Bizim bildiğimiz ve yaşadığımızı nihayet Hükümet yetkilileri de görmeye başladı.
Artık, e- ticaret ile  'kandırmaca' ya da 'aldatmaca' devrinin de sona erdiğini düşünüyorum.
Özellikle sosyal medya üzerinden paylaşılan bilgiler de, aldatılmamızı önlüyor.
Çok basit bir örnek vereyim mi?
Arkadaşım İzmir'deki firmalardan aldığı çim tohumunu, e-ticaret sayesinde çok ucuza mal etti.
Hem de en iyisini...
Artık kiralık evi de, gönlündeki eşyayı da en iyi şekilde 'e – ticaret' sayesinde ve zamanında kavuşabiliyor insanlarımız.
Hani AVM falan diyorduk ya, bu gidişle onların da havası kalmayacak.
Sadece vakit geçirme mekânı olarak kalacak...
Belki buluşma noktaları olacak...

 
Geri kalıyormuşuz!

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer, kişisel bilgilerin internet ortamına kontrollü, belli bir disiplin, kurallar içinde işlenmesi gerektiğini, aksi takdirde e-ticarette Türkiye'nin geri kalacağını söyledi.
'Günaydın mı?' demeliyim bilemiyorum...
Ya da yeni mi uyandınız?
Ya da AVM'lerden, özelleştirmeden bu gelişmeyi göremediklerini mi anlatsam!

Bizim gibi davranmış

Acarer'in nasıl uyandığını ağzından nakledeyim:
Bu yetkilimiz, bir hafta önce Güney Kore'deki bir otelden rezervasyon yaptırdığını, daha sonra ne zaman internete girse Güney Kore ile ilgili bilgilerin karşısına çıktığını belirtiyor.
Güney Kore'de kalacağı otelinden gezeceği mekana kadar her türlü bilginin karşısına çıktığını ifade eden Acarer, şunları söyledi: Güney Kore'den bana bugüne kadar bu tür reklamlar gelmedi, bir hafta önce bir rezervasyon yaptırınca neden gelmeye başladı?
Demek ki verilerim birileri tarafından paylaşılıyor.
Bu doğal, kaçınılmaz bir şey.
Burada Türk firmalarının önünün kapatılmaması lazım.
Kişisel bilgilerin internet ortamına kontrollü, belli bir disiplin, kurallar içinde işlenmesi lazım, aksi takdirde e-ticarette geride kalırız, meydan başkalarına kalır. Bunun için kullar belirlenmesi lazım, rızanızın olması lazım, özel bilgilerinizin olmaması lazım gibi kurallar konmalı.'
Ben de, 'Ne kuralı be kardeşim?' diye soruyorum...
Kural, serbestlik...
Kural, Türkiye'ye girişimi ve ulaşımı sağlamak...
Yoksa, yine bir iki kişiye danışırsak, bizi yine belli firmalara yöneltir...
Yani 'ortak' şirketlere...
Sen önce Türk şirketlerinin ve iş adamlarının namuslu olmasını sağla, halkı kandırana 'Serbest ticaret' deyip göz yumma, o zaman güzelliği gör.

Kontrol ve disiplin nasıl oluyor?

Özetle; BTK Başkanı Acarer'in, 'Kişisel bilgilerin internet ortamına kontrollü, belli bir disiplin, kurallar içinde işlenmesi lazım, aksi takdirde e-ticarette geride kalırız' sözlerinden bir şay anlamadım...
Ne demek istiyor...
'Biz ne dersek o olur!' mu?
Ya da 'Bizim istediğimiz firmadan alışveriş yapacaksın, kazıklanacaksın mı?'

 
Yüzde 30 daha büyüdü


Ama doğru söylediği söz de var.
Örneğin, ticaretin e-ticaret'e doğru kaydığını belirttiği gibi...
Geçen yıl bilişim sektörünün Türkiye'de 11,3 büyüdüğünü, buna karşılık e-ticaret'in yüzde 30 civarında büyüme kaydettiğini gördüğü gibi...
2050 yılında ise ticaretin yüzde 90'ının e-ticaret şeklinde olmasının öngörüldüğünü bildiği gibi mi?
Ticarette, e-ticaretin öneminin arttığını öğrenmelerini alkışlıyorum.
Ancak;, 'E-ticaret için kişisel eğilimlerin mutlaka işlenmesi gerekiyor. E- ticaret için bu gerekli ancak kişilerin verileri işlenirken biz kişinin rızası olsun ve kişinin rızası olurken de belli mahrumiyetleri veri olarak paylaşılmasın istiyoruz' sözlerini 'acaba?' diyerek karşılıyorum.

 
Para ve destek olunca...

Avrasya Tüneli Projesi (İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçişi) çalışmaları, deniz tabanının altında devam ediyor. Tünel uzunluğu bin 180 metreyle yaklaşık yüzde 35 oranında tamamlanırken, Boğazın altında kazılması gereken 2 bin 160 metrelik mesafe kaldı.
Kazlıçeşme ile Göztepe arası ulaşım süresini 15 dakikaya indirmesi planlanan Avrasya Tüneli hızla yürüyor.
Yani para İstanbul'a aktırıldıkça bu tür çalışmaları hep duyarız.
Peki İzmir'in beklentileri ne oldu?
Hani seçimlerden önce verilen sözler?
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Binali Yıldırım, sadece ve sadece 'Destekliyoruz' gibi sözler ediyor...
Ehh be Binali Bey, destekleyeceğim diyeceğine bir omuz versene!
Lafla peynir gemisi yürümüyor...
İcraatı görelim, sizin deyişinizle...
Ağıza bir parça bal çalmakla olmuyor, işte...
İzmir'de tetikçi kullanarak da...

 
İzmirli okuyucularımın bilgisine

Asya ve Avrupa'yı ilk defa deniz tabanının altından karayoluyla birbirine bağlayacak projenin çalışmaları yer altında ve yüzeyde devam ediyor. Toplam tünel uzunluğu 5 bin 400 metre olan projenin Boğazın altında kalan kısmı 3 bin 340 metre... Bağlantı yollarıyla toplamda 14 bin 600 metrelik uzunluğa sahip olacak Avrasya Tüneli Projesi'nin en derin noktası, İstanbul Boğazı'nın 106,4 metre derinliğinde yer alacak.

 
Projedeki personel sayısı

Deniz altında 3 bin 340 metrelik bölümü bulunan Avrasya Tüneli'nin bin 180 metresi (yüzde 35) tamamlanırken tünelin deniz yüzeyi altında 2 bin 160 metrelik mesafesi daha kazılacak.
Mavi ve beyaz yakalı toplam personel sayısı bin 310'a ulaşan projede, deniz tabanının altındaki tünelde tek vardiyada 40 kişi, bağlantı yolu tünellerinde ise tek vardiyada 50 kişi çalışıyor. Şantiyelerde çalışmalar 24 saat boyunca devam ediyor. Projede toplam 91 iş makinesi kullanılırken, bunun 17'si ekskavatör, 15'i vinç, 6'sı ise kamyon olarak sıralanıyor.
Yani 'yandaş' demeyeyim de, kaç kişiye aş ve iş veriliyor.
İzmir'de bu projeler neden uygulanmıyor.
İstanbul'un onda biri İzmir'e uygulansa, 'Dünyanın bir numaralı şehriyiz' bayrağını burçtan indirmeyiz...
İstanbul'a, Ankara'ya, Kayseri ya da Konya'ya ne yaparlarsa yapsınlar İzmir'in elinden dünya birinciliğini alamazlar...
Avrupa değil dünya dediğim belki yadırganabilir, ama dünyayı gezenlere sorun bakalım ne diyecek?
İzmir'e başka gözle bakanlar, 'İlerlemiyor' diyenler ise belli kişiler...
Ne dünya görüşleri var, ne de vizyonları...
Bunlar kapılarının önünü bile göremiyor.
Başlarını kaldıramıyor.

 
Gülecek misin, sevinecek mi?

Devlet memurlarının 1 lira 54 kuruş olan saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 5,8 artışla 1 lira 63 kuruşa yükselecek.
2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı verilerinden derlediği bilgilere göre, memurların saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 5,8 artış gösterecek. Halen 1 lira 54 kuruş olan saat başı fazla çalışma ücreti, 1 Ocak 2015'ten itibaren 1 lira 63 kuruş olarak uygulanacak.
Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele ve makam şoförlerine ayda 90 saati, genel müdürlüklerin merkez teşkilatlarında görevli şoförlere de yeni yılda 60 saati geçmemek üzere 1,62 lira yerine 1,71 lira fazla mesai ücreti verilecek.

Yurt içi gündelikler


Harcırah Kanunu uyarınca verilecek yurt içi gündelik ve tazminat tutarları da belirlendi. Yeni yılda TBMM Başkanı ve Başbakan'a ödenecek yurt içi gündelik tutarı 53,5 liradan 56,5 liraya çıkacak.
En alt kademedeki memura ise 30 lira yerine 32 lira ödenecek.

***

SON NOKTA

Otopark borcu olan araç satılamayacak


İkinci el otomobil alımlarına darbe geldi.  Otoparkları kullanan sürücülerin herhangi bir nedenle ödemediği ya da zaman aşımından kaynaklanan otopark ücretlerinin büyük sorun oluşturduğunu belirterek, borçlar plakaya yansıdığından sıfır ve ikinci el araçlarda otopark borcuyla karşılaşmamak için vatandaşların aldıkları aracın plakasını sorgulatmaları gerektiği aktarıldı.
Sıfır ve ikinci el araçlar için noterde satış işlemi yapılmak istendiğinde geçmiş vergi ve trafik borçları ödenmeden devir yapılamadığı hatırlatılan açıklamada, otopark borçları sistemde görülmediğinden üzerinde otopark borcu olan araçların satış işlemi yapılabildiği, aracın yeni sahibinin de eski otopark borçlarıyla karşılaşabildiğine dikkat çekildi.
Bu kural şimdilik sadece İstanbul'da uygulanıyor, Yaklaşık 4 milyon aracın bulunduğu İstanbul'da 50 bin aracın otopark borcu bulunuyor.