Süleyman Gülen-İzmir Kemeraltı Abacıoğlu Hanı'nda 'Zaman Doktoru' olarak nam salan Edip Şen, saatçilik mesleğine 7 yaşında dedesinin yanında çırak olarak adım attı. Gözünü saat ile açtığını söyleyen Şen, saat mekaniğinde usta isim haline geldi.
'Zaman Doktoru' Edip Şen, yıllarca saat tamiri yaparak geçimini sağladı. Eskiden İtalyan Del Pinolar'ı, saat meraklısı müşteri diyemeyeceği misafirleri, düğünde saat takmanın itibarlı olduğu zamanları ve saat koleksiyonunu görmek için insanların dükkanına uğradıklarını ışıltılı gözlerle anımsayan Şen, zamanı tamir etmenin dedelerinden gelen bir gelenek olduğunu belirtti.

Gözümü tik-tak sesleri ile açtım

Saatçiliğin nasıl görkemli zamanlardan böyle insan batıran meslek haline geldiğini anlayamadığının altını çizen Şen "Dedelerimden kalma bu mesleği 60 yıldır yapıyorum. Gözümü tik-tak sesleri ile açtım diyebilirim. Eskiden çok görkemli ve itibarlı bir meslekti saatçilik. Saatlerine çok önem veren beyefendiler ve hanımefendiler gelir, saatlerinin büyük bir titizlikle tamir edilmesini isterdi. Saatlerini tamir ettiğim müşterilerime garanti kartları verirdim. İnanır mısınız şimdi bile 40 sene önce verdiğim garanti kartı ile gelen müşterim var. Almanya'da Amerikalılar'ın firmasında 4 sene saat mekanikçiliği yaptım. Saatler elektroniğe döndü, Japonya işçiliği çıktı. Sonra işi Çin devraldı. Ucuz ve kalitesiz kullan at tarzı saatler çıkmaya başladı. Saatçilik de fotoğraf gibi batan mesleklerden insan batıran meslek oldu. Sonra saatçiliği bıraktım ve saat malzemesi satmaya başladım" dedi.

Çin saatçiliği bitirdi

Saatçilik böyle saygın bir meslekken ithalatçıların gaddarlığı yüzünden bitme noktasına geldiğinin altını çizen Şen "Ben saatçiliği bıraktım, saat malzemesi satıyorum. Saat pili ve saat parçaları. İthalatçılar çok kötü, acımasız ve gaddar. Bize 100 dolara sattığı saati 75 dolara internette kendileri satıyor. Bu böyle olmaz ki, acımasızlık resmen. O zaman ben zararımı gidermek için 125 dolara satmam lazım. 10 yıl evvel saat toptancılığını bıraktım. Ben toptancıydım ancak bu ithalatçılardan kan kustum ve bırakmak zorunda kaldım. Saatçiliği Çok üretim, elektronik, Çin ve kötü ithalatçılar bitirdi. Bundan sonra da olacağını sanmıyorum. Saatin ana memleketi İsviçre'dir. Eskiden bizim bütün saatlerimiz İsviçre kaşeliydi. Mekanik elektronikten çok daha zordur. Tamir diye bir şey kalmadı. Makineye atıp yenisini çıkartıyor. Dolar saatçileri de etkiledi. Çünkü aldığımız şeylerin yüzde 80'i dolar üzerinden geliyor. Saatçiler odasını ben kurdum, ticaret odasında çalışırdım. O zamanlar meslek çok zevkliydi, bir değeri vardı. Ancak şimdi kalmadı. Bugün esnafıma acıyorum çok zorluk içinde ve bocalıyor" şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi