Bu Altay taraftarını kanser eder doğrusu. Maçlara tutuk başlıyor, golü yiyor, tutuk devam ediyor, öyle ya da böyle golleri atıyor, kazanmasını biliyor, adım adım zirveye tırmanıyor.
Altyapı takviyeli Bursaspor karşısında evinde rahat bir oyunla kazanmasını bekliyordu hemen hemen herkes. Ama önceki maçlardan hiçbir şeyin değişmediğini gördük. Rakip ister güçlü olsun, ister zayıf, ligin en deneyimli oyunculardan kurulu bir takım olmasına rağmen bir türlü üstünlük kuramıyor. Topu ceza alanına fazla sokamıyor, pozisyon bulmakta zorlanıyor. Nadir gidiyor, yakaladıklarını atıyor ve kazanıyor. Ama bu ne kadar devam eder böyle?
Bursaspor karşısında da zor anlar yaşadı. Daha 29. saniyede Ali'nin güzel golüne hatalı ofsayt bayrağı kalktı da, bir golden kurtulmuş oldu. Üstüne sayılan bir gol daha yedi. İlk yarının son anlarında beraberliği yakaladı.
Geçen hafta sahada hiç görünmeyen Paixao, golcülüğünü gösterdi, 2 gol atıp, farkı 2'ye çıkardı.
2 farka rağmen konuk takım bastırdı, ev sahibi takım defansa çekildi. Son dakikalarda tecrübeli takım, zor durumlara düştü, üstün tarafını kullanamadı.

Gitti dendi, geri geldi

Denizlispor, çok zor bir deplasmandan mucizevi bir şekilde puanla dönmeyi başardı.
Başakşehir maçında hataları öne çıkaracaktım, bazen acele etmemek gerekliymiş.. 59. dakikada skor 3-0'a gelince herkes için maç bitmişti. Ama son düdük çalmadan hiçbir şeyin garanti olmadığını bir kez de Horozlar gösterdi bize.
***
Karşılaşmaya Başakşehir topa sahip olarak başladı. Kaleye gitmekte zorlandı. Buna karşı Denizlispor net pozisyon bulamasa da ceza alanına top sokabildi. Beğendiğim oyuncu Mustafa'nın ve kaleci Pantilimon'un büyük hatası golü getirdi. Gulbrandsen'in önüne oynanan uzun pasta Mustafa ne derinlik yapabilmiş ne de ofsayta düşürebilmişti. En az 10 metre ileride olması gerekirken, geride kalıp, rakibiyle aynı hizada bire bir yakalandı. Boşluğa yapılan koşuya karşılık veremeyip kaçırması, hatalar zincirinin ilkiydi. Pantilimon'un duruşunun hatalı olması diğer etkendi.. 
Hemen ardından yine Gulbrandsen'in bu sefer hem Oğuz hem de Mustafa tarafından kaçırılması, Pantilimon'un açıyı iyi kapatamaması farkı 2'ye çıkaran etken oldu. Bitmedi. Ardından Demba Ba kaçtı, neyse ki kalecinin üzerine vurdu.
***
İlk yarı 2-0 sona erince, İngiltere'den, Manchester United maçından gelen ve hafta arası bir Şampiyonlar Ligi maçı daha oynayacak Başakşehir, oyunu yavaşlattı, topa sahip oldu. 3. golü de bulacaklardı ama daha bu skorla bile mücadelenin galibi belliydi adeta.
3. gol çalışılmıştı. Kornerde herkes kale önüne yığılıp, dışarısını boş bıraktı. Demba Ba gibi bir golcüyü tutan yoktu. Alan savunması yapılır ama yine de her oyuncunun yanında mutlaka bir kişi olur, boş bırakılmaz. Dışarıya koşusunda korner pas olarak kullanıldı. Şutu kalabalık içinden ağlarla buluştu.
Özer farkı 2'ye düşürse de Denizlispor oyuna hakim değildi. Ev sahibi takım oyuncu değişikliklerine başladı. En son 18'lik genç Ravil girdi. Yıllarca Altınordu'da izlemiştim. İlk Süper Lig maçına çıkmıştı. Gözüm ondaydı. İyi başladı ama yandan gelen topa ters vuruşu, Rodallega'nın golü bulmasını sağladı. Uzatmaların da sonu geliyorken Skrtel'in topa yükselerek kafa vururken kolunu açması, Mustafa'nın alnını şişirdi, penaltı kararı çıktı VAR incelemesinin ardından. Murawski skoru belirleyen golü attı (3-3) ve bir mucize gerçekleşmiş oldu.

Menemenspor altın çıkardı

Menemenspor, beraberliğin bile iyi sonuç olacağı Ümraniyespor deplasmanında 2-0'lık bir galibiyete imza attı ve evine 3 puanla döndü. Genel olarak orta sahada geçen bir mücadele oldu. Pozisyon yok denecek kadar azdı. Karşılaşmaya damga vuran şey, sakatlıklar oldu. Çok fazla yerde kalındı, çok fazla zaman kaybedildi.
Top Ümraniyespor'da daha fazla kaldı, Menemenspor daha çok hızlı hücumları tercih etti. Tidjani'nin 53. dakikasındaki kimsenin beklemediği şutu ağlarla buluştu.
70'de Gökhan Süzen'in 2. sarı kartı sonrasında ev sahibi takım 1 kişi eksilse de, oyunu rakip yarı alana yığdı. Sanki eksik değilmişçesine oynamayı başardı. Elbette bunun sebebi konuk takımın skoru koruma içgüdüsüydü. 
Hızlı hücum, Tidjani şut ve 2. gol 90+3'te geldi, maçın kazananı belli oldu.
***
Çok kısır bir müsabaka olunca, sivrilen bir isim de olmadı. 
Menemensporlu oyuncular çok koştular, ellerinden geleni yaptılar diyebilirim. Rıdvan'ı hem ileride hem geride gördük. Gol aradı, rakibine gol şansı da vermedi. Amatörden alınarak kadroya monte edilen Ömer'de hiç sırıtmadan mücadele etti. 
***
Gökhan Süzen ne zaman topu alsa hemen baskı yapıldı. Ama baskı faul ile sonuçlandı. Sanırım ona karşı özel önlem alınmıştı ve bu görev en başta Taşkın'a verilmişti.

Akhisar nereye koşuyor?

Kendi sahasında ligin sondan ikinci sırasında bulunan Ankaraspor'a yenilen Akhisarspor, kara kara düşündürüyor. Geçen hafta 6-0'lık mağlubiyetten bile daha ağırdı benim için. O zaman bariz hatalar farkı getiren etkendi. Bu sefer mutlaka kazanması gereken bir müsabakaydı, morallerin düzelmesi için.
Karşılaşmanın ilk yarısı, Ankaraspor ev sahibi gibi oynadı. Oyunun hakimiydiler. İkinci yarı Akhisar üstünlüğü ele geçirdi. Çok basit pas hataları yaptı yeşil siyahlı oyuncular. Genel olarak galibiyete daha yakındılar. Onurcan'ın bir şutu da direkten döndü. Gole çok yaklaştığı oldu. Atamadı, yedi. Tek golle boyun eğdi.