Yaz boyunca dokuz yaşında ki torunumla  üç  güzel ay geçirdik.

Deniz, güneş ve kum klasiği.

Ama bu arada ben de onunla birlikte televizyonun esiri oldum.

Torunumun seyrettiği dizileri takip etmek için bazen aleni bazende belli etmeden izledim.

Aman tanrım bu ne acımasızlık, bu ne rezalet!

Bir dizi baştan sona şampuan savaşı ile geçiyor.

Yani minnoş beyinlere, şampuan kullanmaları adete nakşediliyor.

Bir başkasında sürekli hamburger konu.

Hamburgerin lezzeti öğle bir işleniyor ki, beyin atamaz.

Dizi den sonra çocuk hamburger ister.

Tabii pizzayı unutmayalım.

Pizza baştan sona macera olmuş.

Barbi bebek tipinin güzelliğini, kıyafetlerini,yarışmaları anlatan dizi kanımı dondurdu.

Hele hele bir dizide aşk anlatılıyor abuk sabuk şekilde.

Vurduğu kırdılı dizelerde cabası.

Bu diziler özel olarak incelenip devreye girmeli.

Çocuk Psikologları, öğretmenlerden oluşan ekip değerlendirdikten sonra gösterilmeli.

Çocuk dizileri adeta ürün tanıtımı görevini almış.

Reklam amaçlı olarak kullanılıyor.

Daha küçük yaşlarda beyinlere zerk ediliyor.

Annelere ve babalara da sonrasında daha fazla dikkat etmeye başladım.

Tabletler ve telefonlar susturucu olmuş.

Çocuk herhangi bir huysuzluk yaptığında hemen ya tableti ya da telefonu eline tutuşturuyorlar.
Televizyon da seyredemediğini orada izliyor.

Tabii dizi ile de kalmıyor o dünya.

En tehlikeli,en sıkıntılı,  en olumsuz ne varsa çocuğun elinin altında oluyor.

Yazıktır , günahtır küçümenlere.

Lütfen anne ve babalar, ebeveynler en kıymetliniz evlatlarınızı bu vahşetten koruyunuz.

Televizyon üst kurulları, Rütuk  daha  dikkatli ve özenli denetlemeli.

Çocuklara kıymayın efendiler.