Tüm konferanslarımda duyurusunu yapıyorum, yazılarımda defalarca dile getirdim. Toplumsal yozlaşma çok alttan başlıyor.
Geçmiş yıllarla mukayese edildiğinde okullarda şiddet, akran zorbalığı, cinsel baskı inanılmaz arttı. Ankara’da bir okulda 17 erkeğin bir kız çocuğunu tuvalete çıkarıp her gün istismarda bulunduğu haberi ile çalkalanıyor tüm yurt ama bu her yerde var. Çeteler, haplar, zorbalık çok fazla arttı. Bu olaylar nedeniyle çocuklarını okullardan alanlar, korkusundan söyleyemeyip tacize boyun eğenler, bunu bile isteye yapanlar ve hızlı bozulan okul hayatı…
İlk eğitim yeri ailedir. Sınır koymayı bilmez ya da çok katı sınırlar koyarsanız, mutlu çocuk yetiştireceğiz diye sorunlu insan yetiştirirsiniz. Şöyle bakın etrafınıza sözünü tutmayan esnaf, hoşgörülü olmayan dövmeye hazır insanlar, küfredenler, her şeyi yaparım diyenler, davranış bozukluğu olan yetişkinler, megalomanlar, maalesef dünün sorunu yanlış sınır konulmuş çocuklar değil mi? Öfke kontrol problemi yaşayan yetişkinler, takıntıları olanlar, mutsuz ailelerde baskı ile yetişmiş çocuklar, çok içine kapanık olanlar…
Bu konularda okulla birlikte önlem alınmazsa düzelmesi çok zor. Ebeveynler, sınır koyarken çocuğa aslında sınırların çizgilerini belirler ve nerede duracakları hakkında fikir vermiş olurlar. Çünkü çocuklar kuralları anlamak ve kendilerinden ne beklendiğini, nerede duracaklarını, ne kadar ileri gidebileceklerini ve gittiklerinde neler olacaklarını bilmek isterler. Çocuğa sınır koyarken kullanılan araçlar; sözler ve davranışlardır. Ebeveynlerin sözleri ile davranışları arasında tutarsızlık olursa, çocuk konulan kuralı uygulama konusunda anne ve babayı hep zorlayacaktır. Çünkü çocuklar için bir kez bile olsa açık kapı yakalamak yeterlidir. Anne ve babalar çocuğa bir kez açık kapı sundular mı, çocuk bundan sonraki her sınır koymaya ya da kural koymaya karşı çıkacak ve anne babayı yıpratacaktır.
Gençler SOS veriyor, ahlaki değerler, toplumsal etik değişti, bilgiyi alma, bireysel sınırlar değişti. Okullar ve aile el ele vermeli, okullarda çocuklara nasıl ulaşılacak anlatılmalı. Hem de en az 10 oturum. Rehberlik birimindeki psikologlar çoğaltılmalı, bireysel destek sağlanmalı, okul kuralları keskin sınırlar ile uygulanmalı, okul güvenlikleri artırılmalı, yoksa okullara girmek mümkün olamayacak. Bir nesil kayıp gidiyor. Yüzde on hedefe yürüyor yazık bu çocuklara.
Anaokulunda çocuğun iyi yetişmesi için pervane olan aileler sınırları çok geniş tuttukları için bugün sınır, kural tanımayan bir nesille karşı karşıyayız. Pederşahi aileler gitti çocuk merkezli aileler geldi. İlkokul çocuğunun elinden telefonu alamayan, ödevlerini ailelere yaptıran, ya sosyal ya da saldırgan yetiştirilen çocuklar. Problem çözemeyen, her şeyi onun yerine ailenin yaptığı çocuklar, öğretmene ‘Benim çocuğuma nasıl böyle davranırsın ya da boş ver projen için rapor alırız, üzülme sen’ diyenler, canı istemediğinde okula gitmeyenler. Ya da en iyi anne baba olmayı onu mutlu etmeyi önceliğine koyanlar, gözünüz aydın tam da istediğiniz gibi oldu çocuklar. Bakın şu anda on kere işe girip çıkmış sizin verdiğiniz parayla geçinenler ve yapamadıkları her şey için sizi suçlayanlar. Kim başlattı bu işi dersiniz?