı. Hep bahsettiğim o kötü zeminlerin kurbanı oldu. Tam vuruşu yapacakken top sekti, istediği gibi vuramadı.
30. dakikada da Balıkesir defansı, Eskişehir defansına özenmiş olsa gerek, yapılmayacak bir hata yaptı. Köşe vuruşunda arka direğe gelen topta Ofoedu öylesine boştu ki, tek vuruş yapma gereği duymadı. Önce düzeltti, düzeltirken biraz ayağından açtı, yine basan olmadı, vuruşunu yaptı, golünü attı. Üste üste goller kaçıran Balıkesir, kalesine 1 kere gelen Eskişehir'den gol yemiş oldu.

Balıkesir tekrar üstünlüğü eline geçirmek için bastırdı, yine kaçırdı. 44'te Eskişehir 2. defa tehlike yarattı, 2. golünü attı. Ofoedu bu sefer boş değildi ama gol nasıl atılacağı dersini verdi adeta.

İkinci yarıya dengeli başlandı. Üstünlük kuran bir takım yoktu. Konuk takım da tehlikeli ataklar yapmaya başlamıştı.
Yavaş yavaş kaleden uzak bir müsabakaya dönüştü, uzunca bir sürede böyle devam etti. Ta ki 3. gol öncesi penaltı pozisyonuna kadar.
80'de gol kaçıran bu sefer Abdulkadir'di. Ofoedu'nun 2. golüne benzer bir pozisyonda kafa vuruşu havaya dikildi, auta bile gitmedi.
89'da Sedat 2 kişiyi geçti, vuruşunu yaptı, skoru 2-3'e taşıdı. Ardından beraberlik için yüklendi, şanslar da yakaladı, olmadı.
Balıkesirspor Baltok 16 şut çekip, kalesinde sadece 6 şut gördü. Bu üstünlüğe rağmen yine de yenilmekten kurtulamadı, ilk 6 yarışında büyük bir yara almış oldu.
Maçtan bir kaç nottan da bahsedeyim:
İkinci yarının başlaması için uzun bir süre hakemler beklendi. Herkesin gözü yollarda kaldı. Hakemler sahaya çıkarken de ıslıklandılar.
59. dakikada Eskişehir defans oyuncusu topu uzaklaştırmak için vurdu, kendi kalesine yöneldi, başka bir oyuncu vurdu, onda da kendi kalesine doğru yöneldi. Sonrasında tehlike yaşadılar, gol yemediler.

64. dakikada Bruno Mazenga'nın formasının kolu yırtıldı. Sarka sarka maça devam etti. Oysa hakemin formayı değiştirtmesi gerekirdi. Ancak 4 dakika sonra değiştirdi. Sarkan bir parçayla oynamak, kolay bir şey de değil.
Karşılaşma bitiminde ilkler yaşandı. Balıkesir ilk defa evinde kaybetti, Eskişehirspor ilk defa deplasmanda kazandı.