Reşat Yörük tarafından kaleme alınan ve Varyant Yayınları tarafından yayımlanan eser, ikinci imza gününde Yakın Kitapevi'nde düzenlenen etkinlikte büyük ilgi gördü. Kitap, lösemi hastası çocuklar ve ailelerine umut olmayı amaçlayan iyilik hareketi KİTVAK'ın öyküsünü de barındırıyor. Kitabın tüm telif gelirleri KİTVAK'a bağışlanarak, bu anlamlı hareketin gücüne güç katıyor.

İş medya sivil toplum bir arada

Yakın Kitapevi'ndeki imza törenine iş dünyasından, gazetecilerden, siyasetçilerden ve sivil toplum örgütlerinden çok sayıda katılım oldu. Katılımcılar, kitabın imza günü vesilesiyle bir araya gelerek lösemili çocuklar ve ailelerine destek olmanın önemini vurguladı. İmzalanan her kitap, tedavi sürecindeki çocuklara ve ailelerine umut ışığı oldu.

Tarihin en eski ve eğlenceli çocuk oyunları Tarihin en eski ve eğlenceli çocuk oyunları

KİTVAK'tan çeyrek asırlık hizmet

İzmir merkezli KİTVAK (Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı), 25 yıllık hizmet süresi boyunca önemli projelere imza attı. 

Umut Topla Benim İçin”, Sürekli Basın Kartı sahibi İzmirli bir gazeteci olan Reşat Yörük’ün “Mustafa Kemal’in Çiftçileriyiz”, “Aziz”, “Satıyoruum Saaattım” ve “Selçuk Bey” adlı kitaplarından sonra yayımlanan 5. eseri oldu. 

"Umut belki de gelecek sayfadadır"

Kitabın önsözünde şu cümleler kullalanıldı:

“Halk arasında ‘kötü hastalık’ olarak anıldı hep kanser. Kim bilir, belki de adını zikretmenin ‘onu davet edeceğine’ olan batıl inanış nedeniyle… Oysa en kötü hastalık, tedavisi olmayandı. Tedavisi ve umudu… Ne güzel söylemişti Cemal Süreya, ‘Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı.’ O yüzden hasta çocuklara ve ailelerine her fırsatta aynı cümleleri tekrar ediyorlardı, ‘Biz hep yanınızda olacağız. Yeter ki, siz hiç vazgeçmeyin, umudunuzu hiç yitirmeyin!’ diye… Gerçekten de KİTVAK, bağışlanan her bir kuruşla daha çok ihtiyaç sahibini kucakladı. Çeyrek yüzyıllık zaman dilimi içinde bir hastane, iki konukevi ve bir hücre işleme merkezi kurdu. Daha çok yardım, daha çok umut getirdi. ‘Hamster çemberi’ne çıkmış gibi anlamsızca aynı yerde dönüp duranlar, belirsizlik ve tükenmişlik içinde debelenenler, geleceğe umutla bakabiliyordu artık.  ‘Hayatı paylaşmak’ dedikleri şey de zaten bu değil miydi?”

Editör: Sedef Didem Ezme