Emin Çölaşan'ın Sözcü'deki "AKP ile ilgili bir seks kaseti aldıklarına; Türkiye'de çok önemli birine ait olan kaseti izleyip, imha ettiklerine" ilişkin yazısını okuyunca, üç yıl önce Hürriyet Ege'de yazdığım şu sözleri anımsadım:
"Son yıllar içinde, yakınımda 'bilerek kul hakkı yiyenleri' bir bilim insanı titizliğiyle incelediğimde, sıklıkla 'ilahi adalet'in işlediğini gözlemledim; hem de haklarını yedikleri kulların başlarına gelene benzer bir biçimde..."
"Mustafa Balbay'ı ziyaret eden 2 yaşındaki çocuğunun camın ardında izlediği babasının, ancak telefondan duyabildiği sesini öpmeye çalıştığını" okuyup, etkilenmiş ve "Kul hakkı ve ilahi adalet" başlıklı bu yazıyı 3 Aralık 2010 tarihinde kaleme almıştım.
Balbay'ın oğlu Deniz şimdi 5 yaşında. Babasına en çok gereksinim duyduğu yılları babasız geçirdi... Artık 'babasının havaalanında çalıştığı, onu görmeden önce üstlerinin bu nedenle arandığı' yalanına inanmıyor. "Babamı kafese koydular, beni de içeri alın, babamla birlikte kalayım" diyor... 
Sadece küçük Deniz'in değil, hiçbir suçları olmadığı halde birçok 'kul'un hakkı yendi, son yıllarda... 
Başkalarının kasetleri çıktığında kıllarını kıpırdatmayanların, belki de mutlu olanların kasetleri ortaya çıktı, önce. Ardından 'ıslak imza' diye yaygara koparanların, aynı amaçla atılmış 'ıslak imzaları'... İlahi adalet, biraz geç de olsa, işlemeye başladı, bir kere! Yarın bir de bakmışız, suçsuz insanların yıllardır tutuklu yargılanmalarına, hüküm giymelerine yol açanlar, adaleti katledenler, olaylara sessiz kalanlar 'adalet' istiyorlar...
AKP, yarattığı ve yaptıklarını mutlulukla izlediği Frankenstein'ın birden kendine yöneldiğini fark edince masanın altına, dolabın içine saklanmaya çalışıyor; ama boşuna! Frankenstein ilerliyor...
AKP'nin kalabalığa doğru fırlattığı 'adalet' bumerangı, 'ilahi' biçimde dönüşe geçti; ne zaman, nereye çarpacağı, ne kadar hasar vereceği şimdilik meçhul.
'İlahi adalet' sabahın köründe evlere baskın düzenleyenler, bilgisayarlara ve telefonlara 'sehven' bilgi yükleyenler, suçsuz insanların yıllarca tutuklu kalmalarına, ardından hüküm giymelerine yol açanlar, insanların kafasına gaz fişeği fırlatanlar ve tüm bunları yaptıranlar için nasıl planlar hazırlıyor bakalım?
Babasız büyüyen bir erkek çocuğunun veya babasının cenazesine katılamayan bir insanın 'kul hakkı'nın, 'ilahi adalet'te karşılığı nedir, bilemem. Ancak, yaptıkları veya göz yumdukları haksızlıklar nedeniyle vicdanları sızlayanların, ilahi adaletin fatura yükünü azaltmaları için hala çok geç değil, bence. 
Vicdanlarının sesine uysunlar; 'haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan' konumundan kurtulsunlar...
Haftanın Sözleri: (Hz. Muhammed'den)
"Bir saat adaletle hükmetmek, bir sene ibadet etmekten daha hayırlıdır." 
"Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır."