Son dönemde Türkiye’de artan kadın ve çocuk cinayetleri, hepimizin yüreğini dağlayan acı gerçekler haline geldi.

Bu cinayetler, yalnızca haberlerde geçen olaylar değil, her birinin ardında büyük trajediler ve toplumsal yaralar bulunuyor. Narin Günar’ın henüz bir çocukken vahşice katledilmesi, toplumda büyük bir infial yarattı. Bu vahşet, yalnızca ailesini değil, toplumun her kesimini derin bir üzüntüye boğdu. Narin’in yaşamdan koparılması, hepimizi çocuklarımızın güvenliği konusunda endişeye sürüklüyor.

Kadın ve Çocuk Cinayetleri Yükselişte

İçişleri Bakanlığı’nın son verilerine göre, 2023 yılı boyunca Türkiye genelinde 337 kadın cinayeti işlendi. Kadın cinayetlerinin yanı sıra çocuklara yönelik şiddet ve cinayetler de endişe verici boyutlara ulaştı. 2023 yılında 42 çocuk cinayeti gerçekleşti. Narin Günar gibi nice masum çocuk, daha hayatlarının başındayken korkunç bir şekilde yaşamdan koparıldı. Bu istatistikler, yalnızca sayılar değil, kaybettiğimizSuçla Mücadele İçin Ne Yapılmalı?

1. Caydırıcı Cezalar ve Hukuki Düzenlemeler: canların ardında bıraktığı derin izlerin birer göstergesi.


 

Kadın ve çocuklara yönelik işlenen suçlarda cezaların caydırıcı olmaması, bu suçların önüne geçilememesinin en büyük sebeplerinden biri. Suçu işleyenlerin en ağır cezalara çarptırılması ve yargı süreçlerinin hızlandırılması gerekiyor. Özellikle "iyi hal" indirimi gibi ceza indirimleri, toplumda adalete olan güveni sarsıyor.


 

2. Toplumsal Eğitim ve Farkındalık:

Şiddetin temelinde çoğunlukla toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yanlış erkeklik algıları ve kökleşmiş kültürel kabuller yatıyor. Medyanın, okulların ve ailelerin bu konuda çocukları ve gençleri eğitmesi büyük önem taşıyor. Özellikle çocuklara, küçük yaşlardan itibaren şiddet karşıtı değerlerin öğretilmesi, gelecekte daha sağlıklı bireyler yetiştirilmesine katkı sağlayabilir.


 

3. Koruma Mekanizmalarının Güçlendirilmesi:

 Kadın ve çocuklar, şiddet tehdidi altındayken alınan tedbirler çoğu zaman yetersiz kalıyor. Koruma altındaki kadınlar bile çoğu zaman saldırıya uğruyor. Bu nedenle, elektronik kelepçe ve takip sistemleri gibi uygulamaların daha geniş kapsamda kullanılması, tehdit altındaki kadın ve çocukların güvenliğini sağlayabilir.


 

4. Aile Destek Merkezlerinin Artırılması:

Şiddet ortamında büyüyen çocuklar, bu şiddetin gelecekteki taşıyıcıları olabilirler. Aile danışmanlık merkezleri, hem şiddet mağdurlarına destek olmalı hem de şiddetin önlenmesi için eğitim ve rehberlik sağlamalıdır.



 

Toplumsal Vicdan Ne Zaman Uyanacak?

Narin Günar gibi masum çocukların katledilmesi, toplumsal vicdanı sarsıyor. Her bir kayıp, toplumun içindeki acıyı daha da derinleştiriyor. Ancak bu tür olaylar sadece trajedi olarak kalmamalı; toplumsal farkındalığı artırmak ve adaleti sağlamak için birer uyarı niteliğinde olmalı. Şiddet olaylarının normalleşmesine izin vermemeliyiz. Her çocuğun güvenle büyüyebileceği, her kadının güvenle yaşayabileceği bir toplum inşa etmek bizim elimizde.

Umudumuzu Kaybetmeyelim!

Bu tür karanlık olaylar karşısında umutsuzluğa kapılmak kolay olabilir. Ancak, her bireyin yapabileceği küçük adımlar, toplumsal değişim için büyük bir fark yaratabilir. Şiddetsiz bir toplumun temellerini atmak için birlik olmalı, kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Narin Günar’ın anısını yaşatmak, sadece yas tutmakla değil, gelecekte böyle acıların yaşanmaması için somut adımlar atmakla mümkün olacaktır.

Birlikte, daha güvenli bir toplum yaratabiliriz. Çünkü hiçbir çocuk, hiçbir kadın, şiddetin kurbanı olmayı hak etmiyor.