Karşıyaka, çıkışa geçme umuduyla Mardin Fosfat Spor deplasmanında sahaya çıktı. Ancak rakibinin de ligde galibiyeti yoktu ve kendi sahasından 3 puanla ayrılmak istiyordu.

Karşılaşmanın oynanacağı Mardin 21 Kasım Şehir Stadyumu, 2019 yılında başlayan çalışmalarla gerçek çimden halı sahaya dönüştürülmüştü. Suni çim sözünü kullanmayı sevmiyorum. Çim şeklinde yapılmış halı. Yani halıdan saha. Kısacası halı saha. Böyle sahalar takım ve oyuncular için avantaj da olabilir, dezavantajda. Zemin serttir. Koşarken özellikle eklem yerlerine çok yük bindirir, sakatlanma olasılığını yükseltir. Kayarak müdahalelerde deri yüzülür, sulanır ve sonrasında yara olur. Kramponların dişleri çime ve toprağa girdiği için tutunmayı arttırır. Yere daha sağlam basılır. Halı sert olduğu için bu tür sahalara uygun yapılan, dişleri küçük tabanı yumuşatılmış ayakkabıları giymek gerekir, bu mümkün olmaz. Top yerden yeterince kaymaz. Yere çarptığında ise daha çok yükselir. Pas atmak, topu kontrol etmek daha kolay olur eğer zemin düz yapılmış veya zamanla aşınma olmamışsa.
***
Mücadeleye Mardin Fosfat biraz daha iyi başladı. Kaptığı toplarla hızla atağa kalktı, rakip orta sahayı çabuk geçip, ceza alanına girmeyi başardı. Karşıyaka pasla kaleye gitmek istese de başarılı olamadı.
Zamanla oyun dengeye gelirken, ev sahibi takım öne geçti. Atak iyiydi ama şut pek iyi değildi. Mustafa Aydoğdu tam köşeye vuramadı. Kaleci Yusuf'un rahatça uzanıp kurtarması gerekirdi, uzanamadı.
Karşıyaka ceza alanına ilk kez 12. dakikada girebildi. 18. dakikada da iyi paslaşmalar sonucu defans arkasına sarkan Abdülkadir beraberliği getiren golü attı.
Karşılıklı ataklar, bol gol pozisyonları... Kaçmaması gereken goller kaçtı her iki takım adına da.
İkinci yarı karşılıklı goller skoru belirledi: 2-2
Mustafa Aşan'ın ceza sahası dışından attığı gol çok güzeldi. Rakip defans için ise tam tersi. Kağan yapılan ortayı, cepheye doğru uzaklaştırdı, adeta asist yaptı. Taç çizgisine ve ileriye doğru çapraz uzaklaştırması gerekirdi.
Genel olarak dengeli bir müsabaka oldu. İki takım da galip gelebilirdi, kaçan goller buna engel oldu.

10 kişilik Altınordu Denizli'yi devirdi

Ligde kötü günler geçiren Altınordu, sahasında yeni bir takım kurup, çıkışa geçen Denizlispor'u konuk etti. Bir mucize yaşandı. Şeytanlar 16. dakikada eksik kaldı, yenik duruma düştü ama son saniye golüyle sahadan 2-1 galip ayrıldı.
***
Mücadelede 2 farklı bölüm vardı. Kırmızı kart öncesi ve kırmızı kart sonrası. Öncesinde ev sahibi takım özellikle kanatlardan rahat atağa kalkarak, arka arkaya pozisyonlara girdi. Çizgiden çıkarılanlar, direkten dönenler... Daha ilk 11 dakikada fark 3 bile olabilirdi. Buna karşın konuk takım rakip kaleye bile yaklaşamadı, ta ki 16. dakikadaki kırmızı karta kadar.
Mustafa Çeçenoğlu'nun güzel ara pasına hareketlenen Ömer yerde kaldı. Hakem Yusuf Arslan'a kırmızı kart çıkardı. Pozisyon gereği tutmuşsa sarı, yetişemeyeceği için tutmuşsa kırmızı kart. Çünkü son adamdı, kademesine kimse giremez, kaleciyle karşı karşıya bırakırdı. Tutmayıp koşsa kaleye götürmezdi gibime geliyor.
Bundan sonra her şey değişti. Gol arayan Altınordu, kendi yarı alanına çekildi, oyun oynamayı rakibine bıraktı. 1 kişi eksikle 74 dakikayı geçirmek zor olur. Yapılacak şey defans yapıp, rakibi kaleye getirmemek sonra da hızlı hücumla gole gitmek. Bunda da başarılı oldu ama bu sadece kendi başarısı değildi.
Denizlispor topa hakim oldu. Yapması gereken şey kanatları kullanmaktı. Orta saha ve forvet markajda kalacağı için sağ ve sol bekler sık sık bindirme yapmalıydı. Sağ tarafta hiç olmadı. Sol tarafta Gökhan Süzen 2 kere çıktı. Birinde kaleciyle karşı karşıya kaldı, golü atamadı.
Kanatlar dışında hücum oyuncuları kendi kalesine doğru birkaç adım atıp, markajdan kurtulmalı, duvar olmalı, topu ceza alanı önüne yaklaştırmalıydı. Sonrası şut veya verkaçla değerlendirilebilirdi. Bunun için oyuncuların birbirine alışık olmaları gerekir. Yeni takım olduğundan mümkün olmadı.
Hızlı oynamaları gerekirdi. Rakibini yorup, gardını düşürebilirdi. Yapmadı. Sanki 2-3 farkla öndeymişçesine yavaş oynadı. Defanstan ileriye topu aheste aheste taşıdı. Sürekli yan paslar yaptı. Ceza alanı önüne kadar çekilen takımlar karşısında boş alan yan pas yaparak bulunamaz.
Hiçbirini yapamadı, o zaman doldur boşalt gerekirdi. Bunu da hiç düşünmedi. Çok nadir pozisyonlar buldu, gole çeviremedi.
***
Djedje'nin şutunda top çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışması vardı. Ben karar veremedim. Bilgisayardan tekrar tekrar izledim ama hem ekran küçük hem de çözünürlük düşüktü.
Recep beraberliği getirdi. Hakem maçı tam bitirecekken Okan'ın hatalı pasını Dereli affetmedi ve takımına mucizevi 3 puanı getirdi.
***
Karşılaşmada öne çıkarabileceğim bir isim olmadı. Ama kırmızı lacivertli takımın altyapısından gelen 19 yaşındaki Furkan Metin'in bir pozisyondaki toplu ve topsuz çevikliği dikkatimi çekti. Çıplak gözle izlemek gerekir.