Menemenspor, kendi gibi küme düşmeme mücadelesi veren ve tehlike bölgesinden uzaklaşmak isteyen Boluspor'u konuk etti. Rakibinde eski oyuncuları Selmani ve Mustafa'da forma giyiyordu. 
***
Sarı lacivertli takım müsabakaya etkili başladı ancak 12. dakika dönüm noktası oldu. Sağ taraftan defans arkasına sızan Rıdvan, çizgiye ilerlerken birdenbire sekmeye başladı. Tehlikeli gelişen ataktan, bu sakatlık yüzünden faydalanılamadı. Oyuna devam edemedi ve yerine Göztepe altyapısından çıkan 19 yaşındaki Yusuf girdi. Kalitesi olduğu belliydi. Topu hızlı sürebiliyor, rakibin arasına dalabiliyor, kıvrak hareketler yapabiliyor. Ama... 17. dakikada taç çizgisine doğru ilerleyen, hiçbir tehlike teşkil etmeyen rakibinin ayağındaki topa, arkadan girdi, faul yaptı. Kaleye yakın bir noktadaydı. Sarı kartı yemesinin yanında, kullanılan bu faul atışı golü getirdi. Yapması gereken, rakibinin arkasında durmak, onu çizgiye hapsedip, takım arkadaşlarından gelecek destekle topu kapmaktı.
Bitmedi. 45. dakikada gole giden rakibini düşürünce doğrudan kırmızı kartla cezalandırıldı ve takımını 1 kişi eksik bıraktı. 
Kişisel bir hatayı da Furkan yaptı. Ayağından topu açtı. Rakibi hızla koşuyordu. Öncelik alıp, topa dokundu. Furkan geç kalıp, ayağına vurdu, sarı kartı yedi. Oysa hızlı olamayacağını önceden düşünüp, hamlesini doğrudan topa değil, önüne yapmalıydı. Rakibi topa dokunacağından, yere yan yatıp, ayaklarını üst üste koysaydı, baraj yapmış olacak, tereyağından kıl çeker gibi topa sahip olacaktı.
***
İkinci yarının ilk 9 dakikasında skor 3-0'a gelince maç da bitmiş oldu. Tempo çok düştü. Karşılıklı pozisyonlar yakalandı, başka da gol gelmedi.
***
Takım olarak ise hata büyüktü. Hiç kimse adam adama oynamıyordu. Alan savunması yapılıyordu. Rakip oyuncular rahatça top almaya gidiyor, alıp yüzlerini kaleye kolayca dönebiliyordu. Böyle oynayan takımlar asla başarılı olamaz. Yediği 3. golde de ceza alanı içerisinde rahat pas aldırtıp, şut çektirmişlerdi. Bu eksi yönünü Menemenspor bir an evvel düzeltmeli.

Balıkesirspor puan saçıyor

Balıkesirspor evinde çok bonkör. Lig sonuncusu Eskişehirspor ile 2-2 berabere kalan kırmızı beyazlı takım, şimdi de ligin sondan ikinci basamağında bulunan Ankaraspor ile aynı skorla yenişemedi.
***
Kötü zamanlar geçiren rakibi karşısında oyuna hakim olsa da, pozisyon bulmakta zorluk çekti. Kalesinde de pozisyon görmemişken, Birol'un, pas vermek isterken ayağının kayması sonucu, Umar'a gol hediye etmesiyle yenik duruma düştü. İlk yarı böyle bitecek derken, defans arkasına kaçan Olatunbosun durdurulamadı ve devreye 2-0 yenik girdi.
İkinci yarının başlarında Enis'in kale içine gönderdiği topa ayak koyan Ercan, kendi ağlarını havalandırdı. Beraberlik için yüklenmeye çalışsa da pozisyon bulmakta zorlanan bir Balıkesirspor vardı sahada. Beraberlik golü için 88. dakikayı bekledi. Sanki öne geçmişçesine herkes sevindi, yerde yumak oluşturdular. Durumun farkında olan birkaç kişi vardı da uyardılar. Beraberlik yeterli değildi, galip gelinmesi gerekiyordu ve bunun için de çok az zamanları kalmıştı. Sevinilecek ne durum ne de zaman vardı.
Uzatmaların da son dakikalarında 2. golün sahibi Abdulkadir, 1 metre mesafeden topu üst direğe nişanladı ve maçın kahramanı olma şansını kaçırdı.
***
Kalecilere pek fazla işin düşmediği bir müsabaka izlemiş olduk. Genellikle orta saha mücadelesi şeklinde geçti.
Bal-Kes inişli çıkışlı grafiğiyle beni çok şaşırtıyor. Sürpriz puanlar alıyor, olmadık puanlar saçıyor, sonrasında küme düşmemek için oynuyor. Konsantrasyon sorunu var gibi.
***
Mrsic'in bir pozisyonuna takıldım. Daha mücadelenin başlarında önünde yavaşça topla hareket eden rakibini tutup, çekti ve faule sebebiyet verdi. Oysa yanına gelip, topa müdahale edebilirdi. Böyle kolaycılığa kaçmasının sebebini çok merak ettim. Koşmaktan, savaşmaktan, arzulu oynamaktan neden uzak durdu acaba? Maç içerisinde bu tür hareketler dikkat çekmeyebilir ama aslında çok şeyler anlatabilir. Üzerinde durulması gereken bir konu.