İzmir, sorunları bir türlü bitmeyen bir kent, makus talihi ile baş başa bırakılmış bir kent. Merkezi iktidar ile yerel iktidarın sürekli benlik yarışından zarar görmüş bir kent.
Aması fakatı çok olan bir kent. Üzülüyorum çok sevdiğim bu kente… Ofisimde oturduğum şuan bu cümleleri kaleme aldığım yerden bütün İzmir körfezini görüyorum. 180 derece deki açı ile hem de tüm körfezi görüyor resmen her gün yaşıyorum. Kokudan, deniz kirliliğine, kentsel tasarım hatalarına, yerleşim yerlerindeki çarpıklığa, ulaşımdan, yapılaşmaya söz verilip yapılamayan deprem konutlarına yıkılması gereken hasarlı konutlara kadar bir çok sorunu gözlerimle görüyorum yaşıyorum. Hayıflanıyorum!
Üzülüyorum, bu kadar güzel bir kent bu kadar güzel bir ülke nasıl olur da en iyiye layık olmaz ve en iyiyi yaşamaz. Yaşanmasına kimler engel olur. Neden ki bir insan topluluğu bu kadar acı ve zorluk hep çeker. Acılar ve zorluklar bu coğrafyanın neden hep kaderi olur, ya da olmuştur? Acaba, aşırı kaderci bir toplum ve aşırı inançlı bir millet olduğumuz için olabilir mi?
Acaba toplumumuz “Bir daha gel gel Samsundan sarı saçlı mavi gözlü” bir kurtarıcı beklerken , içlerindeki sarı saçlı mavi gözlü kurtarıcı rolü üstlenecek değerleri acaba başka ülkelere kaçırtmışlar da farkında mı değiller? Evet ve maalesef durumun tespiti tam da buradadır .
Ekonomi konusunda Nobel ödülü alarak ekonomi tarihine ismini altın harflerle yazdıran Daron Acemoğlu’na “Ülkede ekonomist mi kalmadı da bu adamı Amerika’dan getirtip ülkenin ekonomik gelişimi için söz sahibi yapacaksınız” diyen kuş beyinlileri hatırlar mısınız?
Yine kimya bilimi dalında Nobel ödülü alan Aziz Sancar çifte vatandaş diye öteki gibi görülmüştü kuş beyinliler tarafından. Türk hem de Mardinli olan Aziz Sancar bütün dünyada saygı ile el üstünde tutulurken, Mardinlilere sadece midyeci ve gevrekçi gözlüğü ile insanları doğdukları yere göre sınıflayan akıl fukaraları var. E ne olmuş yani Mardinliye bak Nobel ödülü almış ne olacak diyorlardı.
Bir üçüncü Nobel ödülü alan Orhan Pamuk kitap yazarlığı ve romancılık dalında kalitesini dünyaya kanıtlamış olan kişilerdir. Orhan Pamuk için neler söylendi neler. O kuş beyinliler var ya bir romancının özgür kendi fikrini açıklamasına bile saygı duymayıp işlerine gelmediği için saldırarak dış güçlerin adamı damgasını vurup adamı bir ara yurt dışına kaçırtmışlardı.
Şimdi soruyorum size içimizde nice Mustafa Kemal gibi düşünen ve ülkesine fayda sağlayabilecek üstün zekalı dahiler var mı yok mu? Yoksa var da biz mi görmek istemiyoruz. Yoksa kaderci olup fırsat vermeyip ahlak yoksunu tiplere inanıp dil ile din arasına sıkışıp ülkemize kentimize hizmet edecek kalkındıracakları Ali Cengiz oyunları ile kaçırtıyoruz mu?
Bakın şuna artık inanın, Samsun’dan bir daha gelmeyecek sarı saçlım mavi gözlüm. Çünkü o bize “Medeniyet ahlak dürüstlüktür” dedi, “vatan sevgisidir” dedi. “Adalettir” dedi, “hukukdur” dedi. “Yüzünüzü medeniyete bilime akla mantığa uygun yaşamaya çevirin, hurafelerle yaşamayın” dedi. “Vatan bir bütündür parçalanmaz” dedi. Dini dili ırkı mezhebi yok sayarak vatanı bir bütün teşekkül etti. Herkese her kesime “Türkiye vatanımızdır” dedi. Ülkemizin şeyhler müritler meczuplar ülkesi olmasına asla izin vermeyin dedi. Ülkemizde ahlaklı yaşam biçimi ile kalkınmayı ateşlememiz için söylem yol göstericilik yaptı. “Arap kültürü ile değil, gerçek Türkiye kültürünü yaşayın ve geliştirerek geleceğe taşıyın” dedi. “İstiklali ve Cumhuriyeti ilelebet koru” dedi, “Gençlere, çalan çırpan değil üreten geliştiren yaşatan halkına milletine faydalı olan olacak olan nesiller yetiştirin” dedi. Şimdi İzmir ve ülkem için ben üzülmeyeyim mi? İçimizdeki vatanda evlatları nerede diye bir de kendilerine soruyorlar. Çok yazık!