Bu konuyu hiç düşünen oldu mu?
Olmuştur olmasına ama yok denecek kadar azdır mutlaka.
Bu soruyu gündeme koyan bir olay gelişti. Bu Türkiye'den değil ama yüzyıllar boyu iç içe yaşadığımız, bir çok benzer kültüre sahip olduğumuz ve hatta birbirimize çok benzediğimiz Yunanistan'da gerçekleşti. Spor programlarından da taştı, her türlü haber programlarında verildi.
Olayı bir kez daha açıklayayım:
Yunanistan Kupası'nda PAOK ile Olympiakos maçı sırasında çıkan olaylar nedeniyle karşılaşma hakem tarafından ertelendi.
Bunun ardından Yunan hükümeti kupa maçlarını iptal ettiğini açıkladı. Spor Bakanı, tüm futbol turnuvalarının kaldırılmasının görüşüldüğünü de söyledi. Yunanistan'da olan olaylar birçok defa ülkemizde de yaşandı. Ancak hükümet buna pek karışmadı. Futbol Federasyonu bazı yaptırımlar getirdi. En başta uygulanmaya çalışıldı ve zamanla gevşetildi gevşetildi, en sonra da kaldırıldı. Ne şiddet bitti ne de küfür. Bugün hemen hemen her maçta küfür bitmek tükenmek bilmeyen bir tezahürat olarak kullanılır oldu. Küfrün olmadığı maç yok dersek yeridir. Hatta seyircisiz oynanan maçlarda bile küfüre rastlanıldı. Komik ama ülkemiz gerçeği.

Şiddetin sebebi ne?

Şimdiki sorumuz da bu. Spor bir eğlencedir. Oynayanlar para kazanır, izleyenler için de bir eğlence olur.
Ama işin aslı hiç de öyle değil. Spor bir eğlence olmaktan çıktı. İnsanlar karşılaşmalara eğlenmek için değil, ne olursa olsun takımlarının kazanması için gider oldu. Güzel oyun, heyecanlı oyun istenmiyor, mümkünse eze eze kazanmak isteniyor.
Bu mantık seyircileri oldukça fazla strese sokuyor.
Yerlerinde duramıyorlar. En ufak aleyhte bir durumda hemen saldırıya geçiliyor; Tehditler küfürler, hakaretler...
Maç bitiyor ama kazanmış olmak dahi yetmiyor. Rakip taraftara maç çıkışı pusu kurmalar cabası. Bir de bunun maç öncesi de var elbet. Rakip takım otobüsüne ve seyircilerine saldırmalar... Daha neler neler...
Bitmek tükenmek bilmeyen küçük çaplı olaylar dışında bir süredir büyük olaylar yaşanmadı ülkemizde. Ama bu yaşanmayacak demek de değil elbet. Tribünlerde edilen küfüre ve ufak da olsa şiddete kayıtsız kalmak, kara günlerin habercisidir. Kıvılcım var. Elbet bir gün barutla karşılaşacak ve...
Peki önlemleri daha da artırmak için bunu bekleyecek miyiz? Şu anda yapılan o; beklemek.

Ne zamana kadar?

Hazır Yunanistan'da bu olaylar olmuşken, kötü günlerimizi tekrar hatırlatmışken, federasyon, kulüp yöneticileri, sporcular ve taraftarlar bir an evvel önlemini almanın yollarını aramalılar.

Şiddetin kime ne faydası var?

Şiddetin sadece rakip takıma faydası olmuştur hep. Bunun en güzel örneğini Pınar Karşıyaka yaşamıştı. 2012-13 sezonunda Euro Challenge Kupası'nda finale yükselmişti. Evinde oynadığı final maçında Rus temsilcisi Krasnye Krylia ile karşılaşıyordu. Karşıyaka 53-36 ezici bir skorla üstün durumdayken, Karşıyaka tribünlerinden sahaya atılan bir pet su şişesi yüzünden oyun yaklaşık olarak 6 dakika kadar durdu. Pınar Karşıyaka yakaladığı oyun ritmini ve o yüksek temposunu tamamen yitirdi; sonucunda da yenilerek kupadan oldu. Bugün bakıyoruz da o zamandan bugüne değişen hiç bir şey olmamış. Hiç kimse akıllanmamış ve hiç kimse ders çıkaramamış. Ya da her şey hemen unutulmuş. Bunun yanında taraftar sayısının da gün geçtikçe azalması, kulüplerin en büyük sorunu. Tribün gelirleri her geçen gün düşmekte. Sonuç olarak; ya bu şiddet tamamen bitirilecek ya da sporumuz bitecek.