Cumhurbaşkanlığında, bölgedeki gelişmeler değerlendirildi

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere Cumhurbaşkanlığında yer alan üst düzey toplantıya başkanlık yaptı.
Toplantıya, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Sebahattin Kılınç, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Osman Aytaç, Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Okan Donangil ve Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Güneş Onar katıldı. 
Tatar yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyetinin bölgenin en güçlü ülkesi ve garantör olarak bütün imkanları ile her zaman KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olduğunu belirtti. Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi ve Komutanların da katıldığı toplantıda, bölgenin her an izlendiği ve Türkiye’nin üstün kabiliyetlerle bölgenin huzuru ve güvenliği için çalıştığı bilgisini aldıklarını ifade eden Tatar, halkın endişe duymamasını istedi. Bölgedeki tansiyonun düşmesini temenni eden Tatar, Türkiye Cumhuriyetinin bölgenin barış huzur ve güven içinde olması için yaptığı çalışmalara vurgu yaptı. Kıbrıs Türk halkının bölgede her zaman söz sahibi olduğunu, barış huzur güvenlik içinde yaşamını sürdürmek istediğini belirten Tatar, içinde bulundukları coğrafya nedeniyle her an beklenmedik gelişmeler olduğunu ancak halkın güvenliğini etkileyecek her hangi bir tehlike olmadığını kaydetti. 
 

İsrail ile Güney Kıbrıs’ın askeri tatbikatına tepki
 Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Güney Kıbrıs’ın, Müslüman dünyasına karşı siyonist bir düşünce ile askeri tatbikat yaptığını belirterek, İsrail zulmünün yerde kalmayacağını ve hak ettiği cezayı bir gün mutlaka çekeceğini vurguladı.
Cumhuriyet Meclisinden yapılan açıklamaya göre Töre, İsrail ile Güney Kıbrıs’ın birlikte askeri tatbikat yapmasını eleştirdi.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Töre, tatbikatın muhtemel bir İran saldırısına karşı ortak savunma hattı oluşturma amaçlı olduğunu anımsattı ve 1974 Mutlu Barış Harekatı döneminde de Kıbrıslı Rumların bazı ülkelere güvenerek, Makarios’u devirdiğini ancak harekatın başarılı olması sonrası gittiklerini kaydetti.
Güney Kıbrıs’ın Müslüman dünyasına karşı siyonist bir düşünce ile askeri tatbikat yaptığını ifade eden Töre, bu çabaların boşuna olduğunu, İsrail zulmünün yerde kalmayacağını ve hak ettiği cezayı bir gün mutlaka çekeceğini belirtti.
Töre, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu soykırımın cezasız kalmayacağı yönünde beyanları olduğunu hatırlatarak, zalimin hakkından mutlaka gelecek olanlar olduğunu vurguladı.
Meclis Başkanı Töre açıklamasında, Gazze şehitlerine Allah’tan rahmet dilerken direnişe destek verdiklerini dile getirdi.

 
"Yetkisini aşan saygısızca ifadeler"
 Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne akredite Fransa Büyükelçisi Catalano’nun, Kıbrıs meselesi ile ilgili basına verdiği demeçte yetkisini aşan ve Kıbrıs Türk halkının iradesine yönelik saygısızca ifadeler kullandığını kaydetti. Ertuğruloğlu, yazılı açıklamasında, Ada'ya ziyaret gerçekleştiren, veya görev yapan herkesin, bugün kendi kendini yöneten iki ayrı halk ve iki ayrı devlet bulunduğunu gayet iyi bildiğine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
“Catalano’nun Avrupa Birliği üye ülkeleri arasındaki ‘dayanışma’ kisvesi altında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne vermiş olduğu açık destek, Kıbrıs meselesinde adil ve kalıcı bir anlaşmaya varılamamasının temel nedenidir.
Tarihe karışmış ve geçerliliğini yitirmiş Güvenlik Konseyi kararlarına yapılan atıflar, Ada’nın eşit sahibi olan Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir paylaşımda bulunmak istemeyen Rum tarafının uzlaşmaz tutumunu sürdürmesine ve Kıbrıs Türk halkının ilânihâye izolasyon ve ambargolar altında yaşamaya devam etmesine sebebiyet vermektedir. Daimi üye ülkelerden birisi tarafından söz konusu kararlara yapılan atıflar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin güvenilirliğinin sorgulanmasının yeni bir nedeni ve örneği olmuştur.
Özellikle doğrudan ticaret aracılığı ile dünya ile buluşmasını engellenen Kıbrıs Türk halkının geleceğini Rum tarafının keyfine bırakan ‘ada içi ticaret’ çağrısı ise, halkımıza yönelik büyük bir haksızlık ve saygısızlıktır.
Başta Fransız Büyükelçi olmak üzere Güney Kıbrıs Rum yönetiminde görev yapan büyükelçilerin, ülkemiz üzerinde baskı yaratmaya çalışan tehditkar söylemlerini reddediyor ve kendilerini yalnızca görev alanlarını ilgilendiren konularda yorum yapmaya davet ediyorum.”