Adeta basketbol maçı izledik, Bornova Stadı'nda. Ancak skor olarak değil, mücadele olarak... Geçen hafta düşme potasına giren Göztepe ile sezonun ilk yarısında şampiyonluğu ama 2. yarısında tam tersi küme düşmemeyi hedefleyen Kasımpaşa arasında oynanan maçta tempo çok yüksekti ve hiç düşmedi.
Her iki takımında önceliği, çok koşup, rakibine nefes aldırmamak ve oyununu bozmaktı. Bunu da çok iyi başardılar. Dolayısı ile birbirlerini oynatmayınca, pozisyonu az bir müsabaka oldu, gol sevinci yaşanamadı.

Topu alıp yarı alana gelenlere hemen baskı kuruldu. Topun en kısa zamanda ayaktan çıkarılması gerekti. Çıkarmayan kaptırdı, çıkaranların ise paslarında isabet oranı azaldı. Top kapılamadığında da hemen faul ile atak önlenmiş oldu. Kaleye gitmek zorlaştı, kalecilere pek fazla iş düşmedi.

Sistem aynı olunca, bu sistemde başarı sağlanınca karşımıza birbirinin ikizi iki takım çıktı. Göztepe'nin hızlı ismi Yasin, Kasımpaşa'nın başarılı oyuncusu Trezeguet hücum anlamında hiçbir varlık gösteremediler. Defans oyuncularının günüydü. 'Şu güzel oynadı, bu güzel oynadı' diyerek öne çıkaracağımız bir isim olmadı. Herkes görevini elinden geldiğince yaptı. Zaten böylesine bir tempoda güzel şeyler yapmak zor. Çok fazla depar atmak zorundasın. Fazla depar atmak da çok yorar insanı, topa istendiği gibi hükmedilemez.

***

Göztepe daha atak bir oyun sergiledi. Kendi sahasında ve hiç susmayan taraftarı önünde oynuyordu. Büyük bir avantajı vardı. Bunu kullandı. Rakip kaleye gitmekte zorlansa da, sağdan soldan atağa kalktığı oldu. Ne ceza alanı içerisinde çoğalabildi ne de ceza alanı içerisine yapılan ortalar yerini buldu. Kötü ortalarda başı Berkan çekti. Gerçekten de çok kötü ortalar yaptı. Fakat bunu yorgunluğa da bağlayabiliriz. Bacaklarında derman kalmamış olabilir. Bir de sahanın boydan boya yarısı güneş altındaydı. Güneş, Berkan'ın gözüne vuruyordu, kaleye baktığı zaman. Bunu da es geçmemek gerekir.

***

Kasımpaşa pek orta şansı yakalayamasa da, 85. dakikada gole çok yaklaştı. Hajradinovic ortaladı, Perica kafayı vurdu, Beto yine takımını kurtaran isim oldu.
Kimseye şut izni de verilmedi. Göztepe ancak çoook uzaklardan fırsat bulabildi; 1 pozisyon dışında. Ceza alanı önünden 38. dakikada Deniz Kadah'ın şutu direkten geri geldi. İstatistikler de özellikle Göztepe için ilgi çekiciydi. 12 şut 2 isabet. Kasımpaşa 4 şut 2 isabet.
Üstte bahsettiği karşılıklı iki tehlike dışında, seyirciyi heyecanlandıracak bir şey olmadı. Yani oldukça kısır bir maçtı.

Altay kafa tuttu, penaltı kurbanı oldu

Altay, Gençlerbirliği deplasmanında sahaya çıktı, ezilmeden büzülmeden oynadı, kalitesini gösterdi. Ama çok çok basit bir penaltıya kurban gitti, evine puansız döndü.

***

Gençlerbirliği tam saha presle başlayınca ve daha 2. dakikada bu pres sayesinde pozisyon bulunca, Altay'ın işinin biraz zor olacağını düşündüm. Ama bu saman aleviymiş, çok kısa sürdü. Altay dizginleri aldı eline, top dolaştırıp durdu. Sadece top dolaştırdı, başka bir şey yapmadı. Açık aradı bulamadı. Altay'ın rakip kaleye ilk gidişi ve şutu tam tamına 27. dakikada oldu.  

Hücum oyuncuları çok sabitti. Ne defans arkasına koşu yaptılar ne de bindirme. Örneğin, gerçekleşen bir hızlı hücumda soldaki oyuncu defans arkasına koşu yapmak yerine, taç çizgisine doğru giderek rakibinden kurtulmayı, pas almayı düşündü. Böyle pozisyona giremezsin, defansı geçemezsin.
Tempo çok düşüktü. İkinci yarı biraz daha hareketlense de, yeterli değildi. Ne kadar ağır oynarsan, o kadar zor gol atarsın. Duran toplar da oyuna geç sokuldu.  
Gençlerbirliği özellikle uzun toplarla defans arkasına sarktı. Gerek defans son anda yetişti, gerek kaleci Aydın çıktı açıyı kapattı, golü önledi. Uzun toplarda defans oyuncuları daha başarılı olmalı oysa. Siyah beyazlı takım buna dikkat etmeli.

İlk yarının son saniyelerinde, Gençlerbirliği korner atarken, hızlı hücum yedi. Orta sahadan topu alan Kappel, bomboş ilerledi. Ceza alanına girip, açıyı kapatan kalecinin üzerinden aşırtmak istedi, güzel de vurdu ama Emrullah güzel çıkardı.

***

İkinci yarının kahramanı kaleci Emrullah oldu. Çok basit bir penaltı sonucu geriye düşen Altay, gol için yüklendi. 72'de Paixao'nun altı pas içinde vuruşunda Emrullah mükemmel bir refleksle çıkardı. Ev sahibi takım iyice defansa gömüldü, galibiyeti korumaya çalıştı. Altay yüklendikçe yüklendi. 90'da Furkan'ın şutunda sahneye yine Emrullah çıktı. 90+7'de kazanılan bir serbest vuruşta, kaleci Aydın da ileriye çıktı. Yapılan ortayı arka taraftaki Aydın içeriye doldurdu, karambolde topa son vuran Putsila oldu, yine Emrullah çıkardı.

***

Maçtan notlar kısmına Gençer ve kaleci Aydın'ı aldım. Önünde bulduğu topu uzaklaştırmak için kornere vurmaya çalışırken Altaylı oyuncu, top Gençer'in suratına geldi. Yere yığıldı kaldı. Hakem de hemen oyunu durdurup, sağlık ekibini çağırdı. Böyle durumlarda baş dönmesi yaşanabiliyor ve 5-10 saniye sürebiliyor. Eğer daha uzun sürerse durum vahimdir. Hele ki bayılma varsa... Genellikle çabuk toparlanıyor kişi. Biraz baş ağrısı olabilir, o da normal. Gençer'in tedavisi yapıldı ve sonra oyuna geri döndü.
Başka bir pozisyonda ise havalanan top kaleye inmeye başladı. Kaleci Aydın zıplayıp, tutmak istedi ama elinden kaçırıverdi. Neyse ki direğin dibindeydi ve seken top, üst ağlara gitti.