İçtenlikle söyleyeyim; ben, nostalji kelimesinin kökenini Latince olarak biliyordum. İnceleyince Eski Yunanca olduğunu öğrendim. Demek ki arkadaşım rahmetli Ali Haydar Hocamın hakkı varmış. Geçmiş yazılarımdan birinde kendisinden bahsederken ona bir şeyler sorduğumda bana telefonda da olsa verdiği yanıtı yazmıştım: Şefik Bey evet şu demektir ama beyin lugatına güven olmaz sen gene de bir bakıver. Demek ki haklıymış "Nostalji" Eski Yunanca "Geliş" ve "Acı" kelimelerinin birlikte kullanılmasından oluşuyormuş.
Amacım "Nostalji" üzerine bilgi aktarmak ya da "Nostalji" üzerine düşüncelerimi yansıtmak değil zaten. Ama; nostaljiden kısaca bahsetsem bana darılmazsınız değil mi? Efendime söyleyeyim Türkçe Sözlüğe göre Nostalji; geçmişte kalan güzellilere olan özlem duygusu ve bu duygunun baskın bir duruma gelmesi anlamına geliyor. Daha da kısacası "Geçmişseverlik", "Gündedün" şeklinde de tanımlanabiliyor.

***

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin aynı adlı aylık yayın organının bu son sayısındaki başlık ve ana konu "İzmir Enternasyonal Fuarı" olmuş. Böyle olunca benim gibi hem İzmirli olacaksın hem de Fuarla ilgili anıların olacak hadi gel de nostaljik takılma. İçtenlikle yazıyorum, dergiyi okudum, döndüm bir daha okudum, doyamadım satır satır acaba kendimden bir parça bulur muyum diye gözden geçirdim. Ne olursa olsun kendimi bulamasam da hayalini kurmak da yasak değil ya (!) Yazdığım gibi: hadi gel de nostaljik takılma.
Çocukluğumuzda bizim tek fuarımız vardı. 20 Ağustos- 20 Eylül tarihlerinin ülkemiz için ayrı bir öneminin olduğunu unutmayalım. Geçmiş yıllarda Lozan Kapısı'nda yapılan açılış töreninin ülkemizin ekonomik gelişmesinin tanımının yapıldığı bir platform olarak değerlendirilmesi gerekir galiba. Ticaret bakanları belki de mecliste yapmadıkları genişlikte doktiriner konuşmalarını fuar açılışında gerçekleştirirler ve o coşkun kalabalığın sonu gelmez alkışlarıyla kutsanırlardı. Yurdumuzun 21 Ağustos tarihli gazetelerinin başlıkları İzmir Fuarı'nın açılış konuşmasına ayrılır olurdu.
Sonrasında özellikle İzmir gazeteleri fuarın ziyaretçi sayısını gün be gün izlerler ve yayınlarlardı. Peki ya 9 Eylül, Güzel İzmir'imizin kurtuluş günü o güne ne demeli? İzmir ve çevresi ili olsun ilçesi olsun bütün Ege oluk oluk İzmir'e akardı. Kolay mı, düşman işgalinin acı anılarını yaşayan güzel hemşehrilerimizin hem kutlamalara katılmak hem de fuarlarını görmek ve yaşamak tutkularını anlatabilmek acaba kolay mıdır? İşte gerçek anlamda "Nostalji" bu, bence.

***

Fuar; şu anda da güzel. Hatta "Fuar İzmir"e karşın güzel. Tüm yıpranmasına karşın güzelliğinden, çekiciliğinden bir şey kaybetmiş sayılmaz. İzmir'in güzel insanlarının ilk aşklarını yaşadıkları, sevgilileriyle ilk resimlerini çektirdikleri, ilk sirke gittikleri, gölde ilk pedallarını çevirip kayıkla dolaştıkları, paraşütle atladıkları, bol soslu makarnaları çatallarına dolayıp gülerek yedikleri, Tariş'in halis üzüm suyunu içtikleri ve yürümekten ayakları şişip oh şurada biraz oturalım dedikleri yerler aynen duruyor.
Duruyor durmasına da; yapıldığı zaman kartpostallara konu olan Kaskatlı Havuz'un başındaki o beyaz melek heykelleri "Vandallık" örneği mahluklar tarafından darb edildi, kırıldı. İnanın bundan altmış-altmış beş sene önce yani o heykeller ilk yapıldığı zamanlar "İşte bu heykeller böyle böyle birileri tarafından kırılacaklar" dense o koca İzmir'de bu söze inanan tek kişi çıkmazdı. Neylersiniz günümüzde heykellere saldırmak sıradanlaştı. Hatay Metro'da kırılan heykeli unutmayınız. Bir zamanlar Bizans'ın sonunu hazırlayan İkonakırıcılık (İkonoklazma) varmış ya işte bizimki ona benziyor.

***

Güzel Türkçemizin "Yiğidi öldür, hakkını yeme" diye güzel bir deyişi vardır. Allah için söylemek gerekirse çalışanlar güzel hazırlamışlar. İzmir Büyükşehir adlı dergiden söz ediyorum. Çok güzel hazırlamışlar, galiba kendimi tutamayıp gelecek hafta da bu dergiyi bir kez daha işleyebilirim.
Esenlikle kalınız...
TÜRKÇE İÇİN ÖZEL NOT;
Tatanoz değil TETANOS