Bundan tam 15 yıl önce, 24 Aralık 1997 günü Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin tuvaletinde asılmış halde bulundu Ali Serkan Eroğlu.
19 yaşındaydı.
Gazetecilik bölümü 2. sınıf öğrencisiydi.
Masa tenisi ve krosla ilgileniyordu.
Fantastik öyküler ve şiirler yazıyordu.
Tiyatroyu seviyordu, Galile'yi canlandırmıştı bir temsilde.
Arkadaş canlısı, yazıp çizen, okuyup araştıran pırıl pırıl bir genç.
Yaşama sımsıkı bağlıydı.
Muhalif ve solcu kişiliğiyle tanınıyordu.
Faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı 1992, 1993, 1994 yıllarının o uğursuz, kasvetli ikliminden kurtulamamışken ülke...
İşte tam da o vakitler, koparıldı bu dünyadan Ali Serkan Eroğlu.
***
23 Aralık 1997 günü, okula gitmek için evden çıktı. Ergin isimli bir arkadaşıyla Bornova'daki Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne gitti. Dramatik Yazarlık Bölümü'ne geçmek için hazırladığı dilekçeyi vermek istedi. "İlgili makam burası değil, Buca'ya gideceksiniz" yanıtını alınca, ertesi gün aynı yerde buluşmak için arkadaşıyla sözleşti.
Saat 12.30'da "Kız arkadaşıma gidiyorum" diyerek otobüse bindi.
Ve...
Temizlik işçileri ertesi gün saat 17:40'ta Ali Serkan Eroğlu'nun asılmış bedenini okulun tuvaletinde buldular.
Ali Serkan'ın doktor olan ablası Aylin Eroğlu'nun isteği üzerine, Serkan'dan kapalı tüp içerisinde alınan kan örneği, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kurumdan 20 Mart 1998'de gelen rapor, Ali Serkan Eroğlu'nun bir cinayete kurban gitmiş olabileceği ihtimalini kuvvetlendirdi. Serkan'ın kanında, bir insanı baygın tutacak oranda 7.3 miligram kloroform ile etanol bulundu.
Ali Serkan Eroğlu'nun bayıltıldıktan sonra asılmış olabileceği ihtimali kafaları karıştırdı. Rapor dava dosyasına girdi. Ancak soruşturmanın seyrini değiştirmeye yetmedi.
***
Ali Serkan, ölümünden 20 gün önce İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na ve İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi'ne yazılı şikayette bulunmuş, bir grup polis tarafından kendisine ajanlık teklif edildiğini, kabul etmediğini, sekiz saat gözaltında tutulduğunu, şiddet gördüğünü, psikolojik baskı altında tutulduğunu, eylemlere katılmaması için baskı yapıldığını anlatmıştı. Ve "Eğer başıma bir şey gelirse Terörle Mücadele Şubesi'nde görevli polislerdir" diye sonlandırmıştı şikayetini.
***
Başına bir şey geldi Ali Serkan'ın.
Önce kloroformla bayılttılar, sonra da intihar süsü vererek okulunun tuvaletine astılar.
Ancak savcılık "tanık bulunamadığı" için dosyayı polise geri gönderdi.
Cinayet kanıtlandı, fail bulunamadığı için dava açılamadı.
Ve Ali Serkan Eroğlu dosyasının zaman aşımına uğramasına beş yıl kaldı.
***
Yapılmamış darbelerin izini süren AKP hükümeti de, Eroğlu dosyasının kapağını açmadı.
Derin devletle hesaplaşacağı iddiasını sürekli yineleyen, bunu bir propaganda malzemesi haline getiren AKP'nin gücü, ülkenin aydınlarına, gazetecilerine, yazarlarına, bilim insanlarına, askerlerine yetti de, Ali Serkan Eroğlu'nun katillerine yetmedi!
***
Gözleri yıldızlardaydı.
Yıldızlara karıştı.