Göztepe ile Bursaspor kader maçlarına çıktılar. Bursa yenilirse küme düşecekti, yenemezse kümede kalma umudu çok çok azalacaktı. Göztepe yenilirse, küme düşmemek için son hafta mucize bekleyecek, yenerse yazımın baskıya girdiği saatlerde maçını oynayan BB Erzurumspor'un Fenerbahçe karşısındaki puan kaybıyla paçayı tamamen kurtarmış olacaktı.

***

Maç başladı ve sonra bitti. Ne dalga geçiyorum ne de adam seçiyorum. Heyecan olarak yüksek ama pozisyon olarak Süper Lig'in en kısır maçlarından biri idi.
Bursaspor, galibiyete odaklanmış, oyunu hızlandırarak bir an evvel gol bulmayı istiyordu. Göztepe de defans yapıp hızlı hücumlarla çıkmayı yeğliyor, müsabakayı da olabildiğince yavaşlatmak istiyordu.
Ev sahibi takım çok fazla topla oynamasına rağmen neredeyse hiç pozisyon bulamadı. Konuk takım 1 pozisyon dışında ne yerden geçit verdi ne de havadan. Onda da 19. dakikada yapılan ortaya, eski Göztepeli Umut Nayir kafa vuruşu yaptı, Beto uçarak topu üstten kornere çeldi. Sadece uzaktan çekilen şutlar vardı, çoğu aut, azı da Beto'nun kucağına. Hücum oynayan Bursa, kale önünde hiç bir varlık gösteremedi.

***

Defansta kuş uçurtmayan, rakibine geçit vermeyen bir Göztepe vardı sahada. Oyuna renk Sarı Kırmızılılar sayesinde geldi; benim de köşe yazımın başlığını oluşturdu. Anlatayım:
11. dakikada Göztepe serbest vuruş kullandı. Ceza alanına yapılan ortaya Alpaslan kafayı vurdu, golü attı. Hakem de golü verdi, oyuncusuyla, taraftarıyla herkes sevinç yaşadı, Bursalılar hüzne büründü. Ama VAR devreye girdi, yaklaşık 2 dakika sonra pozisyonun ofsayt olduğunu ortaya çıkardı Bu sefer Bursa sevindi, Göztepe üzüldü.
50. dakikada atılan uzun pasa hareketlenen Jerome, rakibinden daha hızlı davrandı ve topu kaptı. Defansı arkasına almıştı. Ceza alanına girdi, kaleciyle karşı karşıya iken, tam vuruşunu yapacakken, arkadan müdahale ile yerde kaldı, hakem Mete Kalkavan penaltı noktasını gösterdi. İlk sevinen yine konuk takım oldu. Penaltı kaçınca ya da diğer bir deyişle kaleci Okan kurtarınca son sevinen Yeşil Beyazlılar oldu.
72. dakikada güzel paslaşmalar, güzel koşular ve güzel bir gol. Göztepe bir kez daha gol buldu, hakem golü verdi. Son sözü 2. kez VAR söyledi, ofsayt gerekçesiyle gol iptal edildi. Gol pasında bir sorun yoktu ama atağın başladığı orta saha yakınlarındakini gözden kaçırmamışlardı.
Göztepe 3 kere sevindi sevinçleri her seferinde kursağında kaldı. Bursa 3 kere üzüldü ama sonrası sevince dönüştü.
Buradan şu ortaya çıkıyor. VAR sevinin demeden sevinilmez, üzülün demeden de üzülünmez.

***

Penaltıya dönmek istiyorum. Chedjou, kaleciyle karşı karşıya olan Jerome'a arkadan müdahale etmiş ve düşürmüştü. Hakem sarı kart vermişti. Oysa gole giden oyuncuyu düşürmek kırmızı kart gerektirir. Fakat hakemin kararını hiç içerlemedim. Penaltı verilmesi zaten yeterince büyük bir ceza. Amaç son bir hamle yapıp, topa dokunmaktı, başaramadı. Sert bir hareket değildi. Centilmenlik dışı da bir hareket yapmamıştı.
Deniz Kadah... Penaltılarının genelini hep aynı yere, kendi soluna, direk dibine, yere yakın bir yükseklikten atmış. Kaleci Okan Deniz'in penaltılarını izlemiş olsa gerek, kendi sağına, direk dibine uzandı, topu çıkarmayı başardı. Hep aynı nakarat olmaz. Değişik şekillerde de atmayı öğrenmeli.

***

Maç başladığı gibi 0-0 bitti. Hesap yapmak için Erzurumspor ve Ankaragücü maçlarını beklemek doğru olan şey. Bu yazım bu maçlardan önce yazıldı, sonra yayınlandı. Bu sebepten hiçbir yorum yapamıyorum. Şu kesin ki, kendi kaderi, kendi ellerinde değil ne yazık ki.