Mühürsüz oy pusulalarının sayımıyla gölgelenen ve Türkiye’nin yönetim şeklini değiştiren 16 Nisan referandumundan bu yana “ittifak” modası var. Yeni sistemin partileri kazanmak için yüzde 50+1 oy almaya mahkûm etmesi, ittifakların oluşmasına neden oldu. İttifaklar da partilerin kimliklerinin, hassasiyetlerinin değişmesine, herkesin konuşmadan önce “kankam” rahatsız olur mu diye iki kez düşünmesine yol açtı. Dikkatli lâflar etmeden en uygun ortamı beklemek, siyaseten henüz mevzi kaybetmemiş olanlar için daha kolay. Seçimlerden yenilgiyle çıkanlar ise öfkelerini kontrol etmekte zorlanabiliyor.

Seçime Cumhur İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak katılan Nihat Zeybekci, Başkan Tunç Soyer’e karşı ağır bir yenilgi aldı. Ne mega projeler ne de hükümetten alınacağı vadedilen destek İzmirlinin kararını değiştirebildi. Zeybekci, geçen hafta partisinin İzmir teşkilâtıyla yaptığı toplantıda seçimi kaybetmesini ittifak siyasetine bağladı. Zeybekci’ye göre, 31 Mart seçimlerinde her parti kendi adayıyla yarışsaydı, şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı unvanı kendisine ait olacaktı! Geçmişe dönük senaryolar yazıp, bunları yorumlayarak tespitlerde bulunmanın bir şey kazandırdığını henüz görmedim. Ancak Nihat Zeybekci’nin ittifak yüzünden kaybettiği konusundaki tespitinde haklılık payı var. Yalnız, ittifakın adını doğru koyarsa yol arkadaşlarının bakmayı çok sevdiği “büyük resmi” görme konusunda işi kolaylaşır.

İzmir’de AK Parti genel seçimde, yerel seçimde ya da referandumda kazanamıyor. Çünkü bu şehirde vefa ve minnet duygularıyla temellendirilmiş; sevgi, saygı ve hoşgörüyü esas alan, ortak değerleri baştacı eden, ayrımcılığı elinin tersiyle iten insanların oluşturduğu bir ittifak var. Bu ittifakın kapıları herkese açık. Huzur içinde mutlu yaşamak isteyen kim varsa bu ittifakın bir parçası. Hâliyle kutuplaştırmayı ilke edinen hareketlerin bu ittifakın içinde yer bulması olanaksız. Ortak değerlere küfreden, kendinden olmayanı yok sayan, birlikte yaşama şuurundan yoksun, gündelik kazançlar için bir toplumun geleceğini karartmaktan imtina etmeyen hiçbir yapı dünya tersine dönse bu ittifakın arasında kendine yer bulamayacak. 

Zeybekci’nin kaybetmesine Cumhur İttifakı ya da Millet İttifakı neden olmadı. Zeybekci’ye kaybettiren, parçası olduğu hareketin mevcut hâliyle yanına bile yaklaşamayacağı İzmir İttifakı oldu.

Sandıkta kulağı çekilenler, İzmir İttifakı’nı iyi tahlil etmeliler. Bu şehri bir araya getiren ilkeler, Türkiye’ye yeniden güzel günleri getirecek. Kendini devletin sahibi zannedenler yokken birbirine sarılan İzmirliler, onlar giderken de gülümsemeye devam edecek.