"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla... Sen ve düşüncen çoktan beridir dikkatimizi çekiyor. Aciz bir kafir olman, seni bizim düşmanımız yapıyor. Şunu bilesin ki bizler, bu devleti senin gibi kafirlere, komünistlere, vatan hainlerine bırakmayız. Kılıcımız elimizde, senin için geliyoruz! Kendine dikkat et! Sen de diğer kafirler ve irtedçiler gibi boğazından akan sıcak kanla gebereceksin! Sana uyarımız şu: O iğrenç şeytani fikirlerinle kimseyi zehirleme! Zaten yakında tanışacağız. O güne kadar kendine dikkat et!"
İmza: Birkaç Müslüman

***

Noktasına virgülüne dokunmadan yukarıda yer verdiğim mektup, birkaç ay önce Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi bir arkadaşımın çantasına bırakıldı.
Arkadaşımın güvenliği açısından kimliğini açıklamıyorum.
Ama mektup elimde. İsteyene, istediği an gösterebilirim.

***

Ege Üniversitesi gibi köklü, yarım asrı geçkin bir tarihe sahip bir akademide, demokrat, muhalif, yurtsever, solcu, sosyalist öğrencilerin çantalarına böylesi mektuplar bırakılabiliyorsa eğer...
Öğrenciler, kopkoyu bir faşizmin ve dinsel bağnazlıktan güç bulan şiddet tehdidinin altındaysa eğer...
Ege Üniversitesi yerleşkesinde, öğrenci bile olmayan kimliği belirsiz gruplar, Kerkük Türklerinin sorunlarını gündeme getirme adı altında gerici-faşist eylemler yapabiliyorlarsa eğer...
Tekbir sesleriyle, "Kanımız aksa da zafer İslam'ın" sloganlarıyla yürüyüş eyleyebiliyorlarsa ve Rektörlük de buna izin vermek zorunda kalıyorsa eğer...
Tıp Fakültesi'nde muhalif, demokrat, yurtsever, solcu olarak bilinen öğrenciler, dışarıdan gelen birtakım kişiler tarafından birbirlerine parmakla gösterilebiliyorsa eğer...
Öğrenciler her dakika gözdağının, hedef gösterilmenin tehdidi altındalarsa eğer...
Çantasından çıkan besmeleli, kılıçlı, kanlı mektuplarla psikolojik travmalar yaşıyorsa pırıl pırıl gençlerimiz eğer...
Evet eğer bunlar yaşanabiliyorsa 2013 yılında Ege Üniversitesi yerleşkesinde...
Bunun tek, biricik, yegane sorumlusu, ülkede dinsel faşizm soslu bağnaz, gerici siyasal iklimi yaratan siyasal iktidardır!
Bu tehdit mektuplarını yazanlar, yerleşkelerde tekbirli gösteriler düzenleyenler, akademilerde terör havası estirenler, kimden yüz buluyorlar sanıyorsunuz?
Elbette memleketi yönetenlerden...
Elbette ülkeyi AKP'li olanlar-AKP'li olmayanlar diye ayıranlardan...
Elbette kendi dar dinsel-siyasal düşünce ve yaşam tarzlarını, ülkenin tamamına hakim kılmak isteyenlerden...
Yüz buluyorlar ve daha çok saldırıyorlar.
Bakıyorlar: 7 TİP'li öğrenciyi telle boğan kanlı katiller affediliyor, daha da çok şımarıyorlar!
Bakıyorlar: Ülkede gericilik, Amerikancılık, NATO tetikçiliği geçer akçe, daha da ileri gidiyorlar!
Bu siyasal iklimin, bu kara mevsimin tek sorumlusudur, siyasal iktidar!