Sevgili  okuyucularım, üç yıl evlerimizden ne başımızı ne de  burnumuzu çıkarabildik. Sanki hepimizin normal yaşamı bir bıçakla kesildi. Ne olduğumuzu bilemedik. İnsanlarımızı, sevdiklerimizi art arda kaybettik. Dünyayı da sarsan Covid belasını teknoloji sayesinde an be an TV’lerden izledik. Sevdiklerimize hasret kaldık. Ne bayramlarımızı kutlayabildik, ne de bir araya gelebildik. Öyle bir dehşet ikliminde yaşadık ki, sağlık ötesi ruh sağlığımızda bıçak sırtında bir dönem geçirdik. Yaşanan bu dönemin başarısız yönetimlerin sonucunda düştüğümüz ekonomik kriz nedeniyle devam eden zorlu şartlar içinde ilk defa eski bayramları anımsatan bir bayram geçirdik. Hatta bu yılda Covid bizlere ders verdi. Kültürel, insani değerlerimizi birbirimize sarılmayı, el vermeyi, imeceyi hatırlattı ve yaşadığımız İzmir depremi.  

***

En önemlisi evde kapalı kaldığımız bu uzun zaman diliminde, düşünmeyi iç sesimizi dinlemeyi birbirimiz için endişelenmeyi kısacası hoyratça egemen olmaya başlayan hırs ve benliklerimizle yüzleşmeyi de. Bu arada okumayı, geçmiş, gelecek her konuda bilgiye ulaşmayı. Ben kendi adıma yazımı kaleme alırken fark ettim ki, bir başkayım. Yaş aldıkça geçmişi, hızlı karışan günleri daha farklı algılıyorum. Uzun zamandan sonra bayram gibi bir bayram gelen ulaşan sevdiklerimizle ve gerçek. Bayramın sağlıkla sevdiklerinle paylaştığı zaman olduğu gerçeği ve altı Mayıs, Üç fidanın asılarak hayata veda etmesi. Dedim ya düşünme hep bilgi toplama netice bu günde çocukluğumuzda bilinç altına yerleşenler bugün karşınıza çıkıyor. Bir yanlışın bir başka yanlışla telafisi üçe üç.  27 Mayıs 1960 darbesinden sonra başbakan Adnan Menderes, Bakanları Polatkan ve Zorlu idam edildi. 12 Mart 1971 muhtırasından sonra bu kez mecliste ” 3 e 3 ” bağırışları içinde Deniz Gezmiş, Yusuf Alan, Hüseyin İnan için siyaseten katil fermanı çıkarıldı.  İşte o zaman da anlayamadığımız denklemler, bugünkü aklımızla, yüreğimizi darmadağın ediyor. Bugün en büyük şikayetlerimizden biri kaybolan adalet, meğer çok uzun yıllardır kayıpmış. O zamanlarda başlayan zelzele sonucu bugün çöküyoruz.

***

Geçtiğimiz Pazar anneler günüydü. Güzel sözler, kutlamalar bir günlük. Çünkü ülkemde kahrolan ağlayan hep anneler hala. Üstüne üstlük son yıllarda önlenemeyen kadın cinayetleri ve çocuklar ve anneler hep ağlıyorlar. Bir 8 Mart Dünya kadınlar günü hep kutluyoruz da, anneler kutlu mu, anneler mutlu mu?  Her gün acılarımız tazeleniyor derken anneler gününde çok sevdiğim kadın, kardeş, dost, benim gururum 22-23. dönem İzmir milletvekili muhteşem bir kadın doğum uzmanı, geçmiş dönem Cumhuriyet kadınları genel başkanı geçmişten günümüze STK’larda saf tuttuğumuz, anne, eş, Dr. Canan Arıtman’ın zamansız vefatı. Tüm bu silsile çok ağır geldi. Kaybettiklerimizin geri gelmeyeceği gerçeği ile...