Akepe'nin çevreye verdiği rahatsızlıktan dolayı özür dileme nezaketinde bile bulunmayan Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın devam etmekte olan bir davayla ilgili ince ayar bir çalışma yürüttüklerini söylemesine çok şaşırmış değilim. Tersine, bu durum için malumun ilanı bile denebilir. Benim için asıl şaşırtıcı olan CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu'nun ince ayar açıklamasına verdiği inceden destektir.

Seçim bölgesine, seçilmiş olduğu kente şirin görünmek, kim bilir, bir sonraki seçim dönemi için de yerini sağlama almak adına yapılmış bu açıklama, kişisel hırsların insanların gözlerini nasıl da kör ettiğinin çok açık göstergesidir. Bu saatten sonra, adil yargılama konusunda herhangi bir kelam ederse, bu açıklamaları ısıtılıp ısıtılıp önüne konmalıdır. İşte tam da bu noktada ısıtmaya ilk başlayan olmak isteğimden kaynaklı, ince ayarlı yapılan çalışmalardan örnekler vermek istiyorum. "O ince ayar kabulümdür, bu ince ayarı istemem" diyerek ayar bozmak yok!

Sosyal demokrat seçmenlerin moral değerleri açısından oldukça önemli bir kent olan İzmir, ince ince ayarlanarak, bir fetih heyecanıyla, Büyükşehir Belediye Başkanı üzerinden itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Bir müfettiş ordusu belediyeyi mesken tuttu. Aziz Kocaoğlu, onlarca yıl mahkumiyet istenerek yargılanıyor. Akepe içinden bile hafif yollu itirazlar, zamanlama (!) hatası olduğuna dair açıklamalar yapılıyor. Bu ince ayara itiraz edelim mi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Silivri'deki tutuklular için yapmış olduğu konuşma nedeniyle hakkında hazırlanan bir fezlekeyle karşı karşıya. Siz de dahil olmak üzere, tüm CHP milletvekilleri TBMM Başkanlığı'na dokunulmazlıklarınızın kaldırılması için imza verdiniz. Bana sorarsanız, tutuklu milletvekillerinin arkasında gerçek anlamıyla duramayan sizler, en hafif tabiriyle komik, cılız bir eylem yaptınız. Haberal ile  Balbay'ın dirençle, inançla ve de inatla savunulması konusunda sınıfta kalırken, "Bana dokunun" diyerek, kendinizle çeliştiniz. Hem tutuklu vekillere, hem Kemal Kılıçdaroğlu'na ince ayar çekiliyor. Bu ince ayara itiraz edelim mi?

Deniz Feneri'nde ayarın dozu ziyadesiyle kaçtı. Gözümüzün içine baka baka işler kitabına uyduruldu. Asrın soygunu hükümet ve basın eliyle sümenaltı edildi. Şeytan aldı götürdü diye bir tekerlemeyi anmak gerekirken, dokunanın yandığı meleklere döndü işin aktörleri... Bakın artık gündemimizde bile yok! Bu ince ayara itiraz edelim mi?

CHP'li tüm belediyeler baskının en alasını görüp, baskın üzerine baskın yerken, Kayseri Büyükşehir ve Ankara Büyükşehir belediyelerine somut belge ve bilgiler olmasına rağmen hiç kimse uğramıyor. Uğramaya cesareti olanlar ise ciddiye alınmıyor. AKP'li belediyelere serbest olan, muhalif belediyelere yasak oluyor. Bu ince ayara itiraz edelim mi?

CHP Trabzon milletvekili Sayın Canalioğlu, bence verilen tüm örneklere ve ince ayarlara itiraz etmek tüm yurttaşların, ama öncelikle sizlerin birincil görevi olmadır. Çünkü CHP'nin ikinci Genel Başkanı İsmet İnönü, "Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o ülke için kurtuluş yoktur" demişti.

Eğer, kişisel beklentiler ve kariyer hesapları, size İsmet İnönü'nün bu sözlerini unutturmuşsa, siz bu ince ayarlı tüm çalışmalara destek verin. Birini diğerinden ayırt etmeden! Hiç olmazsa burada adalet gözetin. Ama başkalarının ince ayarlı çalışmalara destek olmasını beklemeyin. Bizim sırtımızda yumurta küfesi yok!