Göztepe 3 puan hasretine bu haftada son veremedi ancak ligde ilk defa berabere kaldı ve en azından 1 puanı hanesine yazdırdı.
Rakip, ligde 1 puan üzerinde olan Bursaspor idi. Yeni teknik direktörü Kemal Özdeş ile ne yapılacağı merak ediliyordu. Geçen haftadan hiç bir fark olmadığını gördük. Farklı bir sistem ile oynama riskine girmedi, alışıla gelenle oynatmayı tercih etti.

Karşılaşmaya Bursaspor çok iyi bir giriş yaptı. Topa sahip oldu, rakip yarı alana oyunu yığdı.
Oysa Bursaspor çok da iyi oynamıyordu. Sarı kırmızılı oyuncular izin veriyordu. Adam adama oyun yoktu. Yeşil beyazlı oyuncular az adamla çıksalar bile çok boş kaldılar, hiç baskı görmediler. Rahat rahat kale önünde dahi top dolaştırdılar. Buna rağmen yeteri kadar gol pozisyonu yakalamakta zorlandılar. Buldukları bir iki pozisyonda da her maçta olduğu gibi yine Beto sahneye çıktı.
Göztepe'de eksik olan bir diğer şey, çok kolay geçilmeleri, çalım yemeleri idi. Neyse ki bireysel hatalar azdı. 9. dakikada Titi, ofsayt yapacağım derken Saivet'i bıraktı. Saivet pası aldı, kaleciyle karşı karşıya kaldı. Vuruşunu yaptı... Bundan sonrası yukarıda yazıyor, tekrar yazmama gerek yok, herkes de tahmin edebilir.
Göztepe ileriye çıkamadı. Paslaşmak istedi yapamadı, uzun top oynadı, Jerome'u buluşturamadı. Çıktığında da geriye dönmekte zorlandı.

Göztepe ilk kez 17. dakikada rakip ceza alanına topla girebildi. Bu dakikadan sonra oyun dengelenmeye başladı. Hücum olarak ileriye çıkmayı başardı ve bu sayede Bursa'nın atakları azaldı. Fakat defansif olarak eksiklikleri devam etti.
Göztepe uzun toplarda başarılı oldu, Bursa devamlı pasla atağa kalkmayı tercih etti. Karşılıklı ataklar vardı ama pozisyon olarak etkisiz kalındı.
Zaten düşük olan tempo, ilk yarının sonlarına doğru daha da düştü. Karşılıklı kaptırılan toplar, mücadelenin ceza alanının uzağında kalmasına neden oldu.

İkinci yarı Göztepeli oyuncuların sakatlığı ile başladı. Uzun süren sakatlıklar yüzünden tempo iyice düştü ve maç bitene kadar da böyle devam etti. Bu yarıda ev sahibi takım rakibine göre daha üstün oynadı. Daha çok atağa kalktı, gol aradı fakat ceza alanına girmekte zorlandı. Bu kısır ve tatsız tuzsuz geçen maçta her iki takım da gol atmayı başaramadı.

Bireysel olarak maça bakacak olursak, iyi ile başlayayım. Poko rakiple çok savaştı, çok mücadeleye girdi, çok top kazandı, çok atak kesti. Ama hücumda pek göremedik. Hem oyun sisteminin hem de defansa çok fazla yardım etmesinin, hücuma katkı sağlamasını engellediğini düşünüyorum.
Sürekli sorumluluk alan, ısrarla top isteyen Yasin, bu maçta oynadı mı oynamadı mı anlayamadım. İlk 11'de vardı, sahada yoktu. Sol tarafta, ileride de geride de sadece Berkan vardı.
Ataklar daha çok sağ taraftan gerçekleşti. Bu kanatta oynayan Halil çok çabaladı ama oyuna ağırlığını koyamadı. Önceki maçlarda Yasin oynar, Halil etkisiz kalırdı genellikle. Her ikisi de oynayınca, galibiyet gelirdi.
Aslında bazı maçlarda yaptıkları gibi yerlerini değiştirmelerinin bir faydası olabileceğini düşündüm. Kemal Özdeş bunu yapmayıp, her ikisini de oyundan aldı.

Koşu mesafelerini görünce de şaşırdım. Böylesine durgun geçen bir maçta Göztepe 115, Bursaspor 116 km. koşmuştu.   
Son haftalarda Göztepe'de en büyük eksiklik, ligin ilk haftalarında oynadığı o iştahlı oyun. Çok koşar, savaşır, 90 dakika boyunca hiç durmaz, rakiplerini bezdirir sürklase ederdi. Taraftarlar da bu oyunu gördükçe daha da bir coşar, maçlardan zevk alırlardı. Ama artık sıkıyor. Ne yapıp edip, geçmişe bir an evvel dönmeli.

Afyon nereye gidiyor?

Kötü günlerden geçen Afjet Afyonspor için nefes alacağı bir hafta idi. Sahasında küme düşme hattındaki Elazığspor'u ağırlıyordu. Tek hedef galibiyet idi, beraberlik bile değil. O ise gitti gitti berabere bile kalamadı. Kalamadığı gibi üstüne 4-0'lık skorla farklı bir yenilgi aldı.

Konuk takım daha 3. dakikada öne geçti. Beraberliği yakalamak için Afyon'un vites arttırmasını beklerken, hiç oralı bile olmadı. Mücadeleye düşük viteste devam etti, Elazığ'ın ekmeğine yağ sürdü.
Rakibe çok rahat oynama şansı tanındı, defansta çok dağınık bir görüntü çizdi. İlk goldeki ortada kalan toptan sonra ve kaleciden dönen topa dokunanlar da Elazığlı oyuncular olunca, 2. gol geldi.
Afyon ilk pozisyonu 44. dakikada buldu, onda da Ersel'in uzaktan şutu ile. Kaleci kornere çeldi.

İkinci yarıya farkı kapatmak için çıkan ev sahibi takım, biraz vites arttırdı. Pozisyonlara da girdi ama 1 pozisyon dışında kaleci Soner'i geçemedi. O 1 pozisyonda da, her ne kadar Soner'i geçse de, çizgiden Emre çıkardı. Gerçi Soner de pek fazla zorlanmadı, kurtarış yaparken.

Karşılaşmada dikkat çekici bir nokta, Elazığ atak yaparken bile, Oltan'ın başına 3 adam dikmesiydi. Öne geçmenin avantajını kullanarak, golden çok gol yememe üzerine bir oyun kurgulandı.