“Kime eğitimli diyeceğim? Ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, tüm iş ve ilişkilerinde onurlu olan, huysuz kişilere ve olumsuzluklara iyi yaklaşan, ayrıca zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim.” Sokrates
Her yeni eğitim-öğretim yılı, beraberinde çeşitli yenilikler ve değişiklikler getirir. Müfredattaki güncellemeler, öğretim yöntemlerindeki yenilikler ve teknolojinin eğitimde artan rolü, okul deneyimini zenginleştiren unsurlardır. Özellikle dijital öğrenme araçları ve çevrim içi platformlar, eğitimin daha erişilebilir ve etkileşimli olmasını sağlar. Yeni okul döneminde, öğrencilerin bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanarak kendi öğrenme süreçlerini yönetmeleri teşvik edilmelidir.
Yeni okul dönemi, akademik gelişimin yanı sıra, öğrencilerin sosyal ve duygusal gelişimleri için de kritik bir dönemdir. Arkadaşlık ilişkileri kurmak, ekip çalışmasına katılmak ve sosyal becerileri geliştirmek, okulun sunduğu önemli kazanımlardan bazılarıdır. Okullar, sadece bilgi aktarımı yapan kurumlar olmaktan öte, öğrencilerin duygusal zekalarını geliştirebilecekleri güvenli ve destekleyici ortamlar sunmalıdır. Bu doğrultuda, rehberlik hizmetlerinin ve sosyal etkinliklerin artırılması, öğrencilerin kişisel gelişimlerine önemli katkılar sağlayacaktır.
Geleceğin eğitimi, yalnızca akademik başarıya odaklanmak yerine, bireylerin yaratıcı düşünme, girişimcilik ve sosyal beceriler gibi 21. yüzyıl becerilerini de kazanmalarını hedeflemelidir. Eğitimin bireysel farklılıkları gözeten, esnek ve kişiselleştirilmiş yaklaşımlar benimsemesi önemlidir. Ayrıca, sürdürülebilirlik, etik ve küresel vatandaşlık gibi temalar, eğitim müfredatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmelidir.
Eğitim, bireylerin bilgi, beceri ve değerler kazanarak toplumda etkin bir şekilde yer almasını sağlayan temel bir süreçtir. İnsanlığın gelişiminde kritik bir rol oynayan eğitim, bireysel ve toplumsal kalkınmanın anahtarıdır.
Tabi tüm yukarıda saydıklarımın dışında maalesef eğitim, ekonomik koşullarıyla da hem aileleri hem de öğrencileri etkiliyor. Eğitim alabilmek için yahut eğitimini tamamlayabilmek için toplumumuzun büyük bir kısmı derin yoksulluk çekiyor. Servis ücretleri, kırtasiye harcamalarımı ve öğrencilerin günlük harcamaları da ailelerin belini büküyor. Oysa sadece birkaç yıl önce hayat bu kadar paralı, eğitim alabilmek bu kadar zor değildi. Son yıllarda ağırlaşan yaşam koşulları eğitim ve öğretimi tamamlamayı güçleştiriyor.
Öğrencilerin sadece akademik konularda değil, aynı zamanda hayata dair becerilerle de donatılmaları, onları ilerideki yaşamlarında başarılı bireyler olmaları sağlayan eğitimden dilerim nesiller geri kalmaz. Çünkü okul demek aynı zamanda hayata hazırlanmaktır. Yazmaktır, sorgulamaktır. Bu nedenle, problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık ve liderlik gibi becerilerin kazandırılmasına yönelik çalışmaların eğitim sisteminde yer alması büyük önem taşır.