Dünyayı korkutan bir haber, Amerika'dan geldi. 2010 yılından beri gizli tutulan "Genel Nükleer Savaş" başlıklı dosyalar sızdırıldı.
Bu dosyalar, olası bir nükleer savaşta ABD'nin başkenti Washington DC'nin savunmasız konumuna ve ilk hedef olabileceğine işaret ediyor.
Dosyalarda Neler Var?
Sızdırılan dosyalarda, ABD yetkililerinin Washington DC'nin nükleer saldırıya karşı ne kadar savunmasız olduğunu ayrıntılı bir şekilde incelediği ortaya çıktı. Dosyalara göre, şehre megatonluk bir termonükleer bombayla sürpriz saldırı düzenlenmesi olasılığı masaya yatırılmış. Bu senaryoda şehrin tamamen yok olması bekleniyor.
Saldırı Nasıl Gerçekleşecek?
Sızdırılan dosyalara göre, Washington DC'ye yönelik saldırı önceden herhangi bir uyarı yapılmadan gerçekleştirilecek. Bu tür saldırılara "Bolt of the Blue" (Mavi Şimşek) adı veriliyor. Milyonlarca derece sıcaklığa sahip termonükleer bomba, devasa bir ateş topu oluşturarak şehri vurması bekleniyor. Bu ateş topunun etkileri şöyle sıralanıyor:
Yıkıcı Isı Dalgası: Patlama sonucu oluşan ısı dalgası, betonarme yapıları bile parçalayabilecek güçte olacak. Metal erime noktalarını aşarak sıvılaşacak, taşlar parçalanacak.
Ani Buharlaşma: Yoğun ısı dalgası, insan vücudunu bir anda buharlaştırarak karbon haline getirebilecek.
Nükleer Kış: Nükleer saldırının ardından ortaya çıkan toz bulutları, güneş ışınlarının atmosfere ulaşmasını engelleyerek küresel ölçekte bir soğumaya yol açabilir. Bu senaryoya "Nükleer Kış" adı veriliyor.
Hayatta Kalmak Mümkün mü?
Yetkililer, böylesi bir saldırıdan sağ çıkmanın oldukça zor olduğunu vurguluyor. Ancak nükleer saldırıya karşı "kendi kendine hayatta kalma" tekniklerine hakim olanlar için belki de bir umut olabilir. Bu teknikler arasında yiyecek ve su depolama, barınak yapma ve radyasyondan korunma yöntemleri yer alıyor.
Türkiye'yi Neden İlgilendiriyor?
Nükleer savaşın küresel bir felaket olacağı gerçeği göz önüne alındığında, bu haber Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor. Sızdırılan dosyalar, nükleer silahların korkunç gücünü ve bu tür bir savaşa karşı hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
