Esin Gençel- Makina Mühendisleri Odası (MMO) İzmir Şubesi Öğrenci Üye Komisyonunun düzenlediği İzmir ve Manisa'daki 7 üniversite tarafından desteklenen Mühendislik Günleri kapsamında Gazeteci-Yazar Can Dündar'ın katıldığı 'Toplum Mühendisliği' konulu bir söyleşi düzenlendi. Söyleşide, toplum mühendisliği çalışmalarının tarihte olumlu ve olumsuz örnekleri olduğuna işaret eden Can Dündar, en olumsuz örneklerden birinin Hitler Almanya'sı olduğunu ve toplum mühendisliği denildiğinde herkesin korkmasının bundan kaynaklandığını belirtti. Bir toplum tasarlamanın bir makine tasarlamaktan zor olduğunu ve çok daha kapsamlı bir çalışma gerektirdiğini ifade eden Dündar, "Cumhuriyet de bir toplum mühendisliği projesidir. Avrupa'ya baktığımızda Cumhuriyet dönemindekine benzer reformların yüzyıllara yayıldığını görüyoruz. Ancak yoksulluk olduğu sürece hiçbir reformun uygulanma şansı olmuyor" diye konuştu.

Toplumu tasarlamak, kolay değil


Bir makine tasarlamak kadar toplumu tasarlamanın kolay olmadığını ifade eden Dündar, "Topluma şekil vermek çok daha kapsamlı bir şeyi gerektiriyor. Bir devrimden söz ediyoruz. Maziyi yıkıp yeni birşey oluşturmaktan bahsediyoruz. Bunun için de kadın erkek ilişkileri, medeni kanun, eğitim-öğretim, ibadet sistemleri, din, ırk ve mezhepler meselesi var. Bütün alışkanlıklara müdahale ederek bir toplum dizayn ediyorsunuz. Avrupa'ya baktığımızda bu tür reformların yüzyıllara yayıldığını görüyoruz. Türkiye'de öyle olmadı. 3 ay içerisinde yeni alfabenin uygulandığını görüyoruz. Bir toplum bu kadar hızlı dünüşünce makinenin kimin kullanacağı önemli. Nasıl kullanacak? Hangi koşullarda kullanacak? Bunları da öngörmek zorundasınız. Cumhuriyet'in bu tür sorunları vardı. Bu nedenle Atatürk'ten sonra sorunlar yaşamaya başladı. Bu yarattığı makinenin hemen arkasından değişim çabaları başladı. Toplum hazır olmadığı şeylere reaksiyon vermeye başladı. Makineyi tasarlamak yetmiyor. Onu adil olarak her yere ulaştırmak da gerekiyor. Yoksulluk olduğu sürece medeni kanun, kadın-erkek eşitliği gibi kavramların uygulanması çok zor" dedi.

Tek kalıba girmek istemiyoruz

Günümüzde asıl mühendislik gerektirenin çok farklı eğilimde, farklı etnik gruplardan oluşan toplumların bir arada yaşamalarının sağlanması olduğunu söyleyen Dündar sözlerini şöyle sürdürdü: "Günümüzün toplum mühendisliği, topluma tek tip bir elbise giydirmek değil, çok farklı elbiseden, düşünceden, ırktan ve mezhepten insanları nasıl bir arada yaşatmak meselesidir. Hem mutlu, hem de uyum içinde olacaklar. Asıl büyük mühendislik çabası bu ve yapamadığımız şey de bu. Yapmak zorunda olduğumuz da bu. Biz tek bir kalıba girmek istemiyoruz. Bizim istediğimiz şey daha demokratik, özgür olabilmek. Kendimizi her tür inanç sistemi ve devlet baskısı karşısında özgürlüğümüzü dile getirebilmek. Hep beraber bu hayatta nasıl yaşayacağımızın koşullarını yaratmak. Önümüzdeki süreç bu koşulların tartışmaları ile geçecek. Bunun yolunu bulmamız vakit alacak ve çatışmalı olacak. Günümüzde daha geniş özgürlükler istiyoruz. Önemli olan bu süreci beraber nasıl götürebileceğiz."
Editör: Haber Merkezi