Akhisarspor, varoluş maçına çıktı adeta Ankaragücü karşısında. Çünkü rakibi de küme düşmeme mücadelesi veriyordu ve yenerek aradaki puan farkını 3'e indirecek, küme düşme hattından çıkamayacak ama ümitlenecekti. Parola mutlak galibiyet idi.
Ankaragücü ise, bu 6 puanlık maçı kaybetmemek için oynayacaktı. Yenilmemesi yetiyordu.

***

Maç başladı. Akhisarspor, baskılı oynayacak, rakibini defansa kapatacak, pozisyonlar bulacak diye düşündüm, yanıldım. Tempo o kadar yavaştı ki, kendimi 1. Lig maçı izliyor sandım. Sahadaki oyun Süper Lig'e yakışmıyordu. Bu tempo Ankaragücü'nün işine yarıyordu. Hoşlarına gitmiş olsa gerek, Akhisar'ı uyandırmak istemediler, tempoya uyum sağladılar.
İlk yarı bittiğinde bir kaç cılız atak dışında hiç bir pozisyon yoktu Akhisar adına. Ankaragücü'nün ise neredeyse cılız atağı bile yoktu. Kaleci Fatih çok rahat bir maç çıkarıyordu.
Rüzgârı da es geçmemek lazım. Sahada uçuşan 25 kuruşluk poşetler, rüzgâr durumunu anlık iletiyorlardı televizyon başında izleyenlere.

***

2. yarıda bari Akhisar bir şeyler yapmaya çalışır dedim, yine yanıldım. İlk yarının kopyası şeklinde gidiyordu. Ta ki Ankaragücü'nden Djedje, 51. dakikada atılana kadar. Sarı lacivertli takım eksildiği için kalesine kapandı. Maç konuk takım ceza alanı civarında geçmeye başladı. Bu sefer, gol atma şansı yakalandı, kötü vuruş yüzünden gol gelmedi.
Ankaragücü hızlı hücumlarla çıktı, cılız da olsa pozisyonlar yakaladı. Bir de gol attı, VAR'dan iptal oldu. Elle oynama vardı. Fatih'in golü atan İlhan'ı sevinirken gidip dürtmesine hakem sarı kart gösterdi. Gereksiz bir hareketti. Ele temas olsa da, hakem görmese de VAR zaten inceleyecek. Sinirlenmemek, beklemek gerekir.
Son dakikalar heyecan fırtınası şeklinde geçti. Her iki takım da gol bulabilirdi. Bir şutta top ceza alanı içerisinde Ankaragücülü oyuncunun koluna çarptı. Hafif yön değiştiren top, kaleci Altay'ın kucağına gitti. Hakem uzun süre inceledi ama penaltı vermedi. Verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Maç golsüz sona erdi.

***

Akhisarspor, bu 6 puanlık maçtan evinde oynamasına rağmen sadece 1 puan çıkarabildi, taraftarını kahretti. Tek sorun yenememek değildi, ek olarak oynanan kötü futboldu. Göbekten rakip defansı hiç delemedi. Bu sebepten daha çok kanatları kullandı. Sağlı sollu ortalar yapıldı, 1 tanesi dışında neredeyse hiç biri yerini bulmadı. Onda da Serginho, altıpas çizgisi üzerinden bomboş iken kafa vurdu, kalecinin üzerine gitti. Kafasını kaldırıp, görerek orta yapan yoktu. 'Ortayı at gitsin, belki bir arkadaşım vurur' mantığıyla yapıldı ortalar.
Serbest vuruşlarda, ceza alanına bazen 3 bazen 4 kişiyle girildi. Kalabalık defans karşısında gol mucizelere bırakıldı. Dönen toplarda bile ceza alanı yakınında azınlıktaydı yeşil siyahlılar. Bu sebepten baskı kuramadılar.
Şutlar çok cılızdı. Ceza alanı içerisinden çekilen şutlar bile kaleci Altay'ı hiç zorlamadı.
Serbest vuruşta, kaleye çekilen şuta Fatih hamle yaptı. Top auta giderken, kendi direğe çarptı. Böyle bir şutta direğe nasıl çarptı, düşündürücü bir durum. Acaba konsantrasyon eksikliği mi vardı, kafası başka yerde miydi? Yapmaması gereken bir hataydı. Şanslıydı ki ucuz yırttı, oyuna devam etmesini engelleyecek bir şeyi yoktu.

Balıkesir, puansız döndü

Balıkesirspor'un sahası rüzgârıyla ünlü. Ancak bu sefer İstanbul'da, Ümraniyespor deplasmanında sahaya çıktı. Rüzgârı oraya da götürmüştü. İlk yarı rüzgâra karşı oynadı, gol izleyemedik. İkinci yarı rüzgâr arkasından esiyor, rakip kaleye gitmeye yardım ediyordu. Buna rağmen golü yiyen kendileri oldu. Gol için yüklenirken de, uzatma dakikalarında fark 2'ye çıktı ve maç 2-0 sona erdi.
Karşılaşma yüksek tempoda oynandı. Bol bol pozisyonlara girildi, net goller kaçırıldı. Buna karşın top kayıpları da oldukça fazlaydı.

***

Balıkesirspor'u, zamanında atılmayan paslar ve özellikle Belleck ile sık sık yakalanılan ofsaytlar dizginledi. Bir pozisyonda defans arkasına atılan topa Sedat ve Beleck birlikte hareketlendi. Sedat arkadaşına topu bırakması için bağırdı ama Beleck dinlemedi. Topa değdiği an ofsayt bayrağı kalktı. Giray Bulak da çıldırdı. Beleck ofsayt olmasa bile kaleye doğru hareketlenmeli topa Sedat koşmalı, ceza alanına pas atmalıydı. Top da zaten sol çizgiye yakın yerdeydi.
O Beleck hücumda döküldü ama kullanılan köşe vuruşunda vurulan kafada topu kaleciye gerek kalmadan çıkardı, defansına yardım etti. Defansta faydası daha çok oldu. Giray Bulak mevkiinde bir değişikliğe mi gitse acaba?!  

***

27'de Mehmet Boztepe'nin ceza alanında atılan pasa ıska geçmesi biraz komikti diyebilirim.
70. dakikada Ümraniyeli oyuncu Leandrinho, iki ayağı ile birden tabanıyla rakibine girdi. Hakem sarı kart gösterdi. O, kırmızı kart olmalıydı. Birkaç dakika öncesinde kendisine faul yapılmıştı, büyük ihtimalle onun etkisinde kalmıştı.
Kırmızı kart gösterilmeyen Leandrinho, 2 dakika sonra takımını öne geçiren gole imza attı. Hakem Sinan Dereci'nin yanlış kararı oyunun kaderini değiştirmiş oldu.
84. dakikada, ceza alanı içerisinde elle oynama vardı. Hakem devam ettirdi. Burada da Balıkesir adına bir penaltı verilebilir, skor eşitlenebilirdi.
Balıkesir gol için yükleniyordu. Ümraniye'nin defansa önem vermesi beklenirdi. Defansta eksik yakalandılar. Konuk takım bunları gole çevirmeyi başaramadı.
92. dakikada Atabey, 3 Balıkesirli oyuncudan da sıyrıldı, yaptığı asist ile farkı 2'ye çıkarttı.  Balıkesir defansının bu kadar kolay geçilmesi düşündürücü bir durum ortaya çıkardı.