Önüm arkam sağım solum TERÖR
Irak, Suriye, Türkiye, Belçika TERÖR
Siyaset, ekonomi, kültür sanat, magazin TERÖR
Sonunda; SPOR'da da TERÖR
Kısaca artık bir yaşam biçimi TERÖR

Rahmetli 'Deprem Dede'miz vardı. Demişti ki:
'Depremle yaşamaya alışmamız gerekiyor'
Doğa bu, elimizden hiç bir şey gelmez.
Biz ona değil, o bize hükmeder. Biz ise sadece en az hasarla atlatmanın önlemini alabiliriz.
Şimdi ise bu cümle evrim geçirdi:
'Terörle yaşamaya alışmamız lazım!'
Doğaya nasıl hükmedemiyorsak, terör karşısında da ne kadar çaresiz kaldığımızın ve kalacağımızın dile vurumudur bu.

Arka arkaya gelen terör saldırıları ülkemizde yapılacak uluslararası spor karşılaşmalarını da etkiledi.
İnsanların kafalarında soru işaretleri oluştu.
'Acaba?' dediler hep bir ağızdan.
Ülkemizden de 'hayır, sorun yok!' cevabını aldılar.
Ama oynanması gereken Galatasaray - Fenerbahçe maçının güvenlik sebebiyle ertelenmesiyle, kafalarda ne soru işareti kaldı, ne de aldıkları cevabın anlamı.
Türkiye'nin vermiş olduğu garantiye bazıları güvenmedi ve bazı karşılaşmalar iptal edildi.
İlk haber masa tenisinden geldi:
İstanbul'da 6-12 Nisan tarihleri arasından yapılması planlanan 'Rio Olimpiyatları Avrupa Kıta Elemeleri' Türkiye'den alındı.

İkinci iptal ise İzmir Cup...

Altınordu tarafından 12 yaş takımlarına yönelik düzenlenen ve yaş gruplarında Türkiye'nin en büyük futbol organizasyonu olan Uluslararası U12 İzmir Cup ileri bir tarihe ertelendi.
Ankara'da arka arkaya 2 bomba patladı.
Biz bunu Ankara olarak görsek de, yabancılar için Ankara değil Türkiye idi.
Saldırıda ölen ve yaralananların hemen hepsi Türk'tü ve Türklere yapılmış bir saldırıydı.
İstanbul'da yabancıların hayatını kaybettiği saldırı, son damla oldu. Aileler çocukları için endişelenmeye başladı ve bu turnuvaya göndermeme kararı aldı.
Hangi anne baba, 12 yaşındaki çocuklarının, terör ortamında, uzak bir ülkeye gitmesine izin verirdi ki?
Belçika'daki bombalama olmasaydı da, turnuva ertelenecekti, fikrimce.

Teniste de üzüldük

18-24 Nisan tarihlerinde düzenlenecek olan TEB İstanbul Cup'a daha önce katılmak için kayıt yaptıran üç kadın tenisçi, İtalyan Camila Giorgi, Çek Lucie Hradecka ve ABD'li Irina Falconi, terör olaylarını gerekçe göstererek 'turnuvanın yapıldığı ülke tehlikeli durumda' açıklamasıyla çekildiklerini açıkladı.

Tribünler yetmedi

Her yerde terör korkusu varken Galatasaray Odeabank'ın Bayern Münih'i ağırladığı basket maçında tribünler hınca hınç doluydu.
Tam bir şenlik havası vardı.
Karşıyaka'yı eleyen Galatasaray, ilk maçta 10 sayı fark yediği rakibini elemeyi başardı ve yarı finale adını yazdırdı.
Maç iki takım arasında adeta gitti geldi.
Heyecan çok üst düzeydeydi.
Bu heyecanı anlatacak bir olay da yaşandı.
Bir kaç taraftar, tribünlerden saha kenarına kadar indi ve çizgiye kadar gelip, takımı desteklemeye kalktı.
Hemen görevliler yetişti de yerlerine geri gönderdiler.
Biraz daha geç kalsalar, tüm taraftar inmeye kalkar, maç da bir süre durabilirdi.

Futbolda milli maç haftası

Milli takımların hazırlık maçlarına ayrılan bu haftada, Süper Lig ve 1. Lig maçları yoktu. Futbolseverler televizyonları başında, milli takımızın maçını izledi.
Antalya'da oynanan ilk hazırlı maçında, İsveç'i 2-1 yenmeyi başardık. Televizyon ve gazetelerdeki yorumlarda, milli takımımız yere göğe sığdırılamıyordu adeta.
Şampiyonada çok can yakacağını iddia edenler de vardı.
Fakat şampiyonanın havasının değişik olacağını sanırım hiç düşünmüyorlar.
Türkiye olarak en büyük derdimiz, gerilimi yüksek maçları kaldıramamamız.
Çabuk havaya girmeyelim.

İlk defa sahaya ayak bastı

Maçta gözümüz Altınordu'nun 19 yaşındaki stoperi Çağlar Söyüncü'de idi.
Şimdiye kadar 1 kere A Milli olmuş ama onda da sahaya girme şansı yakalayamamıştı.
Bu maçta Fatih Terim ona bir şans verdi ama sadece sahaya ayak basma fırsatı oldu.
Büyük ihtimalle Çağlar Söyüncü, şampiyona kadrosuna alınmayacak. Ama o pozisyonda oynayabilecek pek fazla futbolcu yok ülkemizde. Sakatlıklar futbolcu performansları çok az da olsa bir umut doğuruyor. Fakat kendini geliştirirse şampiyona sonrası milli takımımızın her maçında 24 kişilik kadroya dahil edilecektir mutlaka.
Stoper mevki sorunu yaşayan ülkemizde ilk 11'e girme şansı da çok yüksek denebilir.
Bu arada aklıma, dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü futbolcularından Brazilyalı Pele geldi.
Yedeğin yedeği gibiydi gençliğinde ve ilk kez kadroya alındığında.
Hiç ama hiç kimse kendisinden söz etmediği gibi söyleşi ve röportaj da yapmamıştı.
Ama o sahaya bir çıktı pir çıktı.
Eskiler hala onu konuşuyor bir efsane oldu.

Teknik direktör ücretleri


Yapılan bir araştırmaya göre Milli Takım Teknik Direktörümüz Fatih Terim, Euro 2016'ya katılmaya hak kazanan meslektaşları arasında, 3.500.000 € ile en fazla yıllık ücret alan üçüncü teknik adam.
Yapılan sıralamada; İngiltere'den Roy Hodgson 5 milyon € ile 1. ve İtalya'dan Antonio Conte 4.600.000 € ile 2. sırada.
En düşük ücretle çalışan teknik adam ise yılda aldığı 120 bin € ile Romanya milli takımından Anghel Iordanescu.
Aylık kazancı 10 bin €'ya geliyor.
Oldukça dikkat çeken de bir durum var!
O da Rusya'nın teknik direktörü Leonid Slutsky'nin hiç bir ücret almıyor olması.
Bunu daha da ilginç yapan şey ise önceki Rusya Teknik Direktörü Fabio Capello'nun tam tamına 9 milyon € ile zamanının uzak ara en çok kazanan kişisi olmasıydı.

Forma fiyatları

Milli takım maçlarımızda yıllardır taraftar eleştirilmekte.
Sebebi ise maçlara milli takım formalarıyla değil de, kendi tuttukları kulüp takımlarının formalarıyla gitmeleri.
TFF'nin resmi sitesine girip, forma fiyatlarına baktım; Bu seneki formaların satış fiyatı 139 lira.
Futbolla ilgilenenlerin hayatının her alanında tuttuğu kulüp takımları vardır.
Bunu da formalarıyla belli eder.
Onda da gider en ucuz yaklaşık 50-60 lira olan formadan alır.
Birçoğu da bunun yarısına neredeyse kara borsadan alır.
Kulüp takımı da olsa bir formaya 140-150 lira vermek zengin işidir ülkemizde.
Bu sebepten de 1 kere giyilebilecek milli takım formasına 139 lirayı kolay kolay hiç kimse vermez.

Nefes nefese

THY Euroleague F Grubu'nda yani Türk takımlarının olmadığı diğer grupta, kıyamet kopuyor. Son 2 haftaya girilmişken, 1 takım dışında bütün takımların ilk 4 şansı var.
Öyle ki 3. sıradaki takımdan, sondan 2. takıma kadar tüm takımların 6'şar galibet ve 6'şar mağlubiyeti bulunuyor.
Sadece ilk sıradaki CSKA Moskova turu garantiledi ve sadece son sıradaki Zalgiris Kaunas'ın tur atlama şansı bulunmuyor.
Kalan 6 takımın 3'ü tur atlayacak, 3'ü de elenecek.
Barcelona, Real Madrid ve Olympiacos gibi üst düzey takımların üçü de elenme riskiyle karşı karşıya.
Böylesine heyecan şimdiye kadar Final Four'da bile yaşanmamıştır.

Sır turnuva

Karşıyaka Belediyesi, ünlü isimlerin de yer aldığı Salon Futbol Turnuvası düzenliyor.
İnternette bir araştırma yaptım bu turnuvayla ilgili. Değişik sitelerde haberine rastladım ama hepsi aynıydı ve belli ki tek kaynaktan çıkmıştı.
Haber yüzeyseldi.
Turnuva ile ilgili bilgi yoktu. Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar,  tüm Karşıyakalıları turnuvaya davet ediyordu ama turnuvanın yapılacağı yer, haberin içeriğinde yoktu.
Uzun araştırma sonucunda Karşıyaka'nın resmi sitesinde haberini bulabildim. Bu da bulduğum haberlerle aynı idi ama yazı içine 'Karşıyaka Arena' diye iliştirilmişti.

Tüm maçlar Karşıyaka Arena'da yapılabilir mi bilmiyorum?
Burada Pınar Karşıyaka'nın maçları da oluyor.
Bir haber dışında, bu turnuva ile ilgili bir bilgi bulamadığımdan dolayı, hem benim hem de halk için sırrını tamamen koruyor.