Gözümüzle bile göremediğimiz bir yaratık, dünyayı etkisi altına aldı. Tiyatrolar, kafeler, sinemalar kapandı. Maçlar seyircisiz oynanmaya başladı. Bazı ülkeler ligleri de durdurdu. Bizde de bu gidişle belki bugün belki de yarın durdurulacak. Çünkü futbolcular ve teknik adamlar oldukça endişeliler.
Taraftar olmadan maçların da tadı olmuyor. Galatasaray - Beşiktaş maçında bunu gördük. Bunun dışında birçok karşılaşmanın da farkı yoktu. Ama şampiyonluk adayı Akhisarspor ile BB Erzurumspor maçı bambaşkaydı.

İkisi de hırslıydı

Akhisarspor, evinde konuk ettiği BB Erzurumspor'a diş geçiremedi ama ezilmedi de. Futbolcular dünyanın içinde bulunduğu kötü durumdan neredeyse hiç etkilenmişe benzemiyorlardı. Sahadaki 22 oyuncu artı sonradan oyuna girenler, koştular, savaştılar. Gol atıp galip gelmek için ellerinden geleni yaptılar. Oldukça fazla gol pozisyonları vardı, topu ağlara gönderebilen oyuncu yoktu. Bu yüzden gol sesi çıkmadı.
Teknik direktörler saha kenarından oyuncularına devamlı ileride pres yapmalarını söylediler. Bir tarafta yılların deneyimi Yılmaz Vural, diğer tarafta eski ünlü futbolcu Mehmet Özdilek vardı. Mehmet Hoca sezona Süper Lig'de Denizli başında iken, şimdi 1. Lig'e inmişti. Oyuncuları da onları dinlediler, tempoyu oldukça arttırdılar.
Oyuncu ve teknik direktörler kadar sağlık ekibi de çok yoruldu. Çok sakatlık yaşandı ve oyun çok durdu. Bu bile oyunu yavaşlatamadı.
Sakatlıkta ilginç bir olay yaşandı. Hamroun sakatlandı ve 21. dakikada oyundan çıkmak zorunda kaldı. Yerine giren Emrah Başsan da 39. dakikada sakatlandı. O da yerini Hasan Ayaroğlu'na bıraktı.
Kaçan gollerin yanında aslında daha çok kurtarılanlar vardı. Kaleciler Gökhan ve Sehic kalelerini başarıyla korudular. Karşılaşmada illa öne çıkarmam gereken oyuncu olacaksa, her iki kaleciyi de söyleyebilirim.
Üstünlük kurabilen taraf çıkmadı. Dengeli bir mücadele idi. 3 puan almak için oynadılar, beraberliğe razı oldular.

2 kere geriden geldi

Ekol Göz Menemenspor, ağırladığı İstanbulspor karşısında 2 kere yenik duruma düştü ama ikisinde de beraberliği yakalamayı başardı. Bu karşılaşmada da iki taraf birbirine üstünlük sağlayamadı. Sadece sahadaki mücadele olarak değil, istatistiklerde de ikiz kardeş gibiydiler.
İlk gol penaltıdan geldi. Çok ilginçti. Kullanılan serbest vuruşta Wellington Ali Keten'i suratından ittiriyor. Ali de her nedense ittirildiği için ellerini havaya kaldırıyor. Hakemin bu hareketi görmesini isterken, top kaldırdığı eline çarpıyor. Hakem Yasin Kol yapılan faulü değil de, eli gördü ve penaltı noktasını gösterdi.
Sonrasında atılan 3 golde de bariz hatalar yapıldı. Mustafa'nın şutunda kaleci zamanında yatamadı. Alperen yatabilir ve topu da altından kaçırmadan rahatça tutabilirdi. Rıdvan Koçak araya girip, uzaklaştırabileceği topa müdahale edemedi. Muhammed'in önünde kaldı, golü attı. Son golde de Alperen çıkıp topu tokatladı ama kısa kaldı. Tayfun'a asist yapmış oldu.
Ev sahibi takım, defans arkasına çok adam kaçırdı. Bu yüzden kalesinde büyük tehlikeler yaşadı.
***
Menemenspor aslında 4 gol attı ancak 2 tanesi ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. İstanbulspor'un da 2 tane direkten dönen topu vardı. Bunlar yüzde yüzlük gol pozisyonlarıydı ve sarı lacivertliler çok şanslıydı.
Cenk Laleci ve Fatih Tekke, iki teknik adam söz dalaşına girdiler. Sonu kırmızı oldu ve tribüne çıkmak zorunda kaldılar. Bir ara da VIP tribününde küçük çaplı olaylar çıktı. Gerçi bu ilk değildi. Önceki maçların birinde konuk kulüple gelen VIP'te oturan kişilere, kendi takımları lehine gösterdikleri tepki için terslenmişlerdi. Ama bunu yapan sadece 1 kişi idi.