Devleti yönetenler, kimlik kartlarının ve sürücü belgelerinin “tipini” değiştirme kararı alalı çok oldu. Ancak ben geçen perşembe  gününe kadar değişiklik için gerekenleri hâlâ yapmamıştım. Sonunda daha değişik kartlarımı almak için randevu alıp harekete geçtim…

Vatandaşı olduğum Türkiye Cumhuriyeti’nin zaten sahip olduğum nüfus cüzdanının güncellenmiş kılıklı hâlini edinebilmek için 22 lira 50 kuruşluk ücreti Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesi üzerinden ödedim. Sürücü belgesi değişikliği için de 13 liralık ayrı bir ödeme yaptım. Sürücü olabileceğime dair sağlık raporunu da temin ettikten sonra tüm evrakı tamamlamış olmanın mutluluğu ve devlet dairesinde iş yapmaya/yaptırmaya uğraşacak olmanın tedirginliğiyle randevu günü yola koyuldum…

Sıra bana geldiğinde, kendimden son derece emin şekilde görevli memura doğru ilerledim. Gerekli belgeleri teslim ettim ve kimlik kartı için yapmam gerekenlerin sona erdiği cevabını aldım. Kısa sürede kartlardan biri ile ilgili işlemin sonuçlanması beni hem sevindirdi hem de endişemi artırdı. Neticede bir devlet dairesindeydim ve her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi, devlet dairesinde yapılacak bir işin öyle kolayca tamamlanmayacağından adım gibi emindim…

Sıra sürücü belgesine geldi ve yaşayacağımdan emin olduğum saçmalığın adı kondu: 2 lira!


Türk Polis Teşkilâtı'nı güçlendirmek için ödememiz gereken miktar

Memur, değişiklik için gereken 13 lirayı yatırdığımı ama Türk Polis Teşkilâtını Güçlendirme Vakfı’nın da 2 lira istediğini ve bu ücreti de ödemem gerektiğini söyledi. Sorunun beni yormadan çözülmeyeceğini iyi bilerek ama haklı vatandaş tavrımdan da ödün vermeyerek şu soruları yöneltip, şu cevapları aldım:

- İnternet üzerinden yapılan ödeme sırasında sadece 13 lira için tahsilat yapıldı. 2 lira niçin çıkmadı?

- Maalesef orada görünmüyor.

- Burada ödeyebileceğim bir yer var mı?

- Hayır, sadece bankaya ödeme yapabilirsiniz.

- Yenileme işlemi epeydir yapılıyor. Bu mağduriyetle ilk karşılaşan ben değilim ve buna rağmen şimdiye kadar bunu çözmek için hiçbir adım atılmadı değil mi?

- Biz de defalarca ilettik ama yararı olmadı. Pek çok kişi buraya gelip, 2 lira ödemek için geri dönüyor.

Çaresi yok. Sürücü belgesini ilk aldığımda da Türk Polis Teşkilâtı güçlensin diye üzerime düşeni yaparak oldukça ciddi bir parayı mecburen “bağışlamıştım.” Polisimin yine bana ihtiyacı vardı. Bir kez daha elimi taşın altına koymalı, polis teşkilâtının kuvveti artsın diye 2 liralık katkı vermeliydim. 

Sırtıma yüklenen büyük sorumlulukla Ziraat Bankası’nın yolunu tuttum. Şubede sıranın bana gelmesini bekledim. Numara yandı, heyecanla 2 lirayı götürdüm fakat… Almadılar… İşlemi ATM’den yapmam gerektiğini söylediler. ATM’lerinin madeni para kabul etmediğini söyledim, şansımı Vakıfbank’ta ya da Halkbank’ta denemem gerektiği yanıtını aldım. “Ziraat Bankası da devletin bankası olduğu hâlde niçin 2 lirayı almıyor?” diye sordum, tatmin edici bir yanıt alamadım…

Ziraat Bankası’ndan çıkıp Vakıfbank’a doğru yürümeye başladım. Bir yandan da zihnimi kurcalayan yeni soruya yanıt arıyordum: 

Acaba devletimizin içinde bir ayrı gayrılık mı var? Ziraat Bankası’nı yönetenler Türk Polis Teşkilâtı’nın 2’şer lira daha güçlenmesini istemiyor mu?

Düşüne düşüne Vakıfbank’a vardım. Yine sıraya girdim, bekledim ve görevli ile buluşma şansını sonunda yakaladım. Çekine çekine Türk Polis Teşkilâtı’nı bir nebze daha güçlendirmek için vazifemi yapmaya geldiğimi söyledim. “Anlamadım” yanıtını aldım. Gerçekten anlamamış mıydı, yoksa anlamazlıktan mı geliyordu? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, sürücü belgelerini yenileme bahanesiyle Türk Polis Teşkilâtı’nı Güçlendirme Vakfı’nı güçlendirmek için ilan ettikleri seferberlikten, bu parayı almakla görevli şahıslardan birinin bihaber olması mümkün müydü?

Daha sade anlatmayı deneyerek, “Sürücü belgemi yeniliyorum, 2 lira yatırmaya geldim” dedim. Vakıfbank, Ziraat Bankası gibi davranmadı. Türk polisi güçlensin diye masaya bıraktığım 4 adet 50 kuruşu aldı ve artık yeni sürücü belgeme kavuşabileceğimi müjdeleyen dekontu bana uzattı. Yeni ehliyetimi alabilecek olmamın mutluluğu ve Türk Polis Teşkilâtı’nı Güçlendirme Vakfı’nı 2 lira daha güçlendirdiğim için duyduğum gururla yeniden Nüfus Müdürlüğü’ne gittim. Artık emindim, içeri girecektim ve işlemlerim tamamlanacaktı. Yeterli çileyi çekmiş, emeği vermiştim. Bu kadar emeğin karşılığı olarak devletimiz elbette beni almaya mecbur bırakıp üstüne bir de para ödettiği belgemi verecekti… Öyle oldu. İşlemler tamamlandı.

Bu kez zihnimde yeni sorular belirdi. Düşüne düşüne devlet dairesinden çıkıp yürümeye devam ettim: 

Acaba 15 liranın 2 lirasının ayrı yatırılması ama internet üzerinden de yatırılmaması, Ziraat Bankası’ndan zaten alınmaması fikri, hangi dâhî kamu görevlisine ait? 

Devletimizi yönetenler, bir bakanın tüm sülâlesi ve bazı özel şahısların liseden arkadaşları/arkadaşlarının çocukları ile çalışacak, ortalama zekânın üstünde 1-2 kişinin de devlet memuru olmasına müsaade etme yüceliğini gösterseler de, vatandaş böyle saçma sapan işlerle uğraşmak zorunda kalmasa daha iyi değil mi? 

1-2 liyakat sahibi memur sayesinde, bakanlarımızın ve milletvekillerimizin “zehir gibi” akrabaları da daha rahat “çalışmış” olmaz mı?