Altınordu, lider Hatayspor'u ağırladığı maçta, çok güzel bir oyun ortaya koydu fakat kanatlarındaki zafiyet yüzünden 1 puana razı olmak zorunda kaldı.
Hatayspor, sezonun ilk yarısının açık ara önde lideri. Altınordu ise tersi, 1. Lig'e yükseldiği 2014/15'ten bugüne en kötü sezonunu yaşıyordu. Son lig maçında Menemenspor'u yenmiş, rakibi sahada hiç bir varlık gösterememişti. Bunu sarı lacivertli takımın kötü gününde olduğuna bağlamıştım. Bu maçta da Hatayspor pek bir varlık gösteremedi. Bu kötü oyunu da Şeytanlar'ın rakibine bağlayıp bağlamamakta kararsız kaldım.
***
Ev sahibi takım tam saha pres yaptı, rakibinin defanstan rahat çıkmasını engelledi. Paslaşmaları güzeldi. Bu meyvesini daha 7. dakikada verdi ve gol geldi. Sonrasında biraz baskı yedi ama defansta çok dikkatliydiler ve kalelerinde tehlike yaşamadılar dersem yanılmış olmaz.
Eski Altınordulu Mirkan'ın beraberlik golünde şansın yanında, defans hatası da vardı. Topu çekti, vurdu, 3 kişinin arasından geçti ve ağlarla buluştu.
Sağdan yapılan ortaya bomboş olan Atakan ceza alanı içinden gelişine vurmak yerine, tutmayı yeğledi, başaramadı ve bir gol kaçmış oldu. Aynı dakika içinde, kale önüne gönderilen topa, ön direkte Muhammed dokundu, takımını tekrar öne geçirdi.
***
Ve başlığıma sıra geldi. Dakika 64. Sağ bek Popov orta sahaya doğru çıktı ve rakip ceza alanına girdi. Top diğer tarafta. Orta sahanın ortasına yakın olana Atakan onu gördü ama sırtını döndü. Karşısında oynayan sol bek Ufuk ceza alanı önünde fakat o da ceza yayına yakın bir yerde. Popov'un önü tamamen açık. Ben tribünden tehlikeyi fark ettim. İlginçtir ki, Popov tam da teknik direktör Hüseyin Eroğlu'nun önünde. Ondan takımını uyarmasını beklerdim. Belki de uyardı ama duyan olmadı, bilemeyeceğim. Popov, uzun paralel bir pas ile topu aldı ve hücuma çıktı. Önündeki boşluğu değerlendirdi, ortasını yaptı, beraberlik golünün atılmasında büyük bir rol oynadı. Altınordu'yu çok eleştirmiş, 4-3-3 sisteminde kanatlarda çok açık verdiğini yazmıştım. Hücum ederken sağ ve sol bekler aktif rol oynuyorlar ama defans yaparken herkes kanatları bırakıp, içeriye doğru kayıyorlar, taç çizgisini rakibe bırakıyorlar. Buradan kalelerine çok rahat getirtiyorlar. Hemen hemen her maçta da bu yüzden zor duruma düşüyorlar, goller yiyorlar. Buna çare bulunabilmiş değil.
***
'Hatay Spor kanatlar konusunda daha başarılı, boş alan bırakmıyor' dedim, maçın son bölümlerinde Kerim 3-4 kere defans arkasına sarkıp, tehlike yaşattı.
'Sinan iyi oynuyor, araya atılan topları çok iyi kesiyor, rakibinin defans arkasına sarkmasını engelliyor' dedim, 84. dakikada adam kaçırdı, koştu ve kayarak tek hamle ile topa müdahale etmek istedi, başaramadı. Kaleci ile karşı karşıya kalındı, yüzde yüzlük gol kaçtı.   Yüzde yüz topa dokunulamayacaksa veya mecbur olunmamışsa, her zaman ayakta kalınacak ve daima pozisyonun içinde olunacak.
Kırmızı lacivertliler birkaç kere hızlı hücuma çıktı, rakibini eksik yakaladı. Geçmiş yıllardaki o güzel paslaşmaları göremedik. Eksik yakalamış olmalarına rağmen pas hataları, pozisyon bulmalarına engel oldu. Bunun yanında oyuncuların dışarıya doğru açılıp, oyun alanını genişletip, daha rahat hücum edip, defans oyuncularını etkisiz bırakmak yerine, tam tersini yapıp, takım arkadaşlarına doğru koşup, kendi kendilerini kilitlediler. Defans oyuncularının kontrolleri altına girdiler.
***
Geçen sezonun en iyilerinden olan Caner, bu sezon kendini hiç gösteremedi. Bu kadar büyük bir performans kaybının nasıl olduğunu anlayabilmiş değilim doğrusu.

Altay puansız döndü

Oldukça düşük tempoda oynanan maçta Altay, İstanbul deplasmanında Ümraniyespor'a tek golle boyun eğdi.
Orta sahada geçen bir karşılaşma oldu. İkili mücadele çoktu. Sık sık faul yapıldı. Buna pas hataları da eklenince kaleye gidip, pozisyon bulmaları zorlaştı. Pozisyon bulunsa da kaleyi hedefleyemediler. Maç boyu isabetli şut sayıları her iki takım için de 1 oldu.
Altay ilk kez rakip kaleye 14. dakikada gidebildi. Bu kadar süre içerisinde hep defans yapmak zorunda kaldı. Ama rakibine de pek pozisyon vermedi. Oyunu çok kesti. Çünkü rakibi sadece 8 faul yapmışken, siyah beyazlılar tam tamına 29 kere faul yaptı. Oldukça çok tatlı sert oynadılar diyebiliriz.
***
19. dakikada kaptırılan topta defans dengesiz yakalandı. Erhan fişek gibi koştu, rakibinin önüne geçti ve topu kontrolü altına aldı demişken, birden bire kendini yerde buldu. Hakem Caner Ak devam ettirdi. Akabueze hafif çaprazda kaleciyle karşı karşıya kaldı. Şutunu çekti, top direkten geri geldi. 65. dakikada da Kappel, dar alanda 3-4 oyuncuyu harika geçti, çizgiye inerken topu kale önüne dışarıya doğru çıkardı. Doğa bomboş şutunu çekti, kaleci gole engel oldu. Biraz akıllıca davranıp, kalenin boş olan tarafını hedef alsa, golünü atmış olurdu.
83'te kullanılan köşe vuruşunda Muhammet kale dibinden kafa vurdu, auta attı. 87'de aynı köşeden bir korner daha kullanıldı, bu sefer Tarık kafa vurdu, golü attı. Köşe vuruşlarındaki zafiyet, Altay'ın deplasmandan 1 puanla dönmesine engel oldu.
***
Kappel, sahada az göründü. O az zamanda güzel işler yaptı. Kolay kolay top kaptırmadı, rakiplerini öyle ya da böyle geçmeyi başardı.
Balıkesirspor'dan Ali Tandoğan'ın eski oyuncusu olan Doğa, şimdi Altay'da oyuncusu oldu. Hemen ilk 11'a adını yazdırdı. Mustafa Uslu ve Özgür varken, onun da takıma dahil edilmesi, forma rekabetini çok üst düzeye çekeceğe benziyor. Maçın ilk dakikalarında en çok duyulan isim Doğa oldu. Ümraniyespor onun tarafından hücum etti genellikle.