Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in 25 Nisan günü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'e sorduğu ve üzerine fırtınalar koparılan sorular, çok önemli bazı gerçekleri gözler önüne serdi.
Neydi sorusu Kamer Genç'in?
   
"Atatürk bu Cumhuriyeti kurmasaydı siz hangi devletin vatandaşıydınız? Hangi tarikat mensubunun bilmem kaçıncı hanımı durumuna düşerdiniz?"
   
Fatma Şahin bu sorular üzerine küplere bindi. Cevap vermek yerine Sayın Kamer Genç'e hakaret etmeyi tercih etti.
Daha da önemlisi bütün Meclis (CHP de dâhil) Sayın Genç'e kınama cezası verdi.
Fatma Şahin hızını alamadı, ertesi gün Kamer Genç hakkında 100 bin TL'lik bir tazminat davası açtı.
Şimdi bu olayın üzerinde biraz daha yakından duralım.

AKP "dinci" bir parti değil midir?

Fatma Şahin'in partisi AKP, her fırsatta İslam hukukunu referans almaktan bahsediyor. Gücü yettiği oranda da bu görüşünü hayata geçiriyor.
Peki, İslam birden fazla kadınla evlenmeye cevaz veriyor mu?
Evet veriyor.
Bizzat İslam peygamberinin kendisi 13 kadınla evlenmiş midir?
Evet evlenmiştir.
Bugün İslami kurallara göre yönetilen Suudi Arabistan ve diğer Müslüman ülkelerde çok kadınla evlenme yasal mıdır?
Evet yasaldır.
O halde Fatma Şahin'in çok eşli evliliği hakaret olarak kabul etmesini nasıl değerlendirmek gerekiyor?
Fatma Şahin'in tepkisi aynı zamanda AKP'nin çıkmazıdır. Ortaçağ özlemcisi AKP yüzyıl öncesinin kadına ilişkin hukuku kendisine hatırlatıldığında infial göstermek zorunda kalmıştır.

Atatürk ve Cumhuriyet Devrimi olmasaydı...
   
Kamer Genç her iki sorusunda da sonuna kadar haklıdır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderlik ettiği Kurtuluş Savaşı zafere ulaşmasaydı, Fatma Şahin muhtemelen Anadolu coğrafyasındaki çok sayıda sömürgeden birinde doğacaktı. Çünkü Lozan'la birlikte yırtılıp atılan Sevr anlaşması Anadolu'yu galip emperyalistler arasında paylaştırıyordu.
Gene Atatürk'ün önderliğinde gerçekleşen Cumhuriyet Devrimi olmasaydı, o sömürgelerde yaşayan Müslümanlar şer-î hukuka tabi olacaklardı.
Kadınların o durumda bir tarikat mensubunun birden fazla eşinden biri olması normal sayılacaktı.
Hakaret bunun neresinde?

Çok eşliliğin tarihselliği
   
Çok eşlilik olayına tarih içinde bakmak gerekiyor. 1400 yıl öncesinin koşullarında çok eşlilik, kadına hakaret olarak değerlendirilemez. Hatta yüzyıl öncesinin koşullarında bile, tarihsel zemini zayıflamış olsa bile çok eşliliğin hala bir meşruiyeti vardı. Ama Cumhuriyet Devrimi bu meşruiyeti ortadan kaldırmıştır.
   
Toplumumuzun sosyo-ekonomik gelişimi 20. yüzyıla gelindiğinde, çok eşliliğin artık kadına hakaret anlamına geldiği gibi bir algıyı hâkim hale getirmiştir. Onun için 1400 yıl önce hiçbir şekilde "hakaret" olarak kabul edilemeyecek bir uygulama günümüzde uygulanmaya kalkışıldığında gerçekten de bir "hakaret"tir.

Laikliğin zaferi
   
Fatma Şahin'in ve AKP'nin tepkisi, bir yanıyla büyük bir samimiyetsizlik ve ikiyüzlülüğün dışa vurumudur. Ama öte yandan bu tepki, toplumumuz tarafından laikliğin nasıl içselleştirildiğinin bir göstergesidir.
Laikliğe düşman olduğunu gizlemeyen AKP gibi bir parti bile, şeriatın kadına ve evliliğe ilişkin hükümlerini savunamıyor. Şeriatın evlilik hükümleri hatırlatıldığında, kendisine hakaret edildiği iddiasıyla ayağa fırlıyor.
Aslında karşı karşıya olduğumuz olay, laikliğin zaferidir.

Gerici saldırıya teslim olan CHP
   
CHP'nin tutumu üzerine de birkaç söz söylemek gerekiyor;
CHP, bugün Türkiye'nin en can alıcı sorunu haline gelen bir konuda Kamer Genç'e sahip çıkmadı. Tam tersine AKP'nin samimiyetsiz çığırtkanlığına teslim oldu. Sayın Genç'e saldırı korosuna katıldı.

Oysa bu olayda Kamer Genç'i savunmak demek;

-    Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşımızı,
-    Ortaçağa karşı Cumhuriyet Devrimimizi,
-    Şeriatın evlilik hukuku yerine, laik Medeni Hukuk'un aile hukukunu ve kadın haklarını savunmak demekti.

CHP, kendi içini kemiren neo-liberal virüsten dolayı gerici saldırı karşısında ayakları titremiş, dik duramamıştır.
Tam tersine Sayın Genç'e yönelik linç kampanyasına katılarak, tarihsel köklerini bir kez daha inkar etmiştir.