İlginç bir grup bu 2. Lig Kırmızı Grup. Lider ile 12. sıradaki takımın puan farkı sadece 3. Evvelsi hafta ilk 6 takımın 9'ar puanı vardı. Bu altı takımdan hiçbiri haftayı galibiyetle kapatamadı. Sadece 2 takım berabere kaldı, diğerleri ise mağlup oldu. Bu iki takım kendi arasında maç yapan Hatayspor ile Karşıyaka idi.
Ben Hatayspor'u bu ligde pek şanslı görmeyen biriyim. Fakat ne zaman ne olacağı belli olmuyor. Karşıyaka, Hatayspor deplasmanda sahaya çıkarken en az 1 puan bekliyordum. 3 puan alması da gayet normaldi. Maçta ilk yarı, iki tarafta gol bulmayı başaramadı. İkinci yarının daha başlarında, 48. dakikada Onur Kıntaş'ın çift sarı karttan oyun dışı kalması, tüm hesapları alt üst etti. Artık beraberlik bile çok sevindirecekti. Dakikaları sayar olduk neredeyse, Karşıyaka'nın gol yemeden maçı bitirebilmesi için. Dakikalar 88'e geldiğinde, yeşil kırmızılıların öne geçmesi inanılır gibi değildi. Kalan sadece 2, uzatmalarla toplam 6-7 dakika idi. Ne yapıp edip, bu skoru korumak gerekirdi ama olmadı. Hatayspor karşılığını uzatma dakikalarında verdi ve maç 1-1 beraberlikle sona erdi. 48'den sonra sevineceğimiz 1 puana, maç bittikten sonra üzülmek de varmış.
Bu arada da Hataysporlu taraftarların gösterdiği konukseverlik, bir teşekkürü de hak ettirdi doğrusu.

***

Menemen Belediyespor'un inişli çıkışlı performansı devam ediyor. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan Menemen, zirve adayı Sarıyer'i gol yağmuruna tuttu. Gökhan Ünal'dan yoksun çıktığı maçı 5-1'lik skorla kazanarak liderle olan puan farkını 2'ye indirdi.

***

Evvelsi hafta sahasında farklı bir mağlubiyet alan Aydınspor 1923, liderlik için sahaya çıkan Kırklarelispor'u, yaklaşık 70 dakika 10 kişi oynamasına rağmen, 3-1 yenerek, taraftarına kendini biraz olsun affettirdi. Ama Aydınspor rakibinden daha iyi bir takım. Şimdiye kadar sadece 2 galibiyet almış olması, hiç yakışmıyor.

Galibiyetsiz bir hafta daha

Akhisar, geçtiğimiz hafta Gençlerbirliği ile karşı karşıya geldi. İlk haftadan sonra, bir türlü 3 puanla tanışamaması, yoğun baskı oluşturuyordu. Maçtan önce en çok üzerinde durdukları konu, hücum oyuncuların gol vuruşlarıydı. Özel olarak çalışmalar yapıldı.
Gençlerbirliği teknik direktörü İbrahim Üzülmez, Akhisar'ın galibiyete hasret kaldığını ve bunun için yükleneceğini çok iyi biliyordu. Defansif oyuna daha çok ağırlık verdi. Tabii bu sezon mağlubiyet yüzü görmemeleri ve bu unvanı kaybetmek istememeleri beraberliğe de razı olmalarına sebep verdi.
Sahada, kaleye gitmeye çalışan Akhisar ama bunu çok iyi engelleyen Gençlerbirliği  vardı. Böyle olunca da oyun kitlendi, her iki takımında kaleye gitmesi zorlaştı. Koşu ve mücadele var, pozisyon yoktu neredeyse. Dolayısıyla da tüm izleyenlerin uykusu geldi dersem yeridir.
İstatiksel olarak az da olsa yeşil siyahlılar daha üstündü fakat pozisyonlara girme konusunda başkent ekibi 1 kademe daha ilerideydi. Özellikle Aydınla geliştirdiği ataklarda, bu oyuncuyu durdurmakta zorlandı ev sahibi takım.
Gençlerbirliği için bir zamanlar Beşiktaş ve sonrasında 2011/2012 sezonunda Göztepe forması giyen Aydın Karabulut parlarken, Akhisar için de Portekiz ve Fransız uyruklu Miguel Lopes öne çıkan isimdi.
Gelişen konuk takım atağında, altı pas çizgisi üzerine hareketlenen oyuncusunun önünden, durağan halde olan Lopes, yatarak topa müdahale etti ve % 99'luk golü engellemiş oldu. Tebrik edilmesi gereken bir hareketti çünkü eminim ki rakip oyuncu bile kendisinden önce topa nasıl dokunduğunu anlayamamıştır.
Maçta Akhisar adına olumlu olan şey, defansta önceki karşılaşmalardaki hataları yapmamış olmaları, olumsuz olan şey ise pozisyon bulmakta çok zorlanmalarıydı. Sonuç olarak Akhisar yine beklediği 3 puanı alamadı, Gençlerbirliği ise namağlup ünvanını korumuş oldu.

Bu olmadı Göztepe

Göztepe ligin orta sıralarında yer alan Elazığspor'u ağırladı. Birçok kulüp gibi rakibinin de sorunları çoktu takım içinde. Kadro yapısı olarak da sarı kırmızılıların üstünlüğü oldukça fazlaydı.
Maç başladı ve kâğıt üzerindeki üstünlükler sahaya da yansıdı. Gol atmayı başardı, skor olarak da üstünlüğü ele geçirdi ama bu sadece 3 dakika sürdü. Ligde yavaş yavaş korku salmaya başlayan Göztepe için bu beraberlik hiç beklenmeyen bir sonuçtu. Rakiplerini daha da cesaretlendirmiş oldu, moral verdi. Göztepe'yi bilenler bunun bir kaza olduğunu düşünüyordur elbet. İspatı da gelecek maçlarda alınacak galibiyetler olacak.

Bandırma gol oldu yağdı

Bandırmaspor, durdu durdu, sezonun ilk galibiyetini alırken adeta patladı. Rakip Manisaspor idi. Kendi ayarında bir takım olması, çıkış yapmak için çok büyük bir fırsattı. Bu fırsatı bundan daha iyi değerlendiremezdi doğrusu. 4-0 gibi farklı bir skorla, ilk 3 puanını almayı başardı. Bu fark gelecek için de umut oldu ama...
Manisaspor ligin en çok gol yiyen takımı. Son 4 maçında 3 golden aşağı yemedi. Şu anda tehlike hattında değil ancak bu gidişat hiç iyi değil. Bir an evvel toparlanmalı.

Balıkesir'e zirve uzak

Balıkesirspor, Yeni Malatya deplasmanından en az 1 puanla dönmeyi amaçlıyordu. Çünkü bu sezon kurduğu kadro, Yeni Malatya'dan daha iyi idi. Tek dezavantajı, rakip oyuncuların birbirine daha alışık olmalarıydı.
Golü bulan ev sahibi takım oldu. Balıkesir 22. dakikada yediği golden sonra beraberlik için yüklendi lakin daha çok pozisyona giren Malatya oldu. Beraberlik golü ancak penaltıyla geldi. Daha sevincini yaşayamadan yenen gol moralleri iyice bozdu. Bu sonuçla ev sahibi takım liderliğe yükseldi, konuk takım zirvenin biraz gerisinde kaldı.

Denizli umduğunu bulamadı

Denizli 'ben de varım' diyeceği bir maça çıktı. Galibiyet tepelere çıkaracaktı. Rakip, galibiyet yüzü görmemiş, ligin dibindeki Samsunspor idi. Deplasman da olsa, beraberlik bile iyi sonuç değildi, galibiyet gerekliydi. 24. dakikada yenen şok gol, sonu hazırladı. Samsunspor ligin en tecrübeli ekiplerinden. Bulunduğu konum, gerçek yeri değil aslında. Bir çıkış yakalayacaktı ve sanırım o da Denizlispor'a denk geldi.

Altınordu eli boş döndü

Altınordu, kendisi için çok zorlu bir haftayı puansız kapattı. Geçen senenin Süper Lig takımı Sivasspor, her ne kadar sezona iyi başlayamamış olsa da, çok kaliteli bir takım. Her şeye rağmen golü bulup, öne geçmeyi başardı. Yine sürpriz bir sonuç çıkar mı diye düşünmeye başlamışken, beraberlik golü geliverdi. İkinci yarıda skoru lehine çeviren Sivasspor, sürprize izin vermedi ve Altınordu'yu 2-1'le yenmeyi başardı.

2. Lig Beyaz Grup'tan

Fethiyespor, sahasında Sivas Belediyespor'dan fark yedi. Galip gelmesi gereken bu maçı, 3-1 kaybetmesi, şampiyonluğun uzak olduğunu düşündürttü.

***

Bucaspor, Ofspor'u konuk etti. Bir galibiyetin daha zamanı gelmişti. Ya yenecek, ya yenecekti; başka yolu yoktu. Gol için 47 dakika bekletti. Rakip de eksik kalınca, golün devamı gelir diye düşündük, olmadı. Olmasa da 3 puan ilaç gibi geldi.

***

Nazilli Belediyespor için hiç hatırlanmaması gereken bir hafta oldu. BB Erzurumspor deplasmanında alınan 3-0'lık mağlubiyet, moralleri çok bozdu. Bunu unutup, yola devam etmek gerekir.

3. Lig 1. Grup'tan

Altay ve Göztepe bu hafta birbirlerini taklit ettiler. Daha zorlu maçları kazanmasını bilen Altay, mutlak galibiyet gözüyle baktığı Cizrespor'a gol atmayı başaramadı, 1 puanla yetinmek zorunda kaldı. Haftalar geçtikçe bir düşüş yaşıyor siyah beyazlı ekip. İlk haftalardaki coşku kalmamış gibi. Hala maç fazlasıyla da olsa lider durumda bulunuyor.

***

Kızılcabölükspor her hafta biraz daha eriyor. Sahasında konuk ettiği Tekirdağspor'a da 2-0 mağlup oldu ve ligin en dibine demir attı.

3. Lig 2. Grup'tan

Manisa BBSK, kazanması gereken bir maça çıktı. Yeşil Bursa karşısında, sahasında oynadığı maçta, daha 6. dakikada öne geçmeyi başardı. 16. dakikada gelen gol, rakip takımdandı ve durum 1-1 olmuştu. Bu golden sonra Manisa BBSK, taraftarını da arkasına aldı, Yeşil Bursa kalesine yüklendi de yüklendi. Karşılaşma tek kaleye dönmüştü. Bu sıcağa kar dayanmazdı ama zaman da hızla geçiyordu. Kar ancak 70. dakikada eridi. Ev sahibi takım iyice rahatladı. Bu rahatlama oyuna dengeyi getirdi, golü getirmedi ve 2-1 ile kazanan Manisa oldu.

***

Bodrumspor için lider olabileceği bir haftaydı. Rakip galibiyet yüzü görmemiş Türk Metal Kırıkkale idi. Kendi sahasında hiç umulmadık bir mağlubiyet aldı, 1-0 yenildi, liderliği elinin tersiyle itti. Bu 3 puan çok aranacaktır.

***

Beraberlik takımı Tire 1922, Kemerspor 2003 karşısında galibiyetle tanıştı. Olası bir puan kaybı, kötü rüyalar görmesi anlamına geliyordu, neyse ki rakibini 3-1 yenerek, nefes aldı.

3. Lig 3. Grup'tan

Muğlaspor, Tarsus İdman Yurdu deplasmanında puan almayı başaramadı ve 3-1 mağlup oldu. Bu sonuçtan sonra lider ile olan puan farkı oldukça açıldı. İlk 5 ile ise sadece 1 puan fark var. Hedef artık burası.

***

Afjet Afyonspor, zorlu Darıca Gençlerbirliği deplasmanından puan çıkarmayı başardı. 56. dakikada yediği gole, 67'de Yasin'le cevap verdi, 1 puanı söktü aldı, rakibine de zirve yolunda büyük hasar verdi.

***

Denizli BBSK'da hiç ummadığı mağlubiyeti alan takımlardan biriydi. Ligde galibiyeti bulunmayan Düzyurtspor'a, kendi sahasında 1-0 kaybetmesi, futbolda hiç bir şeyin garanti olmadığını gösterdi.

***

Bergama Belediyespor, profesyonel liglerin şu ana kadar en başarılı takımı Orhangazispor deplasmanındaydı. 4 maçın tümünü kazanmış rakibi karşısında, puan çıkarmak elbette mucize gibi bir şeydi. Sonuçta 3-0 kaybetti. Bergama'nın acilen puanlara ihtiyacı var.

İçeri mi dışarı mı?

Pozisyon olarak haftanın konusu, 'rakibine karşı savunma yaparken içeriye mi yönlendirmelisin yoksa kaleden uzağa mı yönlendirmelisin?' oldu. Buna cevap verilirken genellikle bir tanesini seçmek zorundaymışçasına bir yol seçildi. Benim buna vereceğim cevabım her ikisi de.
Dışa veya içe yönlendirmek, kontraataklar dışında karşındaki oyuncunun yeteneklerine göre olmalıdır. En başta sağ ayağını kullanan biri, sol tarafta oynuyorsa dışa yönlendirip, topla sol ayağıyla oynamak zorunda bırakılmalıdır. Aynı şekilde solak bir oyuncu sağda oynuyorsa, dışa yönlendirip, sağ ayağıyla oynamaya zorlanmalıdır.
Tersini alalım. Sağ ayaklı hücum oyuncusu sağ tarafta oynuyorsa, içe yönlendirip, sol ayağıyla oynamak zorunda bırakılmalı, solda oynayan sol ayak oyuncusunu da içe yönlendirip, sağına muhtaç edilmelidir.
Kabaca durum bu. Ama bazı değişik özellikli oyuncular var. Örneğin Galatasaraylı Bruma gibi hızlı futbolcuları yönlendirirken, kalabalığın içi tercih edilmelidir. Hangi tarafı tercih edersen et, hızıyla geçip giderler, tek başına durdurulamaz ve takım arkadaşlarından yardım almak gerekir.
Beşiktaşlı Caner'in de özelliği, sol ayakla yaptığı mükemmel orta pas karışımlarıdır. Solda oynar ama içe yönlendirdiğinde yine orta yapma yeteneği vardır. İçe yönlendirmek yetmez, yakın oynayıp, orta yapmaya fırsat vermemek gerekir.
Başka farklı durumlar da mevcut. Eğer kontratağa yakalanmışsan içe yönlendirmek her türlü sakıncalı olur. Normal durumda içerisi kalabalık olur ve kademe yapılır. Kontratakta kademe genellikle olmaz ve geçtiği an kaleciyle karşı karşıya kalır.