Ajda Pekkan'ın yıllar önce bizi Eurovision yarışmasında temsil ettiği 'Aman Petrol, canım petrol' şarkısını anımsar mısınız bilmiyorum.
Ama bugünlerde ağzımızdan hiç eksik etmeyeceğimiz de belli.
Aslında geçenlerde 'Bu indirim yeterli değil' demiştik akaryakıt için.
Ardından CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da konuyu gündeme getirdi.
Ancak sağır sultanlar çok.
Kimse duymak ve ilgilenmek istemiyor.
Bu sözlerim ilgililer için.


Yasadışı satış

ABD merkezli uluslararası enerji danışmanlık şirketi IHS'nin raporuna göre, IŞİD'in yasadışı petrol satışlarından elde ettiği yıllık gelir 800 milyon dolara ulaştı.
IHS'nin yayınladığı rapora göre IŞİD, Irak ve Suriye'de yasadışı yollarla gerçekleştirdiği petrol ve petrol ürünleri satışlarından günlük 2 milyon dolar; yıllık 800 milyon dolar gelir elde ediyor. Örgüt tarafından üretilen petrolün varili 25 ile 60 dolar arasında satılıyor.

Neden sınırlı?

IŞİD'in Irak ve Suriye'de kontrol ettiği bölgedeki petrol üretim kapasitesi günlük 350 bin varil olmasına rağmen, teknik yetersizlikten dolayı üretim günlük 50-60 bin varille sınırlı kalıyor.
Terör örgütü IŞİD'in petrol gelirlerine ilişkin değerlendirmelere de yer verilen raporda, 'Petrol IŞİD'in savaş makinelerini, özellikle harekatlarında savaşma kapasitelerini önemli ölçüde arttıran askeri araçlarını besliyor. Petrol gelirleri, IŞİD'in on binlerce faaliyetini finanse ediyor ve bu da petrolü satan, ulaştıran ve ihraç eden aracılara cesaret veriyor' ifadelerine yer verildi.
Raporda, örgütün şu anda kamyonlarla doldurulabilen mobil rafinerilere de sahip olduğu belirtildi.


Büyümede fazlasını bekliyor

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, DEİK başkanlığının kendisinin beklediği bir durum olmadığını belirterek, 'İKV ile DEİK'in birleşim sahaları var. Her iki kurumu, birbirine destekçi olduğu için yürütebileceğim' diyor.
DEİK başkanlığının zor bir görev olduğunu ifade eden Vardan, İKV ile DEİK'in birleşim sahaları olduğunu, her iki kurumu, birbirine destekçi olduğu için yürütebileceğini kaydetti.

Hedef yoktu

Daha önceleri, Türkiye'nin ileriye dönük herhangi bir hedefi olduğunu hatırlamadığını anlatan Vardan, 2023 hedefleri ile Türkiye'nin ilk defa önüne hedefler konulduğunu gördüğünü dile getirdi.
Hedeflerin belirli bir altyapıdan sonra ortaya çıktığını anımsatan Vardan, '500 milyar dolar ihracat değil de, 450 veya 550 milyar dolar ihracatımız olsa, itirazımız mı olur?
Bugün biz 150 milyar dolar ihracat yaparken, bunu 400-450 milyar dolara çıkarmış olsanız...
Bugünden itibaren 3-3,5 kat ileriyi görüyorsunuz.
Sonuçta bizim bunları rakamsal bazda değil de, bu hedeflerin ülkemiz adına ilk olduğunu görüp, acaba tüm kurumlarla biz buna kilitlenebiliyor muyuz? Bu çok önemli' şeklinde konuştu.
 

Nasıl anlatıyor!

Dünyanın çalkantılı bir süreçten geçtiğini, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın ise daha çalkantılı bir süreçten geçtiğini vurgulayan Vardan, bu olayların içinde bir gerçek olduğunu, bütün bir coğrafyada Türkiye'nin bir yüzük taşı, bir kutup yıldızı gibi parladığını ifade etti.

Vardan, Türkiye'nin eksiklerinin ve hatalarının da olduğunu, ancak 2008 sonrası küresel krizden bütün dünya ciddi ölçüde etkilenmesine rağmen Türkiye'nin nasıl bir gelişme gösterdiğini anımsatarak, 'Suriye ve Irak yanarken, İran'da halen sorunlar çözülmemişken, Kuzey Afrika'da birçok problem halen devam ederken; biz burada seçimlerini zamanında yapan bir ülkeyiz, büyüme rakamlarımız küçük görünmesine rağmen hala büyüyebilen bir ülkeyiz. Bütün bunları nazara aldığımızda ülkemizin kıymetini bilelim' ifadelerini kullandı.
Tabii bu kendisinin ve hükümet destekçilerinin görüşü...
Gerçeğe uyuyor mu, uymuyor mu?
Bunu reel piyasada olanlar daha iyi biliyor...
Bir de canı yananlar.

Büyüme temel faktör olacak

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Gelecek 10 yıl içerisinde büyüme temel faktör olacak. Büyümenin son 10 yıla göre kıt, potansiyelinin düştüğü bir ortamda Türkiye, gelecek 10 yıl içerisinde farklılaşacak. Bu farklılaşmanın da zeminini şimdiden hazırladık, hazırlıyoruz' dedi.
Büyüme olursa bu aktivitelerin güçlü olacağını aktaran Şimşek, Türkiye'nin bu açıdan önemli bir 10 yıl geçirdiğini kaydetti.
Şimşek, gelecek 10 yılın daha kritik olacağına dikkati çekerek, 'Sebebi de şu; geçtiğimiz 10 yılda küresel ekonomiye baktığımızda, gelişmekte olan ülkelere baktığımızda çok yüksek emtia fiyatları görüyorsunuz. Çok düşük faiz ortamı, şu anda devam ediyor ama eninde sonunda bitecek. Global likiditenin bol olduğu bir dönem. Dolayısıyla aslında büyümenin de göreceli olarak yüksek olduğu bir dönem' değerlendirmesinde bulundu.
 

Kazanç için

Gelecek 10 yılın en önemli konusunun büyüme olacağını belirten Şimşek, bu dönemde 'Büyüme nerede olacak?' sorusuna doğru cevap verilebildiği takdirde o zaman geçmiş 10 yıl gibi iyi kazançlar elde edebileceğini söyledi.
Şimşek, büyümenin temel faktör olacağı gelecek 10 yıl içerisinde veya büyümenin son 10 yıla göre kıt, potansiyelinin düştüğü bir ortamda Türkiye'nin gelecek 10 yıl içerisinde farklılaşacağını kaydeden Şimşek, bu farklılaşmanın da zeminini şimdiden hazırladıklarını, hazırlamaya devem ettiklerini belirtti.
 

Büyümenin temelleri

Mehmet Şimşek, ekonomi yönetimi olarak Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın başkanlığında uzun bir süredir Türkiye'nin değişiminin ve dönüşümünün yeni halkasını oluşturacak, çok kapsamlı ikinci üçüncü nesil reform paketini içeren bir paket üzerinde çalıştıklarını aktararak, bu çalışmaların devam ettiğini ve bu sene içerisinde biteceğini söyledi.
Bu reformlarında bir kısmını gelecek yıl yapılacak seçimleri beklemeden bir kısmını da hemen seçimlerden sonra uygulamaya koyacak şekilde hazırladıklarını dile getiren Şimşek, bu reform programının 25 dönüşüm alanını kapsadığını ve bu 25 dönüşüm alanına ilişkin bin 200'ün üzerinde reform tedbiri alınacağını kaydetti.


Cari açık düşündürüyor

Şimşek, en büyük sorun olarak karşılarına çıkan cari açıkta da önemli bir iyileşme olduğunu vurgulayarak, 'Bu önemli iyileşme geçici değildir. Aldığımız tedbirlere dayanıyor. Hele petrol fiyatlarının düştüğü bir ortamda bu iyileşme pekişecek ve cari açık daha da azalacak' diye konuştu.
Türkiye'nin 2016-2017 yılında Dünya Bankası tanımına göre kişi başına yüksek gelirli ülkeler düzeyine çıkacağını anlatan Şimşek, Çin ve Hindistan hariç başka bölgelere oranla Türkiye'nin orta vadeli görünümünün iyi olduğunu ifade etti.


İş bulmuşlar!

Bakan Şimşek, Türkiye'nin istihdam yaratmada dünyanın en iyi ülkeleri arasında olduğunu belirterek, son 12 ay içerisinde Türkiye'nin 1,3 milyon vatandaşına iş bulduğunu söyledi. Buna rağmen işsizlik oranının 1 puandan fazla arttığını aktaran Şimşek, şunları kaydetti:
Çünkü Türkiye'de çalışma çağındaki nüfus çok hızlı artıyor. Bu iyi bir şey. Uzun vadede yüksek büyüme potansiyelini gösteriyor. Ama buna ilaveten işgücüne katılım oranında bir patlama var. Dolayısıyla aslında Türkiye'deki işsizlik oranındaki artış istihdam eksikliğinden kaynaklanmıyor. Önemli ölçüde işgücü piyasası dinamiklerinden kaynaklanıyor. Demek ki bizim çok daha fazla istihdam oluşturmamız lazım. Bu da reform gerektiriyor. En önemli reformlardan biri de işgücü piyasası reformu.