İzmir Barosu, Yargıtay’ın Pınar Gültekin cinayetiyle ilgili verdiği karara sert tepki gösterdi. Kadın hakları konusunda önemli açıklamalarda bulunan İzmir Barosu Kadın Hakları Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ceren Şen, kararın cinsiyet temelli ayrımcılığı yansıttığını ifade etti. İzmir Barosu, Pınar Gültekin için adalet sağlanana kadar davanın takipçisi olacaklarını belirtti.
Muğla'da 2020 yılında boğularak ve ardından varilde diri diri yakılarak katledilen Pınar Gültekin cinayeti, ülke gündeminde geniş yankı uyandırdı. Cinayetle ilgili yargı süreci devam ederken, Yargıtay tarafından verilen son karar, İzmir Barosu tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Baro adına açıklama yapan İzmir Barosu Kadın Hakları Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ceren Şen, "Cinsiyet temelli ayrımcı bakış açısıyla, cinayetin canavarca hisle işlenmediği yönünde verilen karar, kadın düşmanlığından başka bir anlam taşımamaktadır. İzmir Barosu olarak Pınar Gültekin için adalet sağlanana kadar bu davanın takipçisi olacağız" dedi.
Gültekin cinayetinin ardından, sanık Cemal Metin Avcı’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulmasına tepkiler çığ gibi büyüdü. Şen, bu durumu "kara leke" olarak nitelendirerek şu şekilde ifade etti: "Muğla’da 2020 yılında üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in Cemal Metin Avcı tarafından canavarca hisle, eziyet çektirilerek öldürülmesine ilişkin gerçekleştirilen yargılamada, Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi sanık hakkında tasarlayarak öldürmeden hüküm kurup haksız tahrik indirimi uygulamış, sanığın 23 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir. Karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bu başvuru sonucunda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, bu hatalı kararı kaldırmış; tasarlayarak ve canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme nedeniyle sanık hakkında müebbet hapis cezasına hükmetmiştir. Bu karar, hem toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesine ilişkin yargıya düşen görevi bize bir kez daha hatırlatmış, hem de cezasızlık politikasının son bulması için umut olmuştur. Ancak bugün gelinen aşamada ne yazık ki Yargıtay 1. Ceza Dairesi usule, yasaya, ulusal ve uluslararası mevzuata tamamen aykırı bir şekilde bu kararı bozmuştur. Kadınlara yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına neden olacak bu karar, tarihte kara bir leke olarak yerini almıştır."
Kadın cinayetlerine karşı cezasızlık politikalarını eleştiren Şen, "Bizler, Pınar’ın kaybolduğu gün, yaşadığını ümit ederek sesine ses olmaya çalışırken Pınar, ayrımcı yargı mekanizması, yargılama sırasında sıradanlaşan mağdur suçlayıcılık ve kadın düşmanı kararlarla yeniden ve yeniden öldürülmüştür. Bugün üzgün olduğumuz kadar öfkeliyiz de. Bu öfke, sadece kadınların hayatlarını ellerinden alanlara değil, aynı zamanda cezasızlık politikaları ile bu kıyımı önleme görevleri bulunmasına rağmen devam eden ölümlerin sorumlusu olanlaradır. Ulusal ve uluslararası mevzuat gereği kadınlara yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddeti önlemek devletlerin sorumluluğundadır. Ancak gelinen aşamada kadınların yaşam hakkı erkekler tarafından cins kırımına varan bir şekilde ellerinden alınmaktadır. Üzerine bir de yargı eliyle adeta bir erkeklik hakkı olarak görülen haksız tahrik ve iyi hal indirimleri uygulanmakta, kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi şöyle dursun, aksine teşviki sağlanmaktadır."
İzmir Barosu, Pınar Gültekin cinayetinin ardından verilen karardan dönülmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirterek, "Pınar Gültekin, yakılarak öldürülmüştür. Bu durum dosya içerisindeki delillerle sabittir. Bu gerçekliğe rağmen cinsiyet temelli ayrımcı bakış açısıyla, cinayetin canavarca hisle işlenmediği yönünde verilen karar, kadın düşmanlığından başka bir anlam taşımamaktadır. İzmir Barosu olarak Pınar Gültekin için adalet sağlanana kadar bu davanın takipçisi olacağımızı, erkek adaletin değil gerçek adaletin sağlanması için, erkek şiddetinin sona ermesi için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz." şeklinde açıklamada bulundu.