Her şey kötü giderken salı akşamı biz hiç bir şey bitmedi dedik. Bitti desek çarşamba geri dönecektik, dönmedik ve Fransa'da tutunduk. Ama ve lakin her ne kadar biz bitti demesek de İrlanda sloganımızı çürüttü ve 'artık sizin için Fransa bitti' dedi. 1 gün gecikmeli olarak boynumuz bükük, ülkemizin yolunu tuttuk.
24 takım içinde, elenen 8 takımdan biri olmak ve üstüne üstlük bir tatil havasında turnuva geçirerek, elalemin diline düşmek, başarısızlık anlamına gelmektedir.
Bu başarısızlıkta pay sahibi olan etkenlerden biri, para kriziydi. Bazı futbolcular eksik para aldıkları için bunu takım kaptanı Arda'ya ilettiler. Arda'da görevini layıkıyla yerine getirmek için, bu konuyu Fatih Terim'e açtı. Fatih Terim, yapısı gereği, bu konunun sorun edilmesine çok kızdı ve Arda bu kızgınlıktan nasibini aldı. Doğal olarak da Arda'nın moralleri tamamen alt üst oldu, gururuna yediremedi. Tüm takım bundan etkilendi, huzursuz oldu.
Başarısızlığın sebeplerinden ikincisi ise, Fatih Terim'in çıkardığı kadro idi. İlk maçta sahaya çıkan kadro, yerli yabancı herkes tarafından eleştirildi. 2. maçta da sadece 1 değişiklik dışında kadro korununca ve bu kadronun da ilk maçtan farklı hiç bir şey yapmayınca, eleştiriler çok daha arttı.
Teknik direktörler bazen maçlara farklı bir kadro çıkartarak herkesi şaşırtabilirler. Takımı en iyi tanıyan kişiler teknik direktörlerdir. 'Bir bildiği vardır' denir, beklenir. Ama başarısız sonuç olunca da, yanlış yapıldığı anlamına gelir ve bu tercih eleştirilir. Fatih Terim de 2 kere yaptı bunu, ikisinde de hüsran yaşandı.

Neydi bu hatalar?

Bir takımda en büyük görevi defansif orta saha oyuncuları yapar. Hem defansa yardım etmeliler hem de hücuma. Hem duracakları yeri bilmeliler hem de koşacakları yeri. Hem güçlü olmalılar, hem de çok koşmalı. Hem çok iyi pas atmalılar hem de hiç top kaybetmemeliler. Hem defanstan top çıkarmalılar hem de gol atıp attırmalılar. Ülkemizde bu görevi layıkıyla yapacak 2 kişi var; Mehmet Topal ve Emre. Emre yeri geldi, oynadığı takımları tek başına ayakta tuttu. Ama yaş ve sakatlıklar sebebiyle milli takıma çağrılmadı. Elimizde bir tek Mehmet Topal kaldı fakat Fatih Terim onu defansta oynatmayı yeğledi. O bölgeye koyduğu isim Selçuk oldu.
Selçuk, Galatasaray'da o bölgede oynatıldı oynatılmasına ama mecburiyetten. Hem o bölgede oynayacak oyuncusu yoktu hem de asıl mevkisinde Sneijder vardı. Ve hiç bir zaman da o bölgede başarılı olamadı. Bu tercih, milli takımımızın gücünü neredeyse yarı yarıya düşürdü.
Takımın orta sahasında hep yavaş oyuncular vardı. Topu ileri taşımaya uğraşırken, rakip hemen geri dönüp, yerini alıp, atakları kesebiliyordu. Bu yavaşlık rakiplere daha fazla güven veriyor, toplu savunma, toplu hücumu yorulmadan yapabiliyorlardı.
Takımda 'Türk Messi' lakaplı Emre Mor vardı. Yaşı 18 idi. Hazırlık maçlarında herkesi kendine hayran bırakmıştı. Fakat turnuvada ilk 2 maçta yedek kulübesindeydi. Herkes oynamasını isterken, Fatih Terim güvenememişti. Maalesef ki ülkemizde 22 yaşından küçüklere hiç güvenilmiyor, kadrolara alınmıyor, yedek kulübesinde heba ediliyor. Dünyanın en iyi takımları bile yaşına bakmadan, hiç çekinmeden ilk 11'de oynatabiliyor.


Transfer köşesi

Göztepe: 400 bin Euro karşılığında, Gençlerbirliği'nden, 23 yaşındaki sol kanat oyuncusu Tayfur Bingöl'ü kadrosuna kattı. Şimdiye kadar Süper Lig'de sadece 9 dakika oynayabildi. Genel olarak 1. ve 2. Lig'de forma şansı bulabildi. Geçen sene Alanyaspor'da başarılı bir performans gösterdi. Gençlerbirliği, geleceğini parlak görseydi, kesinlikle elinden çıkarmazdı. Ama Göztepe'ye 1. Lig için faydası olabilir.
Avusturya uyruklu 26 yaşındaki sağ bek Tanju Kayhan. Bedavaya geldi. Bundesliga ve Süper Lig'de boy gösterdi. Bir ara yolu Beşiktaş'tan da geçti ama fazla forma şansı bulamadı. Takıma katkısı olacaktır.

Manisaspor: Melbourne City'den 24 yaşındaki sol kanat oyuncusu Fransız Harry Novillo'yu bonservissiz transfer etti. Olimpic Lyon kariyeri olsa da, forma şansı neredeyse hiç bulamadı. Kariyeri en çok Fransa 2. Lig'i ve Avustralya'da geçti. Türkiye'ye uyum sağlayabilirse, faydası olur.

Altınordu: 26 yaşındaki ofansif orta saha İrfan Başaran'ı bonservissiz kadrosuna kattı. 1. Lig tecrübesi çok fazla. Mart ayında çok uzun süren bir sakatlık dönemi geçirdi ve ligin son 9 haftasında oynayamadı. Çok riskli bir transfer.
23 yaşındaki Sertaç Çam transferi bana oldukça ilgi çekici geldi. 1. Lig tecrübesi hiç yok. Bandırmaspor kadrosunda tutmayıp, 2. Lig'e kiralık olarak gönderdi. Ne yapabileceği kapalı kutu.

Akhisar Belediyespor: Stoper İsmail Konuk'la yollar ayrıldı. Bursaspor bonservis bedeli ödemeden kadrosuna kattı. Geçen sezon ilk 11'e girmekte zorlandı ve sadece 12 Süper Lig maçında oynayabildi. Bırakılması gayet mantıklı oldu.
31 yaşındaki ön libero Merter Yüce'de Bursaspor forması giyecek yeni sezonda. Geçtiğimiz dönemde birçok maçta forma giydi. Son haftalarda sakatlık yaşamadı ve 2 maç kadroya dâhil edilmedi. Kalsaydı, faydası olurdu.
33 yaşındaki sağ bek Ahmet Cebe serbest bırakıldı. Yaşı sebebiyle mantıklı bir karar.
Brezilyalı 27 yaşındaki Bruno Mazenga, serbest bırakılan bir diğer oyuncu. Bir yabancı oyuncu olarak performansı yeterli değildi.
Guinea-Bissau'lu 27 yaşındaki sol kanat oyuncusu Sami'de geçen sezon istenilen katkıyı takıma sağlayamamıştı ve dolayısıyla serbest bırakılan bir başka isim oldu.

Basketbol Erkekler ümit vermedi

Erkek Basketbol Milli Takımımız hazırlık maçlarında, güçsüz takımlara karşı oldukça başarılı idi ama Yunanistan karşısında darmadağın oldu. Bu gösterdi ki Türkiye 2016 Rio Olimpiyat Elemeleri'nde Senegal'i yenip, Kanada'ya yenilecek. 2. olması demek, elenmesi anlamına geliyor. 1. olsa dahi diğer grubun en büyük lider adayı Fransa'yı da yenmesi gerekiyor. Çok ama çok büyük bir mucize lazım bize.