Karşıyaka'da değişen bir şey yok. Maddi sorunlar yeniden gün yüzüne çıktı. Önce maddi yetersizlikten dolayı teknik direktör bulamadığını öğrendik, sonra da yapılandırılan vergi borçlarının aylık ödemesinin geciktiğini.

***
Son yıllarda taraftar sayısı yok denecek kadar az olan kulüplerin alt liglerde başarılı olduklarına ve şampiyonluğa ulaştıklarına sık sık şahit oluyoruz. Bunu, rakiplerine nazaran çok daha az bütçeyle yapıyorlar. Öte yandan bazı köklü kulüplerden amatör lige düşenler var. Örneğin Eskişehirspor, borçları yüzünden transfer yasağı aldı ve hızla amatöre kadar geriledi. Şu anda Altay aynı yolun yolcusu gibi. 1 milyar liraya yakın borçtan nasıl kurtulur bilemiyorum.
Büyük kulüplerin batağa saplanmasındaki tek neden para. Çok taraftara sahip olan kulüplerde başarılı olmak için baskı da çok olur. Bir an evvel şampiyonluk istenir. Eğer bu gerçekleşmezse yuhalamalar ve istifaya davet etmeler başlar. Kısa zaman içerisinde başarılı olmaktan başka çare yoktur. O yüzden üst seviye futbolcu transferi en uygun yöntem olarak görülür. Bu da çok parayla olur. Kasada olmayan paralar harcanır, gelir olmasa bile büyük borçlar içine girilir. Plan program yapmadan, nasıl ödeneceği düşünülmeden har vurup harman savrulur. Zamanla ödeme yapılamayınca şampiyonluk mücadelesi yerini küme düşmeme mücadelesine bırakır.
*** 
İlginçtir, yıllardır aynı şeylerin yaşanmasına rağmen aynı yoldan gitmeyi bırakamayanlar çoğunlukta. Karşıyaka da yıllardır aynı süreçleri tekrar tekrar yaşıyor. Önceki yıllarda transfer yasağı aldı ve 3. Lig'e kadar geriledi. Altyapı oyuncuları bu ligde kiralık forma giymişlerdi. Biraz deneyim sahibi oldukları için kulübün amatöre düşmesi önlenmiş oldu. Hatta sonrasında Play-Off finaline kadar yükseldi ancak penaltı atışlarında üst lige çıkma şansını kaybetti. Ve geçen sezon transfer yasağını açmayı başardı. Yine para savurmalar başladı. Çılgınca transferler yapıldı, buna rağmen bırakın şampiyonluğu Play-Off'a bile kalınamadı. Yeni bir yönetim geldi ve ilk iş olarak sil baştan paralar harcandı da harcandı, üst liglerde oynamış oyuncular alınarak tecrübeli bir takım yaratıldı.
Geçmişte başarılar yakalayan oyuncular üst liglerde mücadele etmeyi düşünürken alt liglere geliyorsa nedeni sadece paradır. Kulübe karşı aidiyetleri olmaz. Takım başarılı olmuş ya da olmamış umurlarında olmaz. Onlardan yüzde yüz performans beklemek hayal olur. Hele bir de istedikleri kadar süre verilmezse huzursuzluk baş gösterir ve bu tüm oyuncuları olumsuz etkiler. Yeşil kırmızılılarda aynen böyle olmaya başladı. Geçmiş yıllarda gol krallığı yaşamış Emre Gemici gemileri yaktı ve ayrılmaya karar verdi.
Yeşil kırmızılı takım liderlik savaşı beklerken, biraz gerilerde kaldı. Beklenen başarı gelmedi. Küme düşme hattı içerisindeki takımlara bile puanlar kaybedildi. Şimdi hem teknik adam bulunamadı hem de takviyeler yapılmak isteniyor. Ama kasada para yok. Parayı nasıl bulacak? İşte orasını bilemiyorum. 
***
3. Lig'de iyi bir kadro yaparken önce altyapı oyunculara öncelik verilir. Sonra eksik bölgelere başarıya aç oyuncular alınarak kadro güçlü hale getirilir. Bu sayede fazla para harcanmamış olur. Kısacası Karşıyaka sürekli yapılan hatalardan ders almadığını gösterdi geleceği hiç düşünmeden günü birlik başarılar peşinde koşmayı tercih etti. İleriki zamanlarda tekrardan transfer yasağı alırsa hiç şaşırmam. Ama bu sefer düşeceği yer amatör küme olur. Ve buradan çıkması, 3. Lig'den 2. Lig'e çıkmasından çok ama çok daha zordur.
Göztepe bunu yaşadı ve bir 3. Lig takımını alıp, yeniden profesyonel lige döndü. Yıllar önce İzmirspor düştü, hala çıkmak için uğraşıyor. Bucaspor da bu sorunu yaşayan kulüp. 

Aklımın almadığı takım

UEFA Avrupa Konferans Ligi H Grubu'nda çok ilginç bir şey yaşandı. Fenerbahçe'nin de yer aldığı bir grup. Nordsjaelland, Ludogorets'i 7-1 ve ardından Fenerbahçe'yi 6-1 yendi. İki maçta 13 gol atıp kalesinde sadece 2 gol gördü. Farklı yendiği 2 takım da grubu ilk 2'de tamamlayıp, tur atladı, kendisi +10 averaj yapmasına rağmen 3. olup elendi. Şimdiye kadar böyle bir şey yaşandığına ne şahit oldum ne de duydum. Bu tutarsızlığa hiçbir mantıksal açıklama bulamadım. Benim ilgimi çektiği kadar, tüm dünyanın da ilgisini çekmiştir mutlaka. Yıllar geçse de kolay kolay unutulacak bir konu değil.