Menemenspor, kazanabileceği karşılaşmada, Tuzlaspor'a evinde yenildi, yenilmekle de kalmadı, fark yedi. 
Müsabakaya hızlı başlayan taraf ev sahibi takımdı. Üst üste kornerler, tehlikeli ataklar... Sonrasında orta saha mücadelesine dönüştü maç. 
Başa baş bir karşılaşma izlerken, pozisyon göremezken, 32 ile 36. dakikalar arasında 3 gol birden geliverdi. Bir tanesi Menemenspor'dan, 2 tanesi Tuzlaspor'dan. İlk yarı da böyle bitti.
***
İkinci yarıda sarı lacivertli takım gol için yüklenirken kalesinde bir gol daha gördü. Yine yüklendi, yine pozisyonlar buldu, golü atan yine konuk takım oldu. Bu yedikleri 4. gol öncesi ceza alanı içerisinde topun eline çarptığı Olatunbosun 2. sarı karttan oyun dışı kaldı.  Yine yüklendi, yine yedi, etti 5. Rasheed'in 90. dakikada attığı golle skor ortaya çıktı: 2-5
***
Kendi sahasındaki 5-2'lik mağlubiyete rağmen, Menemenspor'un oyununu beğendim. Futbola aç gibi oynadı. Rakibini adeta ısırdı. Fakat adam paylaşımındaki ufak aksamalar, uyguladıkları baskıyı kırdı, kalesinde gol görmelerine neden oldu. Tam saha preste herkes bir adam almalı, boşta hiç bir rakip oyuncu bırakılmamalı. Ve yakın olmalı, topu alması beklenmemeli, almadan basılmalı.
Tuzlaspor'da deneyimli oyuncu sayısı daha fazlaydı. Bu onlar için bir artı oldu. Rakibinin hırslı oyununa aynı şekilde karşılık vermeye çalıştı ama bunu tüm oyuncular yapmadı ve yapanlar da maçın geneline yayamadı.
Bu kadar gole rağmen, kalecilere pek iş düşmedi.
***
Yenen ilk gol penaltıdandı. Tayfun çok gereksiz yere ayağını rakibinin önüne soktu ve düşürdü.
2. golde karambolden geldi. O kadar kalabalık olmalarına rağmen, altı pasın hemen yakınındaki Pucko bomboştu. Topu düzeltmeye bile fırsat buldu, yine müdahale edebilecek yakınlıkta kimse yoktu. Bu çok büyük bir gafletti. Yapılan vuruşta, kale önüne doluşmuş onca oyuncunun hiç birinin müdahale edememesi basiretlerinin bağlanması(!) ve hiç birine çarpmadan gol olması büyük bir şansızlıktı.
3. gol duran toptan geldi. Ceza alanına yapılan ortada İsmail sadece kafasını soktu, hafif aşırttı, şansa kalecinin uzanamayacağı yere gitti. 
4. gol öncesi, 4'de 2 geldiler. Atamayacaklardı neredeyse. Olantunbosun'un açık olan eline çarpan topla penaltı kazanıldı.
5. gol... Furkan Vedat'a kolay geçit verdi. Domgjoni'nin kademeye girmesi gerekirdi, yerinden kıpırdamadı. Yapılan ortada 2 Tuzlasporlu oyuncu arka tarafta bomboştu.
***
Yenen gollerden ve defansif hatalardan bahsettim. Şimdi de hücuma değineyim. 
50. dakika: Defans hata yaptı ve topa müdahale edemedi. Kaleye 30-35 metre varken Rasheed topla buluştu. Kaleye kadar gidebileceğini düşündüm ama topu ayağına dolaştırdı ve hemen önünü kapattılar. Topun ayağa dolaşması, saha zemininden kaynaklanmış olabilir.
52. dakika: Mehmet, ceza alanı içerisinde topu önünde buldu. Ayak içi direk dibine doğru biraz havadan vuruş yapsa, rahat bir gol atabilirdi. O geldiği gibi kalenin ortasına doğru sert vurdu, üstten auta gitti. Auta gitmese de kalecinin üzerine geleceğinden, yine gol olmayacaktı. Sakin kalması grekirdi.
58. dakika: Seken topa defans arkasına sızan Tayfun, önüne kısa indirdi. Ceza alanı dışında kalecinin üzerinden aşırtmak istedi, auta attı. Oysa topu dibine değil, 2 metre kadar ilerisine indirip koşsa, kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. Kaleciyi pozisyonunu almadan yakalayacağı için kolayca gol atabilirdi.
***
83. dakikada hakem Kadir Sağlam, korner kararı verdi. Sarı lacivertli oyuncular yoğun itirazda bulundu. Tuzlasporlu oyuncular korneri auta atarak centilmenlik örneği gösterdiler.
***
Son olarak biraz moral verebilecek konuya girip, bu yazımı sonlandırayım. Ülkemizin büyük takımlarından Beşiktaş'ın ve Avrupa'nın en büyüğü olan, tüm kupaları müzesine götüren Bayern Münih'in 4-1 yenilmesi onları nasıl küçültmeyecekse, 5-2'lik yenilgi de Menemenspor'u küçültmez.


Altınordu Bolu'dan mutlu döndü

Altınordu, Beypiliç Boluspor deplasmanında, 1-1 berabere giden karşılaşmanın son dakikalarında, genç oyuncusu Burak'ın golüyle 3 puanı alan taraf oldu.
Orta saha mücadelesi şeklinde geçen bir mücadele izledik. Şu takım üstündü, bu takım üstündü diyemeyeceğim. Çok fazla pas hataları yapıldı, çok fazla da defansif hatalar gördük. Bu hatalar 3 gol getirdi.
***
Altınordu'ya kalesinden pasla çıkartmıyor hiç bir takım. Bolu da tam saha baskı yapıp, çıkartmamayı düşündü ama başaramadı dersem Şeytan'ın iyi oynadığı akla gelebilir. Beceremediler demek daha doğru olur. 
Pozisyon olarak daha üstün taraftı. Bir topu direkten döndü, bir atakta da 3'e 1 yakaladılar atamadılar.
Kırmızı lacivertli takımda eski hızlı oyundan eser yoktu. Sağ ve sol bekleri ileri geri çalışır, hızları ve defans arkasına hücum oyuncusu gibi çıkışlarla çok pozisyon yakalanırdı. Fark yaratacak oyuncu eksikliği de var. Bu maçta 57. dakikada oyuna giren Burak İnce fark yarattı. Topu aldı, sol açığa pasını attı, takımı hızlı hücuma çıkarttı. Durmadı koştu, bu sayede ceza alanı içerisinde topla buluştu. Biraz ayağına dolandırsa da fileleri havalandırmayı başardı.
***
Boluspor'da bu hafta ilk defa oynayan oyuncular vardı. Daha takım olamamışlar. Fenerbahçe'den kiralık gelen Muhammed beğendiğim oyunculardı. Bir pozisyonda Muhammed Gümüşkaya, Altınordulu oyuncuları birer ikişer geçti, tam şut çekecekken darbeyle yerde kaldı, hakem bunu kurallar dahilinde olarak yorumladı ve devam ettirdi. Ama başka bir pozisyonda da, adam geçme yeteneğini kullanmak isterken, ayağından fazla açıp, kaptırdı. Takım arkadaşları orta yapmasını beklediklerinden kızdılar. Kendine fazla güvenmesi ya da kendini göstermek için çok zorlaması, aleyhine olabilir.


Ravil Başakşehir'de

Ravil Tagir Başakşehir'e gitti. İyi bir oyuncu. 17 yaşında olmasına rağmen, 30 yaş üzeri olgunlukla defansın göbeğinde görev yapıyor. Ancak bazı eksiklikleri de var. Hız ve çeviklik olarak kendisini geliştirmesi gerekir. Bunları geliştirmek çok zor olur. Genellikle doğuştan gelen bir yetenektir. Böylesine akıllı oynayan bir defans adamı bulması zor olduğu için zayıf yanlarını yanında kapatacak birini oynatarak çözülebilir.