Sakın şaşırmayın. Haberi ilk kez cumartesi günü televizyonda sabah haberlerini izlerken aldım. Haberde; Sn. Cumhurbaşkanımız R.Tayyip ERDOĞAN'ın Erol BÜYÜKBURÇ'un ölümündeki şüpheleri açıklanıyor ve bu konudaki ek bilgiler veriliyordu. Sanatçının üç sonra Bursa'da konseri varmış da böylesine ölüm olur muymuş? Ve devamında buna benzer şüpheleri...
İtiraf edeyim, dinlediğimde aman Şefik KOLDAŞ, Çarşamba günkü yazının konusu şimdiden çıktı diyerek bayağı sevinmiştim. Bir ölçüde, bu konudaki ilk ve tek yazıyı ben yazıyor olacağımı sanıyordum. Acemiliğimi hoş görün. Taze yazar olmanın heyecanı bu olmalı.

Rahmetli Erol BÜYÜKBURÇ; benim İstanbul'daki üniversite yıllarından çok iyi tanıdığım bir sanatçıydı. Gençliğimizde onun "Oh Little Lucy"sini hem severek dinler hem de bir Türk sanatçı tarafından gerçekleştirilen yabancı sözlü şarkı için övgüler düzerdik. Üstelik; BÜYÜKBURÇ'u bir yakınım aracılığı ile tanıma fırsatım da olmuştu. Yirmili yaşlarını sürdüren bir genç için bunun ne kadar önemli olabildiğini gözünüzün önüne getirin.

Ama, elbette benim yazımın konusu Erol BÜYÜKBURÇ olmayacak. Amacım; giriş bölümünde yazdığım üzere Sn. Cumhurbaşkanımız –gelecekte Başkanımız- RTE'nin, Erol BÜYÜKBURÇ'un ölümündeki esrarı çözmesiyle birlikte daha öncelerde de yaptığı isabetli uyarıları, önerileri ve düşüncelerini elimizden geldiğince ele alıp hatırlatmak.
Bunların içinde en önde geleni ve toplumu doğrudan ilgilendireni şu ÜÇ çocuk yapma önerisi olmalı. Vatandaşların apış arasını ilgilendirmesi nedeniyle bu kadar öznel olanını hatırlamıyorum. Bunun ardından gelen doğumun gerçekleşme şekli hakkındaki düşünceleri de hafife alınabilecek midir?

Bakınız; Esad iken Esed olan Suriye lideri için söyledikleri bile bana göre bu ikisinden gerilerde kalacaktır.
Gerçekten; Sn. Cumhurbaşkanımız toplum mühendisliği konusunda eşsiz örnekler verebilmektedir. GIRGIR mizah dergisinin son sayısının ( 2015.11) kapağında Kabataş olayı üzerine çevrilmekte olan hayali filmde Sn. Cumhurbaşkanımız Rejisör/Yönetmen olarak görev almakta ve yapılması gerekenleri set ağzıyla söylemektedir. Reklam amacıyla yazmıyorum ama gerçekten ilginç bir kapak, meraklıların bu sayıyı alıp saklamalarını öneririm.

Faizler konusundaki düşüncelerini de küçümsememiz gerekir. Bana kalırsa J.M. Keynes ya da M. Friedman'ın şu anda hayatta olsalardı her şeylerinden vazgeçip iktisat ödülünü Sn. Cumhurbaşkanımıza verilmesini isteyeceklerini düşünmekteyim. Şöyle geriye doğru bir aylık döneme başımızı çevirip bir bakalım. Dünya iktisat tarihinde faiz ve döviz arasındaki ilişkiyi bu kadar canlı açıklayabilen başka bir olay yaşanmış mıdır?

Hadi gelin de bu da olur mu diye şaşırmayın. Elbette kurulması düşünülen A.Ş. için hazırlıklar yapılıyor olmalıdır. Şimdiye kadar gizli kapaklı (Ayakkabı kutularını unutmayınız) sürdürülen kâr dağıtımı işlemleri yasal hale dönüştürülecektir. Unutmadan yazayım; görünüşe göre hisse senetlerinin dağıtımına galiba 7. Haziran. 2015'de başlanacaktır. Benden söylemesi.
Vesile oldu; Erol BÜYÜKBURÇ'a Allahtan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Esenlikle kalınız...