Yılın her gününün bir adı var. Her haftasının da. Hiç boş yok sanıyorum. Yeni öğrendim; bir de 'Dünya Fakirler Günü' varmış!
Sanıyorum; 'Dünya tasarruf Günü', bazıları, ya da muzipler tarafından 'Dünya Fakirler Günü' olarak değiştirmiş. Bu öneride bulunanlar; 'Fakirden başka tasarruf eden yok çünkü...' diyorlar...

Ciddiye alındı

Bizimkiler; Erol Akıncılar, Ünal Tümin, Mümin Sertbaş, Muzaffer Tezel, Kadir Gümüloğlu, Işık Ersan ve Bilgin Önder de bazılarına, 'Dünya Fakirler Gününüz kutlu olsun' demişler.
Çoğunluk işi ciddiye almış...
Murat Eştürk, 'Ne yani fakirlerin de bir günü olmasın mı? Hep mi cicili, bicili günler?' diyerek ilk yorumu yapmış...
Aslı Şafak'ın yanıtı şöyle: 'İnsanın, yoksun ile yoksul arasındaki farka sıkıştığı dönemden geçiyoruz. Yoksunluk azaldıkça gelir dağılımı uçurumu büyüyor. Her şeye ulaşabileceğini gören ama onları tutamayan insanlık borçla tasmalanıyor, ruhu fakirleştikçe fakirleşiyor. Günümüz kutlu olsun!'

Paylaşmanın mutluluğu

Bu arada 'Dünya Fakirler Günü' için görüntü gönderenler de olmuş, video da, Yeşilçam'dan,  Kemal Sunal'dan örnek replikler...
Benim arka arkaya seyrettiğim için, bir köy okulundan, sınıfından alınan görüntüler. İnsanın gözü ıslanıyor...
İnsan olmayanlara bir şey demeyeceğim. Önler için ise Doğa Hanım şöyle diyor: 'Gözünü kapatan, başkasını mutlu etmenin paylaşmanın kudretini, bir kişinin yüzünü güldürmenin zenginliğini bilmeyen, işte fakir onlar...'
Yani  'Dünya Fakirler Günü'nü bunlar kutlasın!...
Zaten yazarlarımız arada İzmir'in sözde zenginlerine değinip, bunların ceplerinde akrep olduğunu, bir fakire bir tas çorba ikramını bir yana bırakın, bir bardak çayı bile karşılığını beklemediklerinde sakındıklarını örnekleriyle anlatıyor.

Uçurum büyüdü

Erdi Şirin, '27 yaşımdayım ilk defa kendime ait günü kutluyor ve yaşıyorum!' derken Sedef Hanım günün yorumunu yapmış: 'Türkiye'de son 17 yıldır zengin- yoksul uçurumu çok hızlı arttı ve bu artışa neden olan hükümet en çok yoksullardan oy aldı...
Meydanlarda 'mazlumun yanında' diyorlar, OECD verilerine göre ise Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde dünyadaki en kötü 2. ülke... '
Biz fakirleri bir yana bırakalım, hani Yaşa takılanlar var. Fabrikaları satılanlar var. Ürünü para etmeyenler var...
Var ya, bunlarla ilgili TBMM'de hak arayan ve kanun teklifleri veren, sorunlarını dillendiren ve çözüm yollarını öneren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu kez şöyle diyor: 'Seçimde sandıklara ve de kentlerin sonuçlarına tek tek bakacağım... Hakkını aradıklarımın oylarını kime verdiklerine bakacağım... Emekli olsun, işçi olsun, üretici olsun... Bunlar oylarını kendilerini muhtaç hale getirenlere oy verirlerse, bu kaz ellerim iki yakalarında olacak...'
Bence bu önemli bir mesaj...
Ya meydanlarda yıllarca önce söylendiği gibi, 'İşçisin sen işçi kal!' ya da 'Fakirsin sen fakir kal!' diyen zihniyete oy verilecek, ya da insan gibi yaşamak isteyenler sınıfı kazanacak...
Artık herkes buna göre hareket edecek, oyunu kullanacak. Biz yine 'Dünya Fakirler Günü'ne dönelim. Yani halkımıza...

Karamsar olanlar

Merve Kaya iyice karamsar. 'Bir idealim bile yok, anlıyor musun?' diye soruyor. Biz anlıyoruz da, büyüklerimiz anlıyor mu, bilmiyoruz. Kars'ta bir ara arkadaşlarımızı ağırlayan Nuray Hanım da şöyle diyor:
'Elimizde salçalı ekmekle, akşam ezanı okununca, 'Eve gel!' diyen ana babaların, konu komşuya emanet ettiği çocuklardık...'
Bu yanıta, 'Eeeee!' dedik, devamını bekledik ama bağlantı kesildi!
Bir okuyucumuz da, rakamlarda biraz geri kalmış ama yine de kabul ettik. Söylediği şu:
'Saraylarda yaşayıp halkı gecekonduya ikna etmek. 158 bin 500 lira maaş alıp 2020 TL'yi halkına çok görmek. Çocuklarını ABD'de okutup, milletin çocuğunu imam hatiplere mahkum etmek. 550 çeşit yemek yeyip 80 yaşındaki insanları domates kuyruğuna dikmek....'
Hadi canım sende!
O kuyruk 'varlık kuyruğu' siz bunları 'Dünya Fakirler Günü'nden söz ederken konuşamazsınız...
Reis'ten iyi mi bileceksiniz?

Yaşar Usta unutulmaz

Enver Kaya, 'Fakirin ihtiyacı, zenginin israfı kadardır...' derken, 'Kâbe'ye niçin ipekten bir örtü örtmüyorsun?'sorusuna, 'Dünyada hâlâ aç Müslümanlar varken, ipek örtü neye yarar' diyen Hz Ömer (r.a) ne güzel özetlemiş bu durumu...
Hepimizin temennisi, bir kişinin bile açlıktan, soğuktan yaşamanı kaybetmediği adil bir hayat değil mi?
Çocuklarını saç kurutma makinesi ile ısıtıp diğer odada kendini asan anneyi biliyorsunuz değil mi?
İşte bu, boş verenlerin kâbusu olsun ki, aklı başına gelebilsin. Doğruluk derecesini de bilmiyorum, olayın geçtiği yeri de... Ama doğru olduğuna inanıyorum, Mediha Doğan Hanımın yazdıklarına;
'Zengin Fabrikatör Saim Bey'e kafa tutan ; cüzdanı fakir, gönlü yüreği zengin Yaşar Ustam; senin de Dünya Fakirler Günün kutlu olsun. Saygıyla, hürmetle, sevgiyle...'
O kadar çok mesaj alındı ki, yazmakla bitmez....
Bence 'Bu Dünya Fakirler Günü' çok tuttu...
En iyisi her günü böyle kutlayalım, belki varlıklarımızın da biraz olsun aklı başına gelir. Tabii ki siyasetçiler ile belediye başkan ve adaylarının da ...

GÜNÜN HABERİ

Kuru ekmek de yeter!

'Para her şeyi yapar' diyen, para için her şey yapar!
Fakirlik çeşit çeşittir;  ahlak fakirleri, eğitim fakirleri, adalet fakirleri,  zeka fakirleri, eşitlik fakirleri, sağlık fakirleri...
Ve, 'mal mülk fakirleri' nin bu sayılanların yanında esemesi bile okunmaz!
Ben yine moral vereyim: 'Fakirdik ama mutluyduk!'
Tasarrufa devam, kemer sıkmaya da...