Spor Toto Basketbol Ligi'nde final serisi başladı. Aklımız hep geçen seneye, Karşıyaka'ya ve finale bile yükselmesi mucize iken, şampiyon olmasına gidiyor. Maalesef o sene, lige damgasını vuran oyuncuları, maddi sebeplerden dolayı elinde tutamadı. Yerlerine alınan oyuncuların o boşluğu dolduramaması, yaşanan sakatlıklar ve de yetmezmiş gibi futboldan kaynaklı yönetim sorunu, çok büyük darbe vurdu.
Karşıyaka bu sezon Euroleague'de oynadı. Bu aslında bir avantajdı. Avrupa'nın kulüpler bazında en büyük organizasyonu olan bu ligde oynamak her takımın ve her oyuncunun rüyasıdır. Dolayısıyla oyuncu transfer ederken, çok büyük avantajlar sağlar. Bu avantajların başında kaliteli oyuncuyu daha kolay ve daha ucuza transfer edebilmektir. Ama Karşıyaka için olmadı.
Euroleague'in avantajını Anadolu Efes ve Fenerbahçe çok iyi kullandı. İkisi de çok güçlü takım kurdular ve finale kadar fazla zorlanmadan geldiler. Öyle ki, 2 günde bir maç oynanan elemelerde Fenerbahçe, Türkiye Ligi kurallarından 1 fazla yabancı oyuncu bulundurduğu için, her maçta bir yabancısını tribüne çıkartarak, dinlenmesini sağladı. Buna karşın bir çok takım, yabancı oyuncu kontenjanını dolduramadı bile.

Müthiş bir seri

Final serisinin dişe diş geçeceği herkesin malumuydu. Herkesin dilinde bir cümle vardı; o da:
'Saha avantajı Anadolu Efes'te'
Ben bu cümleye hiç katılmadım. Ve bunu daha ilk maçta da gördük. Anadolu Efes kendi sahasında olmasına rağmen, tribünlerin hakimi Fenerbahçe idi. Maç boyunca hiç durmadılar ve neredeyse Efeslilerin seslerini de hiç çıkarttırmadılar. Bu sebepten, 'Fenerbahçe kendi sahasında çok ama çok avantajlı, Abdi İpekçi'de ise çok avantajlı.' sonucu ortaya çıkıyor.
Fenerbahçe bu çok olan avantajı ilk maçta kullandı, ikinci maçta ise Anadolu Efes, dezavantaja rağmen adeta coştu, farka koştu. Her iki maç da çok heyecan vericiydi fakat ikinci maçın ilk yarısı öylesine tempoluydu ki, potaya giden sayı buluyor, defanslar çaresiz kalıyordu. İzleyenleri adeta büyüledi.
Bugün 3. maç oynanacak ama bu sefer Fenerbahçe çok ama çok avantajlı olacak. Sonuç ise ne olur bilinmez elbet, izleyip göreceğiz. Basketbol bu, her sonuç çıkabilir.

Altınordu'dan bir başarı daha

Ege'den, İzmir'den bir başarı geldi. Türkiye'nin konuştuğu, övgüler yağdırdığı Altınordu kulübü, yaptığı başarılı çalışmaların meyvesini teker teker alıyor. Öncesinde 21. Yaş Altı 1. Lig'de şampiyon olan kırmızı lacivertli takım, U19 PTT 1. Ligi'ni de şampiyon bitirmişti. İşte bu U19 takımı, U19 Süper Lig Şampiyonu Galatasaray'ı, U19 Süper Kupa finalinde yendi ve mutlu sona ulaştı. Bu sonuçla önümüzdeki sezon UEFA U19 Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme hakkı elde etti.
Karşıyaka'yı da görmemezlikten gelmek olmaz. Her ne kadar bu sene başarı gelmemiş olsa da, Pınar Karşıyaka milli takıma 2 oyuncu göndermeyi başardı: Kenan Sipahi ve Samet Geyik. Bu her ne kadar sevindirici olsa da, Pınar Karşıyaka'dan daha fazlasını bekliyoruz.

Bisiklet yolunda dikkat!

İzmirliler, bisiklet konusunda çok şanslılar. Belediye neredeyse İzmir'in bir ucundan diğer ucuna kadar bisiklet yolu yaptı. Yapmakla kalmadı ve sürekli yolları daha kaliteli hale getiriyor.
Fakat bazı sorunlar da çıkıyor. Bunlardan biri Hatay yakınlarında, bisiklet yoluna konmuş olan yapım malzemeleri. Bunu önemli kılan şey, aydınlatmaların daha yapılmamış olmasından kaynaklanan loşluğun, görmeyi zorlaştırması ve hiç bir dikkat çekici işaretleme olmaması.
Diğer bir sorun ise, Üçkuyular'da sulama hortumunun bisiklet yoluna konulması. Unutulmaması gereken şey, burada bisikleti iyi kullanamayanlarda sürüş yapıyor. O kalın hortumun üzerine çıkmaya çalışırsa ya da çıkmak zorunda kalırsa, düşme olasılığı oldukça yüksek.
Umarım bu tür tehlikeli şeylere çalışanlar daha çok özen gösterir, bisiklet sürenler de çok dikkatli olur, kimsenin başına bir kaza gelmez.