Ülkemiz olağanüstü bir dönemden geçiyor. 
Bugüne kadar Avrupa Birliği (AB) çıpasına bağlı olarak, demokrasi, hukuk ve özgürlükler adına birçok adım atıldı ve bazı alanlarda –göreceli de olsa- ilerlemeler kaydedildi. 
Bunun sonucu da ekonomik göstergeler üzerine olumlu yansıyan rakamlar ile hükümet siyasi gücünü perçinledi ve bugünlere kadar gelebildi.
Siyasi çekişme sürüyor
Ancak, gelinen bu nokta da; içinde bulunduğumuz siyasi çekişme ortamı, yargıda güç savaşı, asker ve polis üzerindeki baskı, hukukun üstünlüğü ilkesinin aşındırılması ve son tahlilde 'Siz kendi işinize bakın! Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseriz!' söylemleri ile AB'ye meydan okunması ve uluslararası arenada dört bir tarafımızda olup bitenler, ekonomi üzerinde olumsuz bir baskı yarattı!
Karneyi merak ediyorum
Yılsonları ekonomi aşısından dikkatle izlenen ve hassas davranılan dönemlerdir. Bir yılın 'karnesi' verilecektir. 
Bütçe performansı, dış açık, cari açık, yatırımlar, enflasyon oranı, döviz kurları, faiz oranları, iç ve dış borçlanmalar, gelecek yılın vergi zamları, asgari ücret zamları,  memur ve emekli zamları vs. vs. tüm bunlar irdelenecek, değerlendirilecek ve not verilecek.  Elbette diken üstünde olmak ve ona göre tedbirler almak hatta bazı rakamları 'makyajlamak' gerekir.
Özellikle İzmir'de...
İşsizlik oranları tekrar iki haneli rakamlara tırmandı. 
Yüzde 10,5 ile son 43 ayın zirvesine ulaştı. 
Genç işsizlerimiz yüzde 19,1'e çıktı.  Enflasyon Orta Vadeli Program hedefinden saptı ve artış istenilen ölçüde kontrol edilemiyor. 
Faiz oranlarımız yüzde 17 ile hala Dünya'da yüksek ülkeler arasında, yatırımcılar finansman bulmakta zorlanıyor ve yüksek faiz ile borçlanmak zorunda kalıyorlar.  
Deve yükü gibi oldu
Özel sektörün borcu artmaya devam ediyor. 
Değerlenen döviz rakamları ile dış borç rakamlarındaki risk oranı da artıyor. Döviz demişken, Dolar rekor bir artış ile 2,40'ları geçerek zirve yaptı; Avro, 3 lira oldu. 
Dünya da düşen petrol fiyatlarına rağmen, akaryakıt üzerinden alınan maktu Özel Tüketim vergisi (ÖTV) düşürülmediği için, pompa fiyatları aynı oranda düşmüyor. 
Hala Dünya'da en pahalı benzini kullanan ülkeler arasında üst sıralardayız. Birde ödenmeyen ve takibe düşen krediler var. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) verilerine göre banka borcunu ödeyemeyen 3,7 milyon kişi yasal takipte. Vatandaş perişan...
Rusya bizi de ilgilendiriyor
Bir de uluslararası arenada ekonomik mücadele ve kur savaşları devam ediyor. Daha birkaç gün önce önemli ekonomik işbirliği anlaşmaları yaptığımız Rusya, ekonomik iflasın eşiğine dayandı, kriz kapıda. 
Komşuda yangın olur da bize zarar vermez mi?
Sarsıntı kesin gibi
FED'in 2015'de faiz artırım sinyali vermesi, en kırılgan ülke olarak görünen Türkiye'nin ekonomisini sarsacağa benziyor. 
Son olarak da, Bürüksel'de acil toplanan AB dışişleri Bakanları'nın raporuna göre 'Türkiye'ye karşı sert tutum kararı alınması!' 
Sizce nasıl?
Tüm bu gelişmelere göre 2015'de bizleri nasıl bir ekonomi bekliyor diye yorumlamak için uzman olmaya gerek yok!
Son olarak, demokrasi ve evrensel hukuk ilkelerinden uzaklaşan hiçbir ülke yoktur ki ekonomisi iyiye gitsin... 'nokta!'
Dünya Kooperatifler Günü
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkelerin sosyal ve ekonomik kalkınmasına büyük katkı sağlayan kooperatiflere yeterince önem verilmediğini bildirerek, 'işbirliği ve dayanışmanın simgesi olan kooperatifler mahalli düzeyde direncin, küresel düzeyde ise gücün temsilcileridir' dedi.
Bayraktar, 21 Aralık Dünya Kooperatifler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, geniş kesimleri bünyesinde barındıran ortaklık modeli olması bakımından kooperatiflerin her geçen gün yeni bir başarıya imza attığını vurguladı. Kooperatifçiliği en iyi 'birlikten kuvvet doğar' sözünün açıkladığını belirten Bayraktar, kooperatiflerde temel amacın kar değil, işbirliği ve dayanışma olduğunu bildirdi.
'Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2014 yılı Kooperatifler Günü'nün temasının 'Kooperatif İşletmeler Herkes İçin Sürdürülebilir Kalkınma Sağlar' olarak belirlendiğini belirten Bayraktar, 'Yaşamını sürdürme, devam ettirme veya dayanma kapasitesi olarak tanımladığımızda, kooperatifler, sürdürülebilirliğin en önemli paydaşlarından biridir. 
Başta tarımsal faaliyetler olmak üzere sağlık ve eğitim gibi sosyal, bankacılık ve sigorta gibi finansal konular başta olmak üzere pek çok sektörde faaliyette bulunan kooperatifler, sürdürülebilir kalkınmayı başarmada önemli görevler üstlenmektedir' dedi.  
Şemsi Bayraktar, ülkemizde, kooperatifçiliğin 150 yıllık geçmişi olmasına ve sayıca yeterli kooperatif bulunmasına rağmen, kendinden beklenen gelişmeyi gösterdiğini vurguladı. 
Az ortaklı yapıda
Bayraktar, şunları kaydetti: 'Ülkemizde kooperatifçilik az ortaklı bir yapıya sahiptir. Bu nedenle kooperatifçiliğin esas amacı olan; ölçek ekonomisi, işbirliği ve sinerji etkisi bakımından ülkemiz, az ortaklı kooperatif yapısıyla dünya uygulamalarının oldukça gerisindedir. Kooperatiflerin kendilerinden beklenen görevleri yerine getirecek yönetim anlayışına, idari kapasiteye ve teknik bilgiye sahip olmaması, egemen pazar güçlerinin kooperatifleri özel sektörün rakibi olarak görme ve göstermeleri kooperatifçiliğin önündeki başlıca engeller olarak durmaktadır. Küçük işletmelerin çok yoğun olduğu bu tarımsal yapıda ekonomik örgütlenme yetersiz kalmış, tarımsal örgütler arasında yeterli koordinasyon sağlanamamıştır.
Ülkemizde daha güçlü kooperatiflere gereksinim vardır. Ortaklarının ve toplumun gereksinimlerini karşılamak için daha güçlü yapıda olması ve profesyonelce yönetilmeleri şarttır. Kooperatifler gıda güvenliğine katkıda bulunmalıdır. İstihdam oluşturma rollerini sürdürmeleri önemlidir.' 
Kooperatiflerin pazar payları
Ortaya koydukları faaliyet sonuçları bakımından Avrupa'da kooperatiflerin pazar paylarının oldukça yüksek olduğunu açıklayan Bayraktar, "Hollanda'da kooperatiflerin tarım pazarındaki payı yüzde 90'ı buluyor. Yeni Zelanda'da süt ve süt ihracat piyasasının yüzde 95'i, et piyasasının yüzde 70'i, tarımsal üretimin yüzde 50'si, gübre piyasasının yüzde 70'i kooperatiflerin elinde. Norveç'te süt kooperatifleri süt ürünleri üretiminin yüzde 99'unu karşılıyor. Buna karşın, Türkiye'de kooperatiflerin uzun süreli geçmişine rağmen payı yüzde 2'lerde seyrediyor" dedi.
BM rakamlarına göre küresel düzeyde 2,6 milyon kooperatif bulunduğunu ve bu kooperatiflerin 1 milyar ortağı bünyesinde barındırdığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
'Kooperatifler, tam ve geçici statüde 250 milyon istihdam sağlıyor. Bunun 223,6 milyonu tarımsal kooperatifler tarafından kendi hesabına çalışan kooperatif ortakları. 26,4 milyon kişi de kooperatif ofislerinde istihdam ediliyor. Dünyada çalışan nüfusunun yüzde 12'sine istihdam sağlayan kooperatifler, yıllık 3 trilyon dolarlık iş hacmini oluşturuyor' dedi.
***
SON NOKTA
Profilo 2014'ü yine ödülle kapattı! 
Yaratıcı pazarlama çalışmalarıyla hem tüketicilerin hem de iletişim dünyasının dikkatini çeken Profilo Dayanıklı Ev Aletleri 2014'ü de hem yurt içinden hem de yurt dışından olmak üzere iki önemli ödülle kapattı. Dünyanın en prestijli reklam yarışmalarından Epica global awards'tan bronz ile dönen Profilo, MediaCat'in Felis Ödülleri'nde ise 'Yaratıcılık Bölümü Başarı Ödülü' kazandı.
'Anneliğin zor şartları varsa, annelerin Profilo'su var' yaklaşımı ile hayatı kolaylaştıran ve güzelleştiren ürünler sunan Profilo Dayanıklı Ev Aletleri, samimi iletişim çalışmalarıyla tüketicilerinin kalbinde özel bir yer edinirken, pazarlama çalışmalarındaki yaratıcılıkla profesyonel iletişim dünyasının da dikkatini çekiyor.